Ekonomik krize ve işsizliğe babayiğitilik sökmez

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ tandogan2007@gmail.com

Serbest meslek

Otobüsün ön tarafındaki karşılıklı koltuklardan birisinin bir ucunda bir bayan vardı, diğer ucunda da bir adam. Ortadaki iki kişilik yer boştu. Ancak adam bacak bacak üstüne atmıştı, yayılmıştı. Kadının yanına oturup rahatsız etmek istemedim, adamın yanına çöktüm. Adam toparlanmak zorunda kaldı. Kendimi affettirmek için de "Özür dilerim, sizi rahatsız ettim" dedim. Adam böyle bir şey beklemiyordu. "Ne demek!" gibi bir şeyler mırıldandı.

Otobüs yoluna devam ederken, yanımdaki adam beni yandan süzüyordu. Elimdeki çantaya bakarak "Doktor musunuz?" dedi. "Evet, doktorum; ama tıp doktoru değil" deyip işi fazla uzatmak istemedim Kestirmeden " Hocayım" dedim. Ama bu adamın merakını kesmedi.  "Lise mi, üniversite mi?" dedi. İlköğretim olasılığını eleyerek sormuştu sorusunu. "Üniversitede" dedim.

Konu meslekten açılmışken insan kaynakçılığım başkaldırıp sorusunu sordurdu "Siz ne iş yapıyorsunuz?" Adam "Ben, serbest meslek" dedi.  Yine insan kaynakçı dürtüm harekete geçti. "Demek serbest meslek.. Mesleğiniz nedir, ne iş yaparsınız?" Adam "Serbest çalışıyorum. Bulunca, gece bekçiliği.falan yapıyorum" dedi. Sonra da eklemek zorunda hissetti. "Herkesin işi kendine. Ben hocalık yapamam. Siz de gece bekçiliği" Benim biraz merakla  baktığımı görünce izah etmek zorunda kaldı. "Gece bekçiliğini herkes yapamaz, korkarlar " dedi.  Piyasadaki karşılaştırmalı üstünlüğünü kendine göre ortaya koydu. Sanırım gece bekçilik yaparken korkanları gözünün önüne  getirip güldü bıyık altından. Genelde bütün tartışmaları anında kesecek sözcüğü söyledim "Haklısınız" dedim. Görüşünün kabul edilmesinden mutlu oldu. Son durağa gelmiştik, otobüsten  hep birlikte indik.

Ülkemizde işsizlik

Yukarıdaki anlattığım olayın kahramanı,  serbest meslek erbabı kişi, ülkemizdeki işsizler ordusunun bir neferi idi. Türkiye İstatistik Kurumunun  "Hanehalkı işgücü araştırması 2010 Şubat dönemi (Ocak, Şubat, Mart2010) sonuçları"na göre işsizlik oranı %14,4 tür. Kurumun haber bülteninde şunlar dile getirilmektedir:

" "İşsizlerin % 90,8'i (3 milyon 235 bin kişi) daha önce bir işte çalışmıştır.

" Daha önce bir işte çalışmış olan işsizlerin % 44,7'si "hizmetler", % 23,9'u "sanayi",             % 20'si "inşaat", % 8,9'u "tarım" sektöründe çalışmış, % 2,5'i ise 8 yıldan önce işinden ayrılmıştır.

" İşsizlerin; % 32,3'ünü çalıştığı iş geçici olup işi sona erenler, % 19,7'sini işten çıkarılanlar, % 15,3'ünü kendi isteğiyle işten ayrılanlar, % 8,1'ini işyerini kapatan/iflas edenler, % 7,5'ini ev işleriyle meşgul olanlar, % 7,4'ünü öğrenimine devam eden veya yeni mezun olanlar, % 9,7'sini ise diğer nedenler oluşturmaktadır."

Dünyada işsizlik

Dünya işsizlik sorununa çözüm arıyor. Geçtiğimiz nisan ayında Washington'daki G20 ülkelerinin istihdam ve işgücü pazarlarından sorumlu bakanlarının toplantısında yine ana konu işsizlikti.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Organizasyonu (OECD) Genel Sekreteri açılışta yaptığı konuşmada önemli noktalara dikkati çekti. Vurguladığı birinci nokta, hem işsizlik rakamlarının, hem de bütçe açıklarının aşağı çekilmesi konusu. Bu, ülkeler için çok akıllı çözümler gerektiren bir durum. Çünkü işsizliği aşağı çekmekte kamu harcamaları gündeme gelecek, ama bu da bütçe açıklarını artıracak. Belirttiği ikinci önemli husus, dirençli bir işsizlik oranının çok önemli bir risk olduğu. Genel Sekreter, Kuruluşun Ekonomi Bölümünün yaptığı bir araştırmanın sonuçlarını dile getirmiş. Bu araştırmaya göre, iş pazarı çok esnek olan ülkelerde bile kriz öncesi istihdam oranlarına dönmek için 5 yıl gerekiyor. Dikkati çektiği en önemli husus da "kayıp bir genç kuşağın" önüne geçilmesi. Başka bir deyişle,  genç nüfustaki işsizliğe öncelikle çözüm bulunması. OECD ülkelerinde genç nüfustaki işsizlik oranı %19 civarında. Fransa, İtalya ve Amerika Birleşik devletlerinde her 4 gençten birisi işsiz. İspanya'da ise gençler arasında işsizlik %40'ın üstünde. (Sanırım ülkemizdeki gençler arasındaki gerçek işsizlik rakamı da bu iki oran arasındadır)

Sonuç

İşsizlik yalnız Türkiye'nin sorunu değil. Her ne kadar ülkemizi  teğet(!) de geçmiş olsa, dünyada ciddi bir ekonomik kriz yaşandı, yaşanıyor. Ve ülkemiz de bu geminin içinde; bundan etkilendi ve etkileniyor. Rahmetli peder "Soğuğa babayiğitlik sökmez" derdi. Yaşasaydı sanırım "Ekonomik krize ve işsizliğe de  babayiğitlik sökmez" derdi. Bu nedenle önce gerçekleri kabul etmek, sonra da gereken tedbirleri almak gerekir. Yoksa yukarıdaki otobüs hikayemdeki gibi serbest meslek erbabı sayısı hayli yükselecek.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sülale boyu nepotizm 24 Ekim 2019
Müşteriden misafire 12 Eylül 2019