Ekonomide odak-değişmesi üçüncü güçtür

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]

Yüzyılımızın 'yeni normalini' yaratacak olan birinci güç "Bilgi Toplumu" aşamasına geçiş, ikinci güç "refah arayışındaki insanların kentsel alanlara göçü" ise, üçüncü güç de "ekonomide güç odağındaki kayma"dır.

Ekonomideki güç-odağının değişmesi, zenginlik üretiminin yeni algılara, anlayışlara, bağlantılara ve bağımlılıklara yelken açması anlamına geliyor. Karşılaşılan bu yeni durumu kavrayabilmemiz için kavramsal çerçeveyi netleştirmemiz, gücün yayıldığı alanda diri bir bağlantı kurması  koşullarının neler olduğunu kavrayabilmemiz içn, nicel ve nitel göstergeleri, gelişmekte olan ülkelerin fırsat ve tehlikelerini ve ülkemizin doğru bir konumlanma yapmasının koşullarını irdelememiz gerekir.
 

Kabul edilebilir gücün kavramsal çerçevesi
 

Güç, istenen sonuçları elde etmemiz için, gerektiğinde başkalarının davranışlarını değiştirme yeteneğidir .
Dünya ekonomik sisteminin değişik düzlemlerinde, değişik toplumlar "kabul edilmiş güç" olarak tarih sahnesinde yerini alır. Son 30-40 yıldır dünya ekonomik sistemi ABD'nin kabul edilmiş gücünün egemenliği altındadır . Kabul edilebilen güç, hiç kimsenin istemediği ve amaçlamadığı güç olarak tanımlanır; diğerlerinin olamayacağı ve istemediği güçtür  .
 

Gücü yaratan kaynakların başında nüfusun büyüklüğü ve iyi yetişmiş olması yer alır. Toprakların genişliği, verimliliği, doğal kaynaklar bakımından zenginliği, teknoloji yaratma ve geliştirme, toplumun bütün olarak entelektüel ve sistem kurma kapasiteleri ve bütün bunların değer üretmeye yansıması vb. etkenler gücün besleyici kaynaklarıdır. Toplumun üretme gücü, kaynak kullanma verimliliği, okul öncesi eğitimden üniversite eğitimine kadar okulların nitelikleri, askeri gücün erişebilirliği, diplomatik ustalık vb. etkenler de gücün yaratılmasını, büyütülmesini ve kullanılmasını belirleyici ögelerdir.
 

Güç, kaba güç, yumuşak güç ve akıllı güç şeklinde tanımlanır .Kaba güçle yumuşak gücün beleşimi olan akıllı gücü entelektüel yeteneği gelişmiş, sistem kurma ve işletme beceresi olan toplumlar daha etkin kullanır; güvene dayalı kabul edilebilir güce daha kolay ulaşabilir.


Gücü koruyan ve sürdüren diri bağlantıdır
 

Güç sahipleri, güçlerini yaydıkları alanlarla "diri bağlantılar" kurarlarsa egemenliklerini koruyabilir ve sürdürebilirler. Hiç kuşkusuz, bu diri bağ, fiziki anlamda her an kendini orada hissettirmeyi gerektirir. İnsan doğası anlamında ise, gücün insanların dirlik ve düzenini koruduğu, yaratılan zenginliklerin adil paylaştırdığı düşüncesini ve inancını kitlelerin zihninde meşrulaştırması önem taşır.


Bilim ve teknolojik düzeyin iç bütünlüğünün olanak verdiği sistemler aracılığı ile egemenlik bir yerden diğerine taşınır. Gücün diri bağlantılar kurması insanlık ortak aklının en uç noktalarını, entelektüel ve sistem kapasitelerini en üst düzeyde kullanacak mekanizmalar oluşturmayı da gerektirir.
 

İnsanlığın yaşadığı üç devrimden birer örnek vererek, diri bağlantı kurma mekanizmalarının işleyişi hakkında bir fikir verebiliriz. Bu mekanizmalar Tarım Devrimi boyunca Moğol İmparatorluğu'nun geliştirdiği Yam Sistemi, İngiliz Kraliyet Donanması'nın telgrafı kullanması ve yeni güç merkezlerinin kabul edilebilir güç durumuna getirmesi ve Bilgi Toplumu aşamasında ise Bulut Bilişimin olası etkilerinin neler olabileceği.


Yam Sistemi
 

Toplumsal yaşamın insan gücü, hayvan gücü,su gücü, rüzgar gücü vb organik enerjiye dayandığı çok uzun bir zaman aralığında , büyük ve geniş topraklara yayılmış Moğol İmparatorluğu'nun yayıldığı alanlarda diri bağlantıları nasıl kurduğu öğretici olabilir. Moğol İmparatorluğu'nun ordular arasında bağlantıyı kurmaya, kervanların geçtiği ticaret yollarını güven altına almaya yönelik sistemi, imparatorluğun ulaştığı her yerde diri bağlantıları kurma ve sürdürebilirliğini güven altına almayı sağlayan Yam Sistemi'dir.

Ögeday'ın kurduğu sistem, çok değişik atlılardan oluşan bir kurye ağı oluşturuyordu. Yaklaşık 40-50 kilometre aralıklarda, iyi beslenmiş atlar bulunduran, atların beslenmesi için gerekli yemi sağlayan istasyonlar yer alıyordu. Sistemi ordu yönetiyordu ama, sistemin ihtiyaçlarını yerel halk karşılıyordu. Yam Sistemi habercileri kiminin adına hareket ettiklerini belirten paiza adı verilen bir çeşit kimlik taşıyordu. Paizalar genellikle tahtadan yapılırdı ama, yüksek rütbeli kişileri tanımlayan gümüş ve altından da olabilirdi  .
 

