Ekonomide dengelenmenin değil krizin tablosu

İsmet ÖZKUL
İsmet ÖZKUL KRİTİK AÇI [email protected]

Mart ayı ödemeler dengesi verileri açıklandı. Aylık cari açık 589 milyon dolar, 12 aylık cari açık ise 12.83 milyar dolar. Bu rakamlar mevcut ekonomik büyüklüklere göre ekonomi tarihimizde az görülen düşük düzeylerde.

Erdoğan yönetimi bu rakamları “ekonomide dengelenme” ve bir “başarı” olarak gösterme gayreti içinde.
Ödemeler dengesinde neyin, nasıl değiştiğine yakından bakalım ve buna “ekonomide dengelenme” denebilir mi görelim:

Cari açık nasıl düşüyor?

Mart ayı itibarıyla 12 aylık toplam cari açık, bir yıl öncesine göre 42.37 milyar dolar ve yüzde 76.76 düşerek 12.83 milyar dolara indi. Baş belalarımızdan biri olan cari açıkta 42.34 milyar dolarlık bir “iyileşme” var.

Bu düşüşte baş aktör, ne ihracat artışı, ne de turizm gelirleri. Baş aktör ithalattaki düşüş.
Net turizm gelirlerinde 2.53 milyar dolar yüzde 13.81’lik bir artış var. İhracattaki artış sadece 7.69 milyar dolar düzeyinde. Marttan marta 12 aylık ortalama dolar kuru artışının yüzde 41.85 olduğunu düşünürsek, böylesine bir kur desteğine rağmen ihracatın ancak yüzde 4.55 artmış olması, ekonominin nefesinin nasıl kesildiğinin bir göstergesi.

İthalatta ise 32.28 milyar dolar ve yüzde 13.64’lük bir daralma var. Cari işlemler dengesindeki 42.36 milyar dolarlık düşüşün yüzde 76.19’u ithalattan geliyor. İhracat artışı sınırlı kalırken ithalatın daha hızlı düşmesi de yerli üretim artışından değil, ekonomideki daralmayı yansıtıyor.

Cari açık düşerken ekonomiye güven artıyor mu?

Ödemeler dengesinin sermaye hareketleri bacağı, cari açıktaki düşüşe rağmen ekonomiye güvenin artmadığını, tersine azaldığını söylüyor.

Cari açıkta bir yıl öncesine göre 42.37 milyar dolarlık bir azalma olduğunda döviz rezervlerinin artması beklenir. Oysa bizde döviz rezervleri artmak bir yana artmış. Hem de çok daha yüksek cari açık verilen bir yıl öncesine göre. Mart 2018’de döviz rezervlerinde yıllık toplam kayıp 4.92 milyar dolardı. Bu yıl rezervlerdeki kayıp, yüzde 83.60’lık bir sıçrama ile 9.03 milyar dolara tırmandı.

Çünkü ülkeye net sermaye girişinde 46.48 milyar dolar ve yüzde 92.45’i bulan bir çöküş yaşandı. Mart 2018’de ülkeye yıllık net sermaye girişi 50.28 milyar dolarken bu yıl 3.8 milyar dolara kadar düştü.

Kimin güveni kayboldu?

Sermaye hareketleri, ekonomiye ve ekonomi yönetimine karşı güven kaybının sadece yabancı yatırımcılarda değil, hatta onlardan daha fazla yerlilerde olduğunu gösteriyor.
12 aylık toplam yabancı sermaye girişinde 7.84 milyar dolar ve yüzde 22.40 düşüş var. Buradaki asıl düşüş 10.35 milyar dolar ve yüzde 42.96 ile sıcak parada gerçekleşti.

Yerli sıcak parada ise güçlü bir kaçış dalgası görülüyor. Mart 2018’de yıllık toplam 1.93 milyar dolarlık yerli sıcak para yurtdışından Türkiye’ye gelmişti. Bu yıl ise tersine 19.81 milyar dolarlık yerli sıcak para mevduat ve portföy yatırımı olarak dışarı kaçtı.

Kurlardaki artış, ithalat ve ekonomideki daralmada, yabancıların yanı sıra yerlilerin ekonomi yönetimine güven kaybının büyük rol oynadığı görülüyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar