Ekonomide ikiz açık ve sürdürülemezlik
Bugün sizlerle ekonomi politikalarının değişimi arifesinde mevcut durumu değerlendirmek için en önemli iki veriyi paylaşmak istiyorum. Ekonomilerde temelde iki denge vardır.
Bunlar a) İç denge (Bütçe dengesi) b) Dış denge (Ödemeler dengesi). İç denge TL performansını etkileyen ve özellikle de Enflasyon sonucu ile bizi karşı karşıya bırakmasıyla belirleyici olan dengedir.
Ülkemizde iç denge konusu özellikle 2001 krizinden sonra faiz dışı bütçe fazlası olarak izlenmektedir. Dış denge ise döviz pozisyonumuzun etkilendiği ve sonucunda kur hareketlerini etkileyen dengedir. Bu sebeple dış denge Türkiye’nin en önemli ekonomik kriz nedeni olarak geçmişten bugüne mevcudiyetini korumaktadır.
Mayıs 2023 seçimleri ile birlikte oluşan yeni siyasi hava ve beraberinde beklentisi güçlenen ekonomik politika değişikliği anlayışı, bozulan bu temel iki dengenin tekrar kurulması üzerine olacaktır.
Ancak bu denge kurulma süreci sancılı ve toplumsal kesimler üzerinde ciddi maliyetler yaratacağı da muhakkaktır. Yeni TCMB Başkanı, yeni Maliye Bakanı ve eski teknokrat yeni BDDK Başkanı ile süreç yeniden bir oyun planına dönüştürülmesi beklenmektedir.
Bu açıdan 22 Haziran tarihli TCMB faiz toplantısı büyük önem taşımaktadır. Temel de ekonomide bir soğuma anlayışını önceliklendirmek ana politika olacaktır. Ancak tabi burada bazı kısıtların olduğunu da unutmamak gerekir.
Mart 2024 de yapılacak yerel seçimlerin gölgesi de bu politikalara ne kadar yansıyacağı bu politikaların başarısını da belir Şimdi ilk iç denge verisi olan Bütçeyi değerlendirecek olursak...
Bütçe dengesindeki bozulma ekonomik göstergeler içinde en dikkat çekenidir. Nisan 2023 sonu 382 milyar 496 milyon TL olan açığın yıl sonu 1 trilyon 500 milyar TL seviyelerine bu tempoyla gidildiği takdirde gelmesi öngörülebilir.
Bu görüntü ek bütçe gereksinimini, vergilerde artışı ve olağanüstü vergilerin getirilmesi beklentisini de beraberinde getirmektedir. Açığın kaynaklarına bakıldığında özellikle gider tarafındaki artış dikkate alındığında yeni asgari ücret artışında verilen sözlerin, kamu çalışanlarına verilen sözlerin yerine getirilmesinin büyük baskı yaratacağı ve enflasyonu büyüteceği öngörülebilir.
Yeni ekonomi programı ile başlayan sürecin en olumsuz etkisi ödemeler dengesinde kendini göstermiştir. Cari açığın büyümesi, net hata noksan kaleminin desteğinin azalması ve sonucunda rezerv kaybı (-22.445 milyar dolar) kur üstündeki baskıyı arttırmıştır.
2023 yılın İlk 4 ayda yaklaşık 30 milyar dolarlık cari açık sürdürülebilir değildir. Burada ithalat kısıcı politikalar öncelikli uygulanması beklenmelidir. Bu da büyümeyi azaltıcı sonuçları olacaktır.
Ancak bu tarz bir politika hızlı bir şekilde uygulamaya sokulmadığında faturası daha ağır bir döviz türbülansı kaçınılmazdır.
Son söz: Olmayanı harcayan geleceğinden öder.