Ekonomik göstergeler ne söylüyor? Gelir dağılımı adaletsizliği…

Şevket SAYILGAN / Ekonomist
Şevket SAYILGAN / Ekonomist [email protected]

Bu yazımda mevcut ekonomik göstergelerin değerlendiril­mesi ve ikinci bölümde gelir da­ğılımı konusunda bir tespit yazısı yazmak istiyorum.

15 Ocak 2025 itibariyle ekono­mik göstergelerdeki son durum.

Ekonomik göstergeler

Ciro endeksleri: Yıllık (Ka­sım) %42,4 arttı, hareket devam ediyor ama artış yıllık da enflas­yon altında kaldı.

Ticari satış hacim endeksi: Yıllık (Kasım) %8,7 arttı, ticaret canlılığını koruyor.

İnşaat maliyet endeksi (ka­sım): Yıllık %35,93 oranında art­tı ancak artış oranı düşmeye de­vam ediyor. Konut fiyatları üze­rinde baskının azalmasına etki edecektir.

Sanayi üretimi (kasım): Yıl­lık %1,5 arttı, uzun bir aradan sonra sanayi üretimi artışı 2025 girerken piyasaların hareketlen­me beklentisini güçlendirdi.

İşsizlik (kasım): aylık %8,6 seviyesine düştü, ekonomide ya­şanılan tüm süreçlere rağmen rakamın tek hanede kalması bir başarı olmakla birlikte geniş ta­nımlı işsizlik rakamının artması dikkat çekici olmaktadır.

ÜFE: Aralık %28,52 seviyesi­ne indi. Özellikle kurdaki stabi­litenin etkilerini görmeye ve ileri dönem enflasyonla ilgili olumlu beklentileri güçlendirmektedir.

TÜFE: Aralık %44,38 yıllık he­defte sapma olmasına rağmen düşüş beklenilen düzeyde olma­sa bile devam ediyor. Ancak hala talep kaynaklı bir enflasyon içinde olduğumuz ve dezenf­lasyon açısından yeni yakla­şımlar ve özellikle yapısal re­formlar konusunda durağan olmamız tedirginlik yaratı­yor.

Ödemeler dengesi-cari açık: Ocak- kasım -5,6 mil­yar $’a düştü. Artık cari açık konusu bu dönem için so­run olmamakla birlikte değer­li TL’nin etkisi dış ticaret açığı­nı kasım ayı itibarıyla büyütmesi cari açığın sadece kasım ayında -2,8 milyar $ olmasına neden ol­du. 2025 yılı için bu politikalar aynen devam ettiği taktirde risk potansiyeli taşımaktadır.

Merkezi yönetim bütçe den­gesi: Ocak-Kasım 2024 dönemi -1 trilyon 276 milyar 953 milyon TL açık vererek geçen yıl aynı dö­neme göre %139,8 oranında artış gösterdi.

Mevcut göstergeler uygulanan politikanın belli ölçüde başarı gösterse bile enflasyondaki he­deflerin gerçekleştirilmesi konu­sunda yetersiz kalacağı yönünde ipuçları taşımaktadır.

Dünyada ve Türkiye’de gelir dağılımı: Sayısal verilerle bir analiz

Gelir dağılımı, bireyler veya hane halkları arasındaki ekono­mik eşitsizlikleri ölçen önemli bir göstergedir. Dünyanın farklı bölgelerinde ve Türkiye’de gelir dağılımı, ekonomik büyüme, sos­yal politikalar ve bölgesel fark­lılıklar gibi çeşitli faktörlerden etkilenmektedir. Gelir dağılımı­nı anlamak için en sık kullanılan ölçütlerden biri Gini katsayısı­dır. Gini katsayısı sıfıra ne ka­dar yakınsa gelir eşitliği, bire ne kadar yakınsa eşitsizlik o kadar yüksektir.

Dünyada gelir dağılımı

Dünya genelinde gelir eşitsizli­ği, bölgeler arasında büyük farklı­lıklar göstermektedir. Aşağıdaki tabloda, bazı ülkelerin 2023 yılı itibarıyla gelir dağılımı gösterge­leri sunulmaktadır:

Genel durum:

İskandinav ülkeleri gelir dağı­lımında en eşit ülkeler arasında yer alırken, Gini katsayısı genel­likle 0,25-0,30 arasında değiş­mektedir.

Afrika ve Latin Amerika ülke­leri, en yüksek gelir eşitsizliğine sahip bölgelerdir. Örneğin, Gü­ney Afrika’nın Gini katsayısı 0,63  ile dünya genelindeki en yük­sek değerlerden biridir.

ABD ve Çin gibi büyük eko­nomilerde de gelir dağılı­mında eşitsizlik dikkat çek­mektedir. ABD’de gelir da­ğılımı adaletsizliği, yüksek gelirli kesimin toplam gelir­den aldığı büyük pay ile ken­dini göstermektedir.

Türkiye’de gelir dağılımı

Türkiye’de gelir dağılımı, OECD ortalamasına kıyasla da­ha eşitsiz bir durum sergilemek­tedir. TÜİK’in 2023 yılı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması so­nuçlarına göre:

Gini Katsayısı: Türkiye’nin Gini katsayısı 0,401’dir.

En yüksek gelire sahip %20’lik kesim: Toplam gelirin %47,6’sını almaktadır.

En düşük gelire sahip %20 ’lik kesim: Toplam gelirin %6,1’ini almaktadır.

Yoksulluk riski: Türkiye’de nüfusun %14,4’ü yoksulluk riski altındadır.

Bölgesel gelir eşitsizliği:

Türkiye’de gelir dağılımındaki eşitsizlik bölgesel bazda da belir­ginleşmektedir:

İstanbul, Batı Marmara ve Ege bölgeleri, kişi başına düşen ge­lirin en yüksek olduğu bölgeler arasında yer almaktadır.

Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde gelir sevi­yesi daha düşüktür. Örneğin, İs­tanbul’da ortalama hanehalkı ge­liri Türkiye ortalamasının 1,5 ka­tı iken, Doğu Anadolu’da bu oran Türkiye ortalamasının %70’i dü­zeyindedir.

Kırsal ve kentsel farklılık­lar:

Kentsel alanlar: Kentsel alanlarda gelir seviyesi daha yük­sek olmakla birlikte, eşitsizlik de daha belirgindir.

Kırsal alanlar: Kırsal bölge­lerde gelir daha düşük ancak eşit­sizlik daha azdır.

Gelir dağılımında etkili faktörler

Dünyada:

Eğitim seviyesi: Eğitim dü­zeyi yüksek olan ülkelerde gelir dağılımı genellikle daha eşittir.
Vergi politikaları: Adil ve yüksek gelirli kesimleri hedefle­yen vergi sistemleri, eşitsizliği azaltmaktadır.

Sosyal güvenlik sistemle­ri: Güçlü sosyal güvenlik ağları, gelir eşitsizliğini hafifletir.
Türkiye’de:

İşsizlik: Türkiye’de işsizlik oranı 2023 itibarıyla %10,2 se­viyesindedir. İşsizlik, gelir eşit­sizliğinin artmasında önemli bir faktördür.

Enflasyon: Yüksek enflas­yon, düşük gelirli kesimlerin alım gücünü düşürerek eşitsizliği ar­tırmaktadır.

Bölgesel farklılıklar: Böl­gesel ekonomik gelişmişlik fark­ları, gelir eşitsizliğini derinleştir­mektedir.
Çözüm Önerileri

Dünya genelinde:

1-Eğitim yatırımları: Eği­timde fırsat eşitliği sağlanarak düşük gelirli kesimlerin gelir dü­zeyi artırılabilir.

2-Adil vergilendirme: Yük­sek gelir gruplarına yönelik prog­resif vergilendirme sistemleri uygulanabilir.

Uluslararası işbirliği: Ge­lişmekte olan ülkelere kalkınma yardımları sağlanabilir.
Türkiye’de:

Bölgesel kalkınma proje­leri: Doğu ve Güneydoğu Anado­lu bölgelerindeki yatırımlar artı­rılmalıdır.
İstihdam politikaları: Gençler ve kadınlar için iş gücü piyasasına katılım teşvik edilme­lidir.
Enflasyonla mücadele: Fiyat istikrarını sağlamak, düşük gelirli kesimlerin ekonomik yü­künü hafifletebilir.

Sonuç

Gelir dağılımındaki eşitsizlik, hem Türkiye’nin hem de dünya­nın karşılaştığı kritik bir sorun olmaya devam etmektedir. İyi planlanmış sosyal politikalar, eğitim reformları ve adil vergi­lendirme sistemleri ile bu eşit­sizlikler azaltılabilir. Türkiye, özellikle bölgesel kalkınma ve enflasyon kontrolüne odaklana­rak gelir dağılımını daha adil bir seviyeye getirebilir.

Son söz: Eyleme geçmeyen farkındalık pişmanlıktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar