Ekonomide Ortadoğu beklentileri

Prof. Dr. Dilek LEBLEBİCİ TEKER
Prof. Dr. Dilek LEBLEBİCİ TEKER [email protected]

7 Ekim sabahı Dünya yeni bir savaşa uyandı. Kimin kiminle ne amaçla çatıştığının ötesinde, her savaş hikâyesinde olduğu gibi sivillerin, çocukların yaşama hakkının ellerinden alındığı bir dönemi canlı canlı seyrediyoruz. Bu haftanın başında Biden’ın İsrail’e yönelik ‘Hamas ile sınırlı kalınmalı’ uyarıları önemli.

Ancak Biden’ın konuşmasında Filistin halkı için iki devletli çözüm önerileri de, bu savaşın daha uzun bir yolu olacağı şeklinde yorumlanabilir. Hele ki kötü senaryolara paralel Suriye, İran ve Lübnan’daki Hamas destekçilerine yönelik operasyonların gerçekleşmesi, bu coğrafyayı çokça karıştıracaktır. İşin nereye büyüyeceğini önümüzdeki günlerde daha net olarak anlayabileceğiz.

Kısa vadede çözülemeyecek bu kronikleşmiş sorun ve hırsı gözünü kör etmiş birkaç adamın fütursuzca kararları, tüm dünya halklarını tedirgin ediyor. İnsani yardımın bölgeye ulaştırılmasına engel olunması, su, elektrik gibi en temel ihtiyaçların kesilmesi; bölgede önemli güvenlik sorunları oluşturduğu gibi yeniden zorunlu göç kavramını da gündeme taşıyor. Tüm bu olumsuz gelişmeler kapsamında ekonomi gündemi de senaryolar üzerinden hareket ediyor. Piyasalarda risk primleri farklı senaryolara göre şekilleniyor.

Pandemi sonrasında neredeyse tüm dünya merkez bankaları artan enflasyonla mücadele etmeye çalışıyor. Geçtiğimiz yıl başlayan Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile hem enerji hem de gıda fiyatları tarafında önemli bir dalgalanma riskleri gündeme gelmişti. Olaylarda ikinci haftanın içindeyiz.

Henüz bir kara operasyonu başlamadı. Bunun başlaması, bu koşulları daha çok taraflı bir savaş haline getirebilir. Savaşın geldiği noktada, Gazze sınırına konumlandırılmış olan tanklar ‘pardon’ denilerek geri çekilmeyeceğine göre, olayın boyutunu arttırması oldukça kuvvetli olasılık. Yabancı basın Hamas’ın en büyük destekçisi olarak İran’ın adını çokça zikrederken, bazı yorumlar Hamas’ın İsrail saldırılarında tek başına hareket etmediği yönünde.

Bu durum bölgesel bir savaş olasılığını kuvvetlendirirken; özellikle İran nedenli petrol fiyatlarını yukarı çekecek bir koşul yaratabilir. Doğalgazda da son günlerde önemli bir artış gözlendi. Bölgesel çatışmalar sebebiyle kapatılan Tamar Gaz Sahası’nda doğalgaz üretimi durduruldu.

Arz yönlü bu daralma, vadeli işlemlerde doğalgaz fiyatlarını da yukarı çekti. Bu piyasalar, çeşitli varlıkların fiyat hareketlerine yönelik beklentiyi temsil etmede önemli göstergelerdir. Öte yandan emtia piyasalarında da savaşın etkisini gözlemleyebiliyoruz. Altının seyri incelendiğinde savaşın başladığı zamana paralel dolar karşılığında önemli değer artışları, risk primi fiyatlamasını netçe ifade ediyor.

Özetle, savaş ikliminin küresel piyasaları nereye devşireceği savaşın coğrafi yayılımına bağlı. İran’ın bu senaryo içerisinde dâhil edilmesi, kurlarda çok büyük dalgalanmalara neden olacak en kırılgan koşulları beraberinde getirecektir. Öte yandan savaşın sınırlı bir coğrafyada kalması halinde bile kısa vadede petrol ve enerji tarafını olumsuz etkileyecek bir yapı kapıda.

Buna Çin’den gelen sınırlı büyüme rakamları da eklendiğinde, görünen o ki yılın kalan zamanı ekonomi yönetimlerinin B planları üzerinde yeniden düşünmek zorunda kalacakları bir döneme işaret edecek. Merkez bankalarının faiz artışları özellikle Türkiye gibi çift açıklı ve döviz ihtiyacı olan ülkeler için borçlanma maliyetlerini de arttırıcı bir unsur. Önümüzdeki dönemde kur hareketlerini daha fazla baskı altında tutmak için TCMB’nin rezerv ihtiyacı olasılığını kenara yazmak gerekir.

Bunu yorumlamak için bakılabilecek önemli göstergelerden birisi rezerv/ kısa vadeli dış borç oranıdır. Bu rasyonun 1’den düşük olması, o ekonomi için kısa vadede ortaya çıkacak olumsuz koşulları yönetmek için rezervin düşük olduğu şeklinde yorumlanır. IMF tarafından en son açıklanan 2022 yılı verisine göre bu oran, Türkiye için 0.59’dur. 2023 yılı verisi henüz elimizde olmasa da, yılın ilk yarısını seçimle geçirmiş olan bir ülke için kalan yarısı koşulları yönetmede eksik kalabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Trump 2.0 etkileri 13 Kasım 2024
Faiz, Trump ve Bitcoin 06 Kasım 2024
TÜİK, OVP ve vatandaş 10 Eylül 2024