Ekonomide seferberlik gereği ve OHAL
Ekonomik gelişmelere baktığımızda ihracatta azalma, doğrudan yabancı sermaye girişinde gerileme, turizmde düşüş, yabancı derecelendirme kurumlarının not indirmeye dönük beklentiler, enfl asyonda yükseliş ve büyümeye fren göstergeleriyle karşılaşıyoruz. Buna Kayseri, Konya, Denizli, Antep gibi illerde sayıları 100’ü aşan OHAL uygulamasıyla işadamlarının gözaltına alınmasının sonucunda gündeme gelen güvensizlik ve tedirginlik eklendi. Bu da ülke çapında bir durgunluğa yol açtı.
Bu olumsuz gelişmelerin yanında Ar-Ge’de yeni destekler, Rusya krizinin sona ermesi, bankaların konut kredilerini yüzde 1’in altına çekmeleri, Varlık Fonu’nun kurulması, yatırım döneminde yüzde 80’e varan vergi indirimi hazırlığı, gelecek hafta yeni teşvik paketinin gündeme alınıp açıklanacak olması, bazı yatırım haberleri ise ekonomideki olumlu gelişmeler olarak gündemimizde yer alıyor.
Bu dönemde görüş açıklayan iş dünyası temsilcilerinin hemen hepsi, tedirginlik yaratan ve piyasada durgunluğa neden olan konuların bir an önce sona ermesi için, katılımcı bir yöntemle ekonomi yönetiminin kendilerinin görüşünü alarak bir ekonomik seferberlik ilan edilmesini bekliyorlar. İş dünyası temsilcilerinin demeçlerinde yer alan bir diğer konu da Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un ilk açıklamalarında OHAL uygulamalarının ekonomik durgunluğa sebep olmayacağını açıklamasına karşın, uygulamalarda bazı olumsuzluklar yaşanması, önemli sanayi kentlerinde çok sayıda iş insanının gözaltına alınması ile ekonomik durgunluğun gündeme geldiği konusu da yer alıyor.
Dün görüştüğüm bir işadamı dostum, “Bir yabancı firma ile 25 milyon dolarlık yeni bir ortak yatırım yapmak için görüşmekteydik. 15 Temmuz sonrası da bir seans daha görüşmemiz sürdü. Ama geçen hafta bir araya gelecekken, OHAL uygulamaları nedeniyle, görüşmeye OHAL sonrası devam etmek istediklerini belirttiler” diyerek, yatırımı askıya aldıklarını açıkladı.
Şimdi ekonomide yeni adımlar atılırken, iş dünyasıyla diyalog ile bir seferberlikle yapılmakta olanların iyi bir şekilde ele alınıp, içerde ve dışarıda anlatılmasına ihtiyaç var. Bu şekilde, içerde durgunluğa neden olan güvensizliğin ortadan kalkması sağlanabilir. Yabancıların ise yatırımları ve alışverişleri açısından duydukları endişeleri ortadan kaldırmak gerekir.
Doğaldır ki içeride ve dışarıda güvenin sağlanabilmesi OHAL’in son bulmasına bağlıdır. OHAL son bulmasa da ilk açıklamalarda yer aldığı gibi ekonomide güvensizlik ve frene neden olacak karaların gündeme gelmemesi gerekir.
Ekonomiyi yeniden canlandıracak, içte ve dışta güven aşılayacak konu, ekonominin kamu-özel bütün aktörlerinin içinde yer aldığı, kararların katılımcı bir şekilde ele alındığı bir seferberliğin ilan edilmesidir. Doğaldır ki OHAL’in son bulması da bu açıdan önemli olacaktır.