Ekonomik güven alarm veriyor!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Hafta başında açıklanan, mevsim etkilerinden arındırılmış ağustos ayı ekonomik güven endeksi gelecek konusunda iyi şeyler söylemiyor. Anılan dönemde oldukça ciddi bir çöküş yaşanmış; endekste yüzde 24,1 gibi çok yüksek oranlı ve olağan sayılamayacak bir düşüş gerçekleşmiş. Finansal piyasalar ile ekonomi yönetiminin, böyle olmaması için devreye soktuğu muhtelif girişimlere rağmen beklentilerin sert bir şekilde olumsuzlaşması önlenememiş! 

Ekonomik güven endeksi, küresel düzeydeki olumsuzlukların içerideki beklentiler üzerinde yarattığı tahribat nedeniyle 2016 yılına sert gerilemeler ile başlamış. Yine dışarıdaki sakinleşmeye paralel olarak, mart ayı sonrasında toparlanmış ve kayıplarını büyük ölçüde geri almış. Temmuz ayında yükselerek bu yılın zirvesine tırmanmış; ağustos ayında ise küresel ölçekteki sakinliğe rağmen, 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında yaşananların etkisi ile sert bir şekilde gerilemiş! 

Söz konusu endekste gelişmeyi daha iyi anlamak için alt bileşenlerine bakıldığında, iş dünyasının önünü göremez hale geldiği dikkat çekiyor. Tüketici güveninde gözlenen yüzde 11,1’lik yükselişe rağmen, beklentiler bozulmuş ve kırılganlık algısı güçlenmiş; hem de ekonomik aktivitenin mevsimlik olarak yükseliş eğiliminde olması gereken yılın üçüncü çeyrek döneminde bu tuhaflık yaşanmış! 

Alt bileşenler açısından en büyük gerileme hizmet sektörü güven endeksinde olmuş; yüzde 9,7’lik gerileme genel görünümü en çok olumsuzlaştıran faktör olmuş. İnşaat sektörü güven endeksi ise yüzde 4,2’lik düşüş ile onu takip etmiş. Reel kesim güven endeksi yüzde 3,1 ve perakende ticaret güven endeksi ise yüzde 2,3 oranlarında gerilemiş. Faizlerin düşmesi ve tüketici güveninin belirgin bir şekilde artması ile dış piyasalardaki göreceli sakinlik, bu türden bir olumsuzluğun ortaya çıkmasını engelleyememiş! 

Güven endekslerine yansıyan görünüm olumlu düşünmeye izin vermiyor. Pek çok sorunun eşanlı olarak iş dünyasını rahatsız etmekte olduğunu dikkate almak, onları yeni yatırım yapmaya ikna etmenin iyice zorlaştığını kabul etmek gerekiyor! Gerek iç ve gerekse dış pazarların durumu güven vermiyor, faizlerdeki gerilemeye rağmen krediye erişim kolaylaşmıyor ve borç-alacak zinciri çatırdamaya devam ediyor. İş stokları artıyor, kapasite kullanımı geriliyor ve rekabet koşulları olumsuzlaşıyor. 15 Temmuz sonrasının siyasi ve hukuki uygulamaları, ekonomideki eğilimleri de etkiliyor; sorunları daha da ağırlaştırarak hareket yeteneğini daraltıyor. 

Hemen yukarıda kısmen özetlemeye çalıştığımız faktörler, makroekonomik beklentileri de olumsuzlaştırıyor ve umutlar soluyor! Muhtemelen büyüme ivme kaybetmeyi sürdürecek ve istihdamı artırmak mümkün olamayacak! İstikrarsızlıkların daha belirleyici olmasını engelleme çabaları, muhtemelen yetersiz kalmaya devam edecek! Faaliyet gelirleri azalırken borçlar büyüyecek, kredi itibarı kaçınılmaz olarak zayıflayacak! 

İyice bunalmış bir görünüm sergileyen iş dünyasının, bazı olumsuzluk potansiyellerini pek hesaba katmıyor olduğunu da dikkate almak gerekiyor. Büyük bir olasılıkla, sınır ötesi askeri operasyonların maliyetlerini ve olası dış politika değişimlerinin tetikleyebileceği bazı önemli yan tesirleri görmezden geldiler! Kredi derecelendirme şirketlerinden gelen ciddi uyarılardan etkilenmediler! Küresel beklentilerdeki olası bir olumsuzlaşmanın tetikleyebileceği riskten kaçınma eğiliminin, ekonomimiz üzerinde yaratabileceği tahribatı da ihmal etmek durumunda kaldılar! 

Ne kadar süreceği belli olmayan sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz. Yaşadıklarımızı öngörememiş olmanın ve buna bağlı tedbirsizliğin yarattığı açmazları yoğun bir şekilde tadıyoruz. Tek başına iyi niyetin yeterli olamadığını, bir kez daha deneyimleyip bedel ödeyerek öğrenmek zorunda kalıyoruz!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar