Ekonomik önlemler
Hakan Aklar / Ak Yatırım
Gelişmiş ülkelerdeki sorunlar nedeniyle, gelişmekte olan ülkelerin krediye erişimi kısıtlandı. Bu durum bir yandan büyümeyi aşağıya çekerken, diğer yandan dış borcun çevrilmesini zorlaştırdı. Diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi Türkiye de krizden daha az etkilenmek için önlemler alıyor. Hükümet kapsamlı bir ekonomik paketi bu hafta içinde açıklayarak reel sektöre, özellikle KOBİ'lere, krizden daha az etkilenmesi için yardımcı olacak. Vatandaşlardan yurtdışındaki dövizini getirmesi durumunda çok düşük bir vergi alınacak olması döviz arzını rahatlatma amacını taşıyor. Halen 50.000 YTL olan mevduat sigortası limitinin yükseltilmesi bekleniyor. Böylece sisteme güven daha da artırılmış olacak. Ayrıca IMF ile kısa süre içinde bir anlaşma yapılması da gündemde bulunuyor. Bu da yatırımcıların Türkiye'ye olan güvenini artıracak.
Merkez Bankası'nın döviz likiditesini artırmak için aldığı önlemler kayda değer. Merkez Bankası 9 Ekim 2008 tarihinden itibaren döviz depo piyasasında aracılık faaliyetlerine yeniden başladı. 24 Ekim 2008 tarihinde ise bankaların bu piyasada işlem yapma limitlerini toplamda 10,8 milyar ABD Doları'na yükseltti. 21 Kasım'dan itibaren bankaların kendilerine tanınan borçlanma limitleri çerçevesinde ABD Doları ve Euro cinsinden Merkez Bankası'ndan alabilecekleri dövizin vadesi 1 haftadan 1 aya yükseltilirken, %10 olarak belirlenmiş borç verme faiz oranları ABD Doları için %7'ye ve Euro için %9'a çekildi. Merkez Bankası gerekirse 10 milyar ABD Doları tutarındaki döviz cinsi zorunlu karşılıklarının bir kısmının bankaları rahatlatmak için aşağıya çekeceğini açıkladı. Merkez Bankası'nın 19 Kasım toplantısında borçlanma faizinde 50 baz puanlık, borç verme faizinde de 100 baz puanlık indirim büyümeye yardımcı olmak açısından olumlu. Hazine Müsteşarlığı ise iç borçlanmalarını YTL üzerinden yapması sayesinde 2003 yılında toplam iç borç stoğunun %22'si olan döviz cinsi iç borç stoğunu eylül ayında %7,5'e kadar düşürdü. Böylece Hazine global krizden daha az etkileniyor.
Kısacası daha hızlı hareket etmesi gerektiği eleştirilerine rağmen hükümet özel sektörün krizden az etkilenmesi için çabalarken, Merkez Bankası ve Hazine Müsteşarlığı krizde oldukça başarılı para ve mali politikalar uyguluyorlar. Önümüzdeki dönemde dünyadan kaynaklanan nedenlerle reel ekonomide yavaşlama görülecektir. Türkiye kriz etkisini azaltmak için oldukça önemli kararlar alıyor. Bu kararların olumlu etkilerinin piyasalarda görülmesi beklenmeli.