Yam sisteminde ulakların aldığı mesafelerle ilgili değişik kayıtlar var. Marco Polo, ulakların günde 300 ile 500 kilometre yol alabildiklerini söyler. Bir başka kaynak haber ileten ulakların gece ve gündüz yol alabildiklerini gece boyunca da 300 ile 400 kilometre gidebildiklerini belirtir .
Sistem sayesinde Tuna nehrini geçen iki ordudan birinin daha derin bir yere rastladığı için geç kaldığını, bunun askeri açıdan tehlike yarattığını iki üç gün sonra merkezdeki Han bilmektedir; kumandanlarına uyarı yapabilmektedir.
 

Kraliyet Donanması ve telgraf
 

Düşük basınçlı buhar makinesi gelişince, insanoğlu daha geniş alanlara ulaşabilirliğini ve erişebilirliğini artırdı. Kervanın hızından bağımsızlaşarak, daha önce hayal bile edilemeyecek coğrafyalar kısa zamanda aşılabilir oldu. Denizlerde rüzgar gücü bağımlılığı bitti, buharlı gemiler rüzgarın esmesini beklemeksizin uzak limanları yakın etti.


İngiliz İmparatorluğu gücünün doruğuna ulaştığında dünya topraklarının ve nüfusunun dörtte birini denetim altında tutuyordu. Sömürgeler, topraklar, üsler ve limanlar İngiliz Kraliyet Donanması tarafından kontrol ediliyor; diri bağlantılar kuruluyordu.

Söz konusu dönemde Okyanusta 170 bin deniz mili, hava ve karada ise 662 mil kablo ile bağlantı sağlanıyordu. Dönemin önemli iletişim aracı telgraftı. Telgraf sayesinde demiryolları, kanallar ve diğer akışlar koordine edilebiliyordu .
Bugün de denizlerle diri bağlantı kurulması önemini koruyor. Deniz ticareti, dünya ticaretinin yüzde 90'indan fazlasını oluşturmaktadır. Halen fosil yataklar arasında en önemli enerji kaynağı olan petrolün yüzde 60'i deniz yolu ile taşınıyor.

Sayıları 50 bini bulan çeşitli tip ve büyüklükteki ticaret gemilerinden oluşan filo ticaretin can damarlarında dolaşmaktadır. Bir bakışa göre, dünyadaki sanayileşmiş ülkelerin yarattığı refah, Çin, Hindistan ve Brezilya gibi yeni ekonomik odakların ortaya çıkmalarında, dünya yüzeyinin yüzde 70'ini kapsayan denizlerin genellikle ticaret açısından güvenli olması sayesinde mümkün olabiliyor  .


Bulut Bilişim
 

Politika yapıcıları internet aracılığı ile erişebilirlik olanaklarının alabildiğine artmasını, ekonomik büyümenin, istihdamın ve fırsat eşitliğinin güvencesi olarak görüyor. Araştırmalara göre, dünya ölçeğinde öncü 13 ekonomide internet daha şimdiden, GSMH'nin yüzde 3.4'üne denk geliyor. 
İnternetin ABD'nin yumuşak gücünün elçisi haline geldiğini ileri süren gözlemciler de var .
Bulut Bilişim ise, herhangi temel bir uygulamanın internet aracılığıyla sisteme sokulabilmesi anlamında kullanılıyor .

Bulut bilişim, bireyler ve kurumları, gereksinimleri olan donanım ve yazılım hizmetlerini herhangi bir yere bağımlı olmadan internet bulutu üzerinden esnek ödemeyle sağlayabilme olanakları yaratıyor. Bulut bileşim, veri merkezlerinin yönetimi, donanım ve bakımı, küresel rekabete uyum için geliştirme yatırımları, reklam ve iletişim, iş uygulamaları, veri depolama, yönetim ve altyapı hizmetleri gibi iş yaşamında "erişebilirliği" bugüne kadar bilenenlerin ötesine taşıma gücüne sahip gözüküyor.
 

Bulut bileşimi analiz edenler, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı uyarısını yapıyor. İş örgütlerinin iş yapma tarzının köklü bir biçimde değiştirmesi bekleniyor. Bulut bileşimin iş örgütlerine sağlayacağı "dışsal yararın" genişleyeceği, içyapılarının kısa zamanda değişeceği öngörülüyor. Yazılım protokollerinin geliştirme maliyetinden sonra kullanılırken giderek azalan bir maliyet yapısı oluşturduğu, "kıtlık ilkesi" algısını da değiştireceği öngörüleri giderek güç kazanıyor.

İş örgütlerinin veri merkezlerinde aşırı kapasiteler yaratma gibi bir maliyete katlanmayacakları, piyasalarda ani yükselmelere karşı esneklik ve uyum yeteneği nedeniyle bulut bileşimin ölçek yeterliliğinin erişebilirliği ile esnek ve hızlı yapıları koordine etme yeteneklerine sahip olduğu ileri sürülüyor.

Bütün bu gelişmeler, küresel ölçekte her yerle diri bağlantılar kurmayı kolaylaştırıyor ; bu nedenle iş yapma yeni bir bakış açısı, örgütlenme ve kültür gerektiriyor. Yeni ekonomik gücün sınırlarının belirlemesi, gücünü kullanma zamanına ilişkin algı ve gücü kullandıktan sonra ne gibi etkiler yapacağının hesaplaması önem taşıyor. Bu küresel bağlamı iş örgütlerinin iyi analiz etmesi ve alternatif tepki stratejileri geliştirmesi uzun dönemli gelecek için hayati önem taşıyor…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar