Ekonomik gelişmelerin artısı eksisi
Her ekonomik olayın getirdiği artıların yanında eksileri de olabilir. Fİcth'in 18 yıl sonra Türkiye'nin kredi notunu "Yatırım yapılabilir ülke" seviyesine yükseltmesinin uluslararası kredibilite, fon girişlerinin artması, büyümenin desteklenmesi gibi olumlu sonuçları ile birlikte bazı olumsuzluklara neden olabileceği de öne sürülüyor. Bunların en önemlisinin banka kredilerini dayalı yeni tüketim artışının, cari açığı yeniden artırabileceği ve bu konunun mutlaka hesaplanması gerektiği üzerinde de duruluyor.
Fitch'in Türkiye'nin notunu artırarak 1994'ten bu yana 18 yıl sonra "yatırım yapılabilir ülke" seviyesine yükseltmesi konusunda çok yönlü yorumlar yapıldı. Asıl etkinin ülkemizin kredi notunu "yatırım yapılabilir ülke" seviyesinden bir basamak altta tutan Moodys'in, iki basamak altta tutan S&P'tan birinin de yatırım yapılabilir ülke seviyesine çıkarmasıyla görülebileceği bu yorumlarda yer aldı. Üç büyük derecelendirme kurumlarından ikisinden "yatırım yapılabilir ülke" notuna sahip olmanın yabancıların kararlarında etkin olduğu bilgisi de yorumlardaki ağır basan unsurdu.
Yorumcular arasında not artırımını tek yönlü ve olumsuz yanıyla değerlendirmenin doğru olmadığı düşüncesinde olanlar da var. Ekonomik gelişmeleri artısı ve etkisiyle ele almak gerektiğini öne sürüyorlar…
Bu not artışı kararı üzerine yaptığı yorumda Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu da böyle bir tutum içersinde değerlendirmesinde uyarılarını dile getiriyor. Uzunoğlu, "Piyasa yukarı yönlü hareket eder. Faizler biraz gevşer. Makroekonomik alanda TL değer kazanacağından Türkiye'nin rekabet gücü azalabilir. İç piyasada tüketim artarsa ve tüketim banka kredileriyle desteklenirse, ekonomi toparlanır ama cari açık ile karşı karşıya kalınır" diyerek düşüncesini ortaya koyuyor.
Bir başka uyarıyı da ekonomist Uğur Gürses yapıyor. Gürses,"Türkiye'nin notunun 'yatırım yapılabilir' sınıfa yükseltilmesi geçte olsa yapıldı. Bundan sonra iki temel unsur önemli olacak. Biri bu not artışı ile özel sektör kesiminin sağlayabileceği kaynakların potansiyeli büyümüş oldu. İkincisi de bu notu koruyabilmemiz için, notu almamıza en çok katkısı olan bütçe dengesi ve borçluluk göstergelerine bundan sonra daha dikkat göstermemiz gerekecek" diyerek bir yandan not artışının özel sektöre yarayacağını dış kredi açısından ortaya koyuyor, bir yandan da borçluluk seviyesi ve bütçe dengesinin notun sürdürülebilirliği açısından öneminin altını çiziyor.
Merkez Bankası'da bu not artışı öncesi finansal kriz değerlendirmesi yaparken, küresel likidite fazlasının Türkiye'nin de aralarında bulunduğu ülkeler açısından sıcak para akımlarını hızlandıracak bir unsur olarak "finansal istikrara ciddi tehdit yaratabileceğini" belirterek bir değerlendirmede bulunmuştu. Bu da not artışıyla sıcak para girişi artışının sorun yaratabileceğini ortaya koyan bir başka değerlendirme.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek 18 yıl sonra gelen not artışının sağlanan siyasal ve makroekonomik istikrar sayesinde olduğunu belirterek sonuçlarının ne olacağını ifade ederken, " Kredi notundaki bu revizyon risk algısına olumlu yönde yansıyacaktır. Faiz oranlarının düşmesine de yardımcı olacaktır. Not artışı ülkemize giren küresel sermayeyi de artıracaktır. Not artımının gerçekleştiği ülkelerde iki yıllık süreçte portföy ve doğrudan yatırımlar ortalama GSYH'nın yüzde 4'üne kadar artıyor. Kredi notu büyüme tahminlerini destekleyecek hatta büyüme performansını artıracaktır" değerlendirmesini yapıyor.
Şimşek'in sözünü ettiği portföy ve doğrudan yatırımların seviyesine baktığımızda bu yılın 8 ayında üçte ikilik bölümünde Doğrudan yatırımların 9,4 milyar dolar, portföy yatırımlarının 17.6 milyar dolar, toplam 27 milyar dolar olduğunu görüyoruz. Aynı hızla devam etmesi halinde yıl sonunda portföy ve doğrudan yatırımlar toplamı 36 milyar dolar seviyesinde olacak ki, bu da bu yılın 799 milyar dolarlık GSYH'sının yüzde 4'ü olan 32.3 milyar doların zaten üzerinde.
Türkiye'nin notunun haklı olarak Fitch tarafından "Yatırım yapılabilir ülke" seviyesine yükseltilmesi S&P ve Moody'sin not artışına da neden olacağı ve bunun ülkemize yabancı sermaye girişini artıracağı belirtiliyor. Bunun olumlu sonuçlar vereceği üzerinde duruluyor. Ancak, her ekonomik olayda olduğu gibi bunun yaratabileceği bir olumsuzluğun olduğu ve önlem konusunun unutulmaması uyarıları da yapılıyor. Not artışıyla tüketimin banka kredi artışıyla yeniden gündeme gelebileceği bunun dışarıdan kontrolsuz sıcak para girişiyle cari açığı artırabileceği uyarıları ile birlikte değerlendirilmesi de isteniyor.