Ekonomide Nirvana’ya ulaşmak!
Her yerde böyle galiba...
Kuzeye çıktıkça çalışma isteği artıyor..
“Soğuk iklimin, sıcak iklime karşı tek üstünlüğü mü?” desek, “İmkansızlıkların zorlaması mı?” desek, “Hazıra bel bağlamayı bilmemek mi?” desek...
Bu tespiti TOBB tarafından ABD’de organize edilen “Türkiye Yatırım Haftası”etkinlikleri için bulunduğumuz Los Angeles, San Francisco, San Jose, Seattle ve Chicago’da bir kez daha test ettik...
2012’de iflas noktasına gelen Kaliforniya eyaletinin güneyindeki Los Angeles’ta krizin hasarı gözle görülüyor.
İzlediğimiz filmler/diziler vasıtasıyla ‘bizim mahalle’ gibi görmeye başladığımız/görmek istediğimiz:
Hollywood...
Beverly Hillls...
Marina Del Rey...
Sunset Bulvarı...
Rodeo Driving...
Ve Üniversal, NBC platoları.
10 yıl önce nasılsa bugün de öyle...
Hatta daha geride...
Yıllar önce çölü, doğal güzelliklere çevirebilmiş deha, bakımsız alt ve üstyapıya yenilmiş...
Belli ki, “Tüm dünyaya modelim” kolaycılığına kaçılmış ve “yerinde sayma” tuzağına düşülmüş...
Orta Batı’da ki San Francisco ise daha farklı...
Alkatraz Adası ve Golden Gate (Altın Kapı) Köprüsü’ne kuşbakışı bakan Jose Tepesi’ne boylu boyunca “Burası endüstri şehridir” yazdıracak kadar üretime meraklı...
Kuzeydeki San Jose ise çok daha farklı...
Wall Street’i, Hollywood’u, Broadway’i, Alkatraz’ı olmamasındandır belki de farklılaşmaya, gelişmeye ve adını duyurmaya merakı...
Ve GE, İntel, Cisco gibi dünyaya hükmeden binlerce şirketin doğduğu Silikon Vadisi’ni yaratması...
Ve refah seviyesi yüksek, düşünen, geliştiren vatandaşları ile dünyaya hükmetmeye başlaması.
Daha kuzeydeki Seattle mi?
Nirvana’nın doğduğu kent, Microsoft ve Boeing ile “Nirvana’ya ulaşmış!” Genç yaşlı demeden 40 bine yakın çalışanının, sıklıkla 48 saat aralıksız çalıştığı ve 24 saat açık olan Microsoft kampüsü, aynı duyarlılıkla çalışılan Boeing tesisleri ile adını dünyaya duyurmuş...
Bizde zincir oluşturan kahve markası da 1912 yılında bu şehirde doğmuş...
Seattlelılara hiçbirşeyin tesadüf olmadığını, hedefe ulaşmak için laf değil çalışma ve yoğunlaşma gerektiğini bu şirketlerin duyarlılığı öğretmiş...
Bizde, biraz güneydeydik galiba!
Yeni ekonomik sistem ise zorluyor herkesi, kuzeydekiler gibi davranmaya.
Bir ülke sermaye yetersizliği, katma değeri yüksek yatırım eksikliği ve teknoloji geliştirememe sorunu çekiyorsa...
Bu nedenle “tulumbaya ilk su” niyetine, yabancı sermaye ve yatırımlarına ihtiyaç duyuyorsa...
Ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile birlikte 4 günde ABD’nin 5 kentini dolaşıp; sabahın erken saatlerinden, gecenin geç saatlerine kadar sabırla Türkiye’yi anlatması, ekonomisi Nirvana’ya ulaşan Seattlelıları dahi etkiliyorsa...
Başbakan Erdoğan’ın açıkladığı demokratikleşme paketinin yankıları, ABD’li şirket temsilcilerinin dahi dilindeyse…
Heyetteki işadamlarımız bu ziyaretleri turistik değilde, “Tüm bu gelişmelerin neresinde oluruz?” sorusuna cevap aramakla geçiriyorsa...
Bazı değişikliklerle, yeni başladığımız bu modele (uluslararası şirketleri ziyaret edip Türkiye’yi anlatmak) devam edilmeli...