Ekonomik krizde İspanyol, Alman, Uzakdoğulu farkı...

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI [email protected]

Avrupa ekonomisi tedirgin ediyor herkesi.

Üretmezsen.

Borçlanırsan.

'El' parasına güvenirsen…

Borçlandığını da tüketip, üretime yönlendirmezsen.

Sonun bu.

Yüzde bin faizli tahvilini bile kabul etmez 'teminat' olarak kapı komşun!

* * *

Eylül aylarında Berlin'de düzenlenen IFA Elektronik Fuarı'nın tanıtım toplantılarını beş yıldır takip ediyoruz.

2 günlük programlarda, 50'ye yakın ülkeden yüzün üzerinde deneyimli gazeteci ile sohbet etme şansı buluyoruz.

IFA'nın tam donanımlı yönetici, teknik ve araştırmacı kadrosunu da işin içine katarsak, tüm dünyada yaşanan süreç ve kısa dönemde gerçekleşebileceklerle ilgili fikir sahibi olup dönüyoruz.

* * *

2009 yılının başında, ortalık krizin tozu ve dumanının karanlığındayken, Malta'da düzenledikleri toplantıda IFA Yönetim Kurulu Başkanı Dr.Rainer Hecker ve araştırma kuruluşu GFK'nin Küresel Direktörü Juergen Boyny, "Elektronik piyasasındaki büyüme, krize rağmen, TV ve cep telefonu başta olmak üzere hızla devam edecek. Tüm veriler 2009 ve 2010'da dünya büyümesinin iki-üç katı büyümeye işaret ediyor." demişlerdi.

Fazla inanmasak da, "Elektronik piyasasına yön verenler krizi umursamıyor." diye yazmıştık, o tarihte.

Söyledikleri çıktı.

* * *

Hafta sonu İspanya'da düzenlenen toplantıda anlatılanları; elektronik ürünlerin üretimi ve tüketimindeki gerçekleşmeleri; 2011 ve 2012 tahminlerini ve kriz ile ilgili yorumları, kısaca "çok olumlu" diyerek geçiştireceğim.

'Kriz' deyince, Avrupa'ya yönelik farklı bir izlenimimden bahsedeceğim.

* * *

Avrupa'da kriz…

Önce 'İzlanda', 'İrlanda' kasırgası esti…

Çok geçmedi, 'Yunanistan' fırtınası.

Ardından, 'Portekiz' rüzgârı.

Sıradaki, 'İspanya', 'İtalya' yeli. (Kasırgaya dönmeyi bekleyen)

Almanlar mı? Hala 'diri'

* * *

İspanya'da ki toplantı organizasyonun ayrıntıları ise diri kalmanın ya da dipte olmanın sebeplerinin 'minyatür göstergesi…' 

* * *

Şöyle ki:

Toplantının organizasyonu Almanların.

Karşılamadan, uğurlamaya kadar geçen süre zarfında, gazeteci misafirlerin rahatı ve ihtiyaçlarını karşılama adına en küçük ayrıntı atlanmamış.

Gazetecilerden gelebilecek her türlü soru düşünülmüş ve belli ki bunun için aylarca araştırmalar/hazırlıklar yapılmış. 

4 salonda sabahın erken saatlerinde başlayıp, gün boyu devam eden toplantılar silsilesinde en ufak bir aksamaya dahi ihtimal tanınmamış.

Tam bir ekip çalışması; 'mükemmellik', 'disiplin' ve 'çalışkanlık' gösterisi…

* * *

Dikkat çeken diğer resim ise Çinli, Hindistanlı, Koreli ve Japon meslektaşlarımın bütün toplantılara katılma 'gayreti'…

Heyecanla bir salondan diğerine koşuşturma 'telaşları'…

Bu resmin karşısında ise diğer ülkelerden katılan meslektaşlarımın 'rahatlığı'…

* * *

Ekonomik kasırgayı bekleyen İspanya mı?

Yarımşar saatlik toplantı aralarında 'kültür turizmi' için Alicante'ye koşuşturanların şaşkınlığı anlatıyor her şeyi…

Dükkânlar kapalı!

Camlarda yazı:

Çalışma saatleri

10.00 - 13.30

17.00 - 20.00

Dükkân sahipleri nerede?

Evlerinin balkonlarında, plajlarda, sokaklarda 'siesta'da. 

Ne mi yapıyor?

Altında 'Alman Malı' arabası, belinde 'Türk Malı' şortu, elinde 'Brezilya Malı' içkisi, ağzında 'Türk Malı' çileği, kulağında 'Çin Malı' walkmeni, karşısında 'Kore Malı' televizyonu ile kahkahalar eşliğinde 'Akdeniz'in serin esintisinden' kurtulup 'Ekonomik Kasırga'nın yolunu gözlüyor!

Ne diyelim… Her şeyin bedeli/getirisi var. Çalışmanın da, oturmanın da…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Refleks 26 Ağustos 2024
“Durduk yere” mi oldu? 21 Ağustos 2024