Ekonomik görünüme ilişkin beklentiler olumsuzlaşıyor!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Küresel ölçekte iyimser zorlamaların pek etkili olamadığı ve gelişenler arasında ülkemizin olumsuz yönde ayrıştığı bir haftayı geride bıraktık. Açıklanması beklenen verilerde ciddi sayılabilecek ve beklentileri farklılaştıracak türden bir sürpriz yaşanmadı. Belirsizlik ve kırılganlık algıları dalgalı bir şekilde yükselmeye devam etti.

ABD para otoritesinin yeni Başkan adayının netleşmesi ve ekim ayı Tarım Dışı İstihdam verileri, dolar faizlerine ilişkin beklentileri ve söz konusu paranın değerlenmesini etkilemedi. Panik eğilimler yaşanmadı. Doların diğer paralara karşı değer kaybı yönündeki eğilimin değiştiği kısmen netleşmiş olmasına rağmen sermaye ve emtia piyasaları yatay salınımlar sergiledi! Bekle- gör anlayışı ile sakin kalma çabaları kısmen başarılı oldu; fakat bu durumun korunamayacağı yönündeki endişeler güçlendi!

Ekim ayı ABD iş gücü verileri çelişkili bir görünüm sergiledi. İş gücüne katılım oranının yüzde 0,04 oranında gerileyerek yüzde 62,7 seviyesine inesine, Tarım Dışı İstihdamın 261 bin kişilik artış sergilemesine ve Genel İşsizlik oranının yüzde 4,1 düzeyine inmesine rağmen yıllık ücret artışlarının yüzde 2,4 seviyesine inmesi kısmen şüphe ile karşılandı. Dikkatlerin yoğunlaştığı genel beklenti ücret artışlarının daha yüksek olacağı, tam istihdam düzeyine yaklaşılmış olması ve kasırgaların katkısı ile bir ay önceki yüzde 2,9’luk düzeyin korunabileceği yönünde idi. Ortaya çıkan ve kafa karıştıran bu fark, dolar faizlerine ve tetikleyebileceği eğilimlere ilişkin beklentileri değiştiremedi.

Ülkemizdeki finansal piyasalar ise gelişenler arasında olumsuz yönde ayrışma liderliğini kimseye kaptırmadı. Türk Lirası seri bir şekilde değer kaybetmeye devam etti; geleceğe yönelik beklentiler olumsuzlaştı ve sabit getirili menkul kıymet getirilerinde kırılganlık algısını güçlendirecek artışlar yaşandı. İnşaat sektöründeki sorunların ağırlaşıyor olması, Eylül ve Ekim ayı dış ticaret açığının 15,5 milyar dolar seviyesine ulaşarak içerideki döviz hesaplarını eritmeye başlaması ve son olarak beklenenden yüksek çıkan enflasyon rakamları riskten kaçınma eğiliminin güçlenmesine katkı yaptı. Yabancılar Türkiye risklerini azaltmaya çalışıyor ve bu durumun beklentileri ve piyasaları bozması şimdilik önlenemiyor!

Geride bıraktığımız hafta içinde açıklanan Ekim ayı enflasyon verileri, yılsonu rakamının tek haneye inme olasılığını tam anlamı ile sıfırladı. Sene başından bu yana on aylık enflasyonun yüzde 9,52 seviyesine yükselmesi başka bir anlama gelmiyor. Enflasyon beklentilerindeki bozulma reel getiri öngörülerini gerileterek Türk Lirasını savunmasız bırakıyor; olumsuzlaşan küresel koşulların da katkısı ile içine düştüğümüz kısır döngünün aşılmasını zora sokuyor. Son iki hafta genelinde Türk Lirasının değerinde yaşanan yıpranma, maliyet kökenli enflasyon baskılarını güçlendiriyor ve geleceğe yönelik tüm hesapları bozacak gibi görünüyor.

Ekim ayında Tüketici fiyatları yüzde 2,08 ve Yurt içi Üretici fiyatları yüzde 1,71 oranında yükselmiş; yıllık oranlar ise sırası ile yüzde 11,90 ve yüzde 17,28 düzeyine yükselmiş. Senelik çekirdek enflasyon ise yüzde 11,90 seviyesine yükselerek moralleri bozmuş. Baz etkisine bağlı gerileme umutları buharlaşmaya başlamış. Özel çabalara rağmen, Gıda ve Alkolsüz İçecek grubunda fiyat yükselişinin Ekim ayında yaşanan yüzde 1,97’ye ve yıllık olarak yüzde 12,74’e ulaşmış olması güvensizliği pekiştirmiş! Yıllık enflasyonun son dokuz yılın ve çekirdek enflasyonun ise son on üç senenin zirvesine yükselmiş olması, tüm algıları olumsuzlaştırıyor.
Küresel ve yerel gelişmeler, 2018 yılına ilişkin makroekonomik görünümü bozuyor ve umulan eğilimlerin sahne almasına izin vermeyecek gibi görünüyor. Döviz kurları ve faizlerin dalgalı bir şekilde yükselmeye devam etmesi olasılıkları güçleniyor. Siyasi İrade ile finansal yapı arasındaki gerginliğin büyümesi önlenemiyor! Boşa koysak dolmuyor, doluya koysak almıyor!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar