Ekonomide 2024 yılı karnesi, 2025 beklentiler ve işletmelere tavsiyeler

Şevket SAYILGAN / Ekonomist
Şevket SAYILGAN / Ekonomist [email protected]

2024 Yılının bu son yazısında, yılın genel bir değerlendirmesi, 2025 ile ilgili beklentiler ve bu süreçte İşletmelerimizin temel stratejileri konusunda paylaşımda bulunmak istiyorum. 2024 Yılında Dünyada ve Türkiye’de Ekonomi Gündemi

Dünyada Ekonomi Gündemi

1-ABD faiz politikaları ve resesyon tehlikesi ABD Merkez Bankası (Fed), yıl boyunca enflasyonu düşürmek için yüksek faiz politikalarını sürdürdü.2024 yılının Eylül ayı ile birlikte düşürmeye başladı. Son indirimini Aralık toplantısıyla gerçekleştirerek %4,75 düzeyine indirdi. ABD ekonomisi, yılın ilk yarısında teknik resesyona girerken, ikinci yarıda toparlanma sinyalleri verdi.

2-Avrupa’da enflasyon ve enerji krizi Rusya-Ukrayna savaşının etkileri enerji fiyatlarını yükseltmeye devam etti. Avrupa Merkez Bankası (ECB), faiz oranlarını artırarak enflasyonu kontrol altına almaya çalıştı. Yılın ikinci yarısı ile birlikte faiz indirimi sürecine başladı son aralık toplantısıyla birlikte %3 seviyesine indirdi ve indirim sinyalini de vermeye devam etti.

3-Çin ekonomisinde yavaşlama Gayrimenkul sektöründeki kriz ve azalan dış talep Çin ekonomisinin büyümesini yavaşlattı. Çin, %4,5 büyüme oranıyla son yılların en düşük seviyesine ulaştı. Çin yönetimi ekonomiyi hızlandırmak için kurtarma paketleri açıkladı.

4- Yükselen pazarlar ve küresel ticaret Gelişmekte olan ülkeler, ABD doları karşısında değer kaybeden para birimleri ve artan borç yükleri ile mücadele etti. Küresel ticaret hacmi, tedarik zinciri sorunlarının azalmasıyla %2 oranında büyüdü. 2025 Trump etkisi belirsizlik kaynağı olarak temel riske dönüştü.

5-İklim finansmanı ve yeşil ekonomi İklim değişikliğiyle mücadele için yenilenebilir enerji projelerine yatırımlar hızlandı. Uluslararası finans kuruluşları, gelişmekte olan ülkelere yeşil fonlar sağladı.

6-Jeostratejik riskler Ukrayna, İsrail savaşları global etkilerini devam ettirdi. 2025 Trump etkisi ile birlikte Tayvan krizinin tekrar gündeme gelmesi bekleniyor.

Türkiye’de ekonomi gündemi

 1-Enflasyon ve faiz politikaları Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), politika faizini yıla %42,5 ile başlarken Aralık toplantısı öncesi %50 seviyesinde gerçekleşmiştir. 26 Aralık toplantısı TCMB’nin faiz kararını açıklayacaktır. Enflasyon 2024 yılına başlarken %64,8 seviyesinde iken Kasım 2024 enflasyonu %47,08 olarak gerçekleşmiştir. Yılı %45 seviyelerinde kapatması beklenmektedir.

2-Büyüme ve işsizlik oranları Türkiye ekonomisi, 2024 yılında 1.çeyrek bir önceki çeyreğe göre %1,2, 2.çeyrekte % -0,02, 3.çeyrekte ise %-0,02 ile literatür olarak teknik resesyona girmiştir. Uygulanan dezenflasyon politikasının etkisi burada belirleyici olmuştur. İşsizlik oranı %8,8 seviyesine düşerken yıl boyunca %9 - %8,6 aralığında hareket etmiştir. Ancak işgücüne dâhil olmayan kesimdeki artış da dikkatten kaçmamaktadır.

3-Döviz kurları ve cari açık Türk Lirası, yıl içinde ekonomi politikasının temel eksenini oluşturarak değerlenmeye devam etti. Buna göre 1Ocak 2024 de 28.61 TL olan $ kuru 24 Aralık 2024 de 35,25 TL olarak % %23 artmıştır. Bu değişim kur geçişkenliğinin etkisinin kırıldığını ancak ihracat fiyatlamasını da zorlaştırdığı bir süreci ortaya çıkarmıştır.

Cari açık, tarihi düşük seviyelere düşerek aylık da pozitif değerler yaratmış, yıllık da ise 2023 Ocak- Ekim dönemi 36.052 mil$ olan cari açık 2024 Ocak- Ekim döneminde ise 3.295 mil $ olarak gerçekleşmiştir. Burada yavaşlayan ekonominin etkisi hissedilmektedir.

4-Sektörel gelişmeler Enerji Sektörü: Yenilenebilir enerji yatırımları, özellikle güneş ve rüzgâr projeleriyle arttı.

Tarım Sektörü: Kuraklık ve yüksek girdi maliyetleri nedeniyle üretimde düşüş yaşandı.

İnşaat Sektörü: Konut talebinin azalması ve maliyet artışları sektörü daralttı.

5-İhracat ve ithalat İhracat %5 artışla 250 milyar dolara ulaşırken, ithalat %7 artışla 300 milyar dolara çıktı. Türkiye, Güney Kore ve Kanada ile serbest ticaret anlaşmaları yaparak ihracat pazarlarını genişletti.

6- Deprem ve yeniden yapılandırma 2023 Şubat ayında meydana gelen büyük depremin ardından yeniden yapılandırma çalışmaları ekonomiye ek yük getirdi. Hükümet, inşaat ve altyapı yatırımlarını artırarak ekonomiyi desteklemeye çalıştı. 2024 yılı, hem küresel ekonomideki dalgalanmalar hem de Türkiye’nin yerel ekonomik mücadeleleri ile dikkat çeken bir yıl oldu. Enflasyonla mücadele, sürdürülebilir büyüme ve sektörel dönüşüm politikalarının öne çıktığı bu yıl, ekonomik reformların önemini bir kez daha gözler önüne serdi.

2025 beklentiler

-Global ticarette risk ve fırsatların bir arada yaşanacağı dalgalı bir süreç

-Faiz oranlarının düşme yönündeki eğiliminin devam etmesi

-Hammadde ve emtia fiyatlarında gevşemenin devam etmesi

-Jeostratejik risklerin devam etmesi

-Trump etkisinin global istikrarsızlık ve öngörülemezlik getirmesi

-Tedarik zinciri süreçlerinde gevşeme

-Yılı ilk 6 ay ve ikinci 6 ay olarak ayırarak stratejileri oluşturma gereği

-Türkiye’nin özellikle ikinci 6 ayda büyüme sürecinin hızlanması

-Değerli TL nin devam etmesi

-Stok tutma süreçlerinin azaltılması

-Finansman imkânlarının görece kolaylaşması

-Tüm öngörülerde siyasi riskin daha artacağı bir piyasa ortamının dikkate alınması

2025 yılında sürdürülebilir işletme yönetimi stratejisi nasıl olmalıdır?

-İç talep de özellikle 2025 ilk 6 ayında yavaşlama devam edecek. İhracat mevcut ve alternatif pazar arayışı önceliklendirilmeli. Beraberinde kar kaybının maliyet yönetimiyle ikame edilmesine çalışılmalı.

-Alacaklarda kayıplara yönelik ihtiyat ayrılmalı, sigortalanmalı ve riskli görülen satışlardan kaçınılmalı, 2025 yılında, mal (stok) – insan(işçilik maliyeti) – para dengesi (nakit dengesi)gözden geçirilmeli

-Nakit ihtiyacı özellikle ikinci yarıyılda daha da artacak (işletme sermayesi ihtiyacı öncelikle azaltılmalı, (Faaliyet döngü gün ve Aktif devir günü azaltılmalı)

-2025 yılında 2024 yılına göre Ciro oranına göre Stok ve Alacaklarda düşüş hedefleri konarak yönetilmelidir.

-Otofinansman önceliklendirilmeli (Ticari borç artışı, Stok azaltılması, Avans kullanılması),ölçek ve marka gücü kullanılmalı

-Sabit maliyetler düşürülmeli ve bu dönemi fırsat olarak görerek üretimde daha fazla alt tedarikçi yaratılarak katma değerli üretimi bünyede tutulma strateji uygulanmalıdır. (Outsource)

-İnsan kaynakları motivasyon ve aidiyet politikalarına öncelik verilmesi, Kurum içi iletişim güçlendirilmeli

-Tedarikçi ilişkileri gözden geçirilmeli ilişki yönetimi kullanılarak terminlere uyulmasına dikkat edilmeli

-Selektif satış politikası (karlı, hızlı tahsilat yapılabilen öncelikli)(Katkı payı – ABCD analizi) lOperasyon maliyetlerinin (işçilik-kayıp-kaçