Ekonomik konjonktür ve işletmelere finansal tavsiyeler
Global ekonominin ve Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu durum İşletmeler açısından finansal yönetim süreçlerini tekrar gözden geçirmeyi gerektirmektedir.
Öncelikle finansal yönetim sürecinin günümüz İşletme süreçlerinin temel stratejisi olduğunu belirtmek isterim. Dışsal konjoktürden bağımsız olarak işletmeler tüm departmanlarını sürdürülebilir ortak hedefler çerçevesindeki yönetim anlayışı olan “finansal yönetim” günümüz şartlarında önceliklerini değiştirmiştir. İşletmelerde finansal yönetim 3 hedefi dengelemelidir.
- Ciro
-Kâr
- Nakit (Likidite)
Bu üç parametrenin yönetilmesinde yüksek enflasyonlu süreç birini ilk sıraya taşımaktadır. Bugünün koşullarında nakit öncelikli olmaktadır. Unutulmamalıdır ki, “Kârlı bir şirket nakit değilse batar, nakit bir şirket zararda olsa da yaşar.”
Dolayısıyla nakit yönetimi konusu bugünün finansal yönetiminin en öncelikli konusu olmuştur. Ancak işletmelerimizin de dikkat ve önem önceliğinde hak ettiği yeri halen almamaktadır. Yaklaşım özellikle yüksek ciro ve kâr olunca nakit gereksiniminin yönetilmesi konusu ancak sorun ortaya çıktığında dikkate alınmakta ama bu sırada yapılacak çok fazla bir seçenek kalmamaktadır.
Nakit yönetiminin bu dönem bu kadar önem taşıması, nakit seviyesini etkileyen fonksiyonların da detaylandırılmasını gerektirir. Buna göre işletmelerde finansal yönetimin nakit karşılığı olan operasyonlar;
-Stoklar
- Ticari alacaklar
-Ticari borçlardır
Özellikle bu operasyon bugün şirketlerin sürdürülebilir olmalarını belirleyen faktörlerdir. Bu konu, operasyonların ilişki biçimi ve özellikle artan cironun etkisi, sürekli takip edilmelidir.
Burada belirtmek istediğim iki motto cümlede şudur; “Her satış iyi satış değildir”, “Her müşteri velinimet değildir.” Tüm bu etkileşimlerin doğaldır ki temel ölçümleme standardı “Nakit Akım Tablosu” dur. Bu dönemler Şirketlerin “Nakit Akım Tablosu” ile yönetilmesi riskleri yönetmek, hatta bu risklerden fırsat yaratmanın en temel koşulu olacaktır.
2024 bütçesi
Bütçesiz işletme, yönünü belirleyemeyen gemi gibidir. Günümüz işletme yönetiminde plan, sürdürülebilirliğin temel aracıdır. Ancak sadece bütçeyi yapmak değil bütçe ile faaliyetlerin yönetilmesini de sağlamak önem taşır. Yani bütçe var ama işletmenin yaşamı başka parametreler içinde oluşuyorsa riskler artacak demektir. Bulunduğumuz aylar hiç şüphesiz ki yeni yıl bütçesinin hazırlık dönemidir.
Bütçe dönemin faaliyet takvimi ve bunun hazırlık süreçleri bulunmaktadır. Bu detaylara girmemekle birlikte 2024 yılının özellikle makro göstergelerinin öngörüleri oluşturulurken mümkünse yılı 3+9 şeklinde planlamak ay ve yıl sapmalarını yönetmek için daha uygun olacaktır. Satış hedeflerinin yeni yıl bütçesinde işletme sermayesi ihtiyacı ve bunun finansmanı dikkate alınarak belirlenmesi olası yıl içinde konjonktürel beklentilerde dikkate alındığında daha ihtiyatlı olunmasını sağlayacaktır.
Enflasyon muhasebesi
Açıklanan kararname ile 31.12.2023 sonuçları enflasyon muhasebesi çerçevesinde oluşturulacaktır. Unutulmamalıdır ki yaşanılan özellikle son iki yıl, enflasyonla oluşan sanal değerlerin düzeltilmesi konusu mevcut ekonomik yapımızın gerçek görünümünü bize gösterecektir. Burada firmalarımızın parasal olmayan değerlerinin yıl sonuna kadar bilançolarında mümkün olduğunca büyütmeleri bu uygulamadan kazanacakları faydayı arttıracaktır.
Değişmeyecek stratejiler
İşletmelerimizin konjonktürel süreçlere bağlı olmaksızın rekabet, sürdürülebilirlik, katma değerli iş modelleri ve yalın üretim anlayışını bünyelerine kazandırabilmelerinin 4 temel koşulu bulunmaktadır.
-Maliyet yönetimi
-Faaliyet hızlarının arttırılması
-Kaliteden ödün verilmemesi
-Esneklik ve inovasyonun devamlılığı
Bu temel stratejiler öncelikle her işletmenin kendi için durum tespitinin yapılması ve beraberinde hedefler doğrultusunda geliştirilmesine yönelik aksiyon planlarının alınması işletmelerimizin kurumsallaşmasında da belirleyici olacaktır. Türkiye ekonomisi 2024 yılında özellikle iç pazar yönüyle yavaşlaması enflasyonun kontrolü açısından temel koşullardan olduğu, dünya ekonomisinin de yükseltilen faizlerle birlikte durgunluk bazı bölgelerde de resesyon beklentisi dikkate alınacak olursa, finansal stratejilerimizin işletmelerimizde tekrar gözden geçirilmelidir. Bu tercihler risklerin fırsata dönüştürülmesi sağlayacaktır.
Son söz: Her dönem her doğru, doğru değildir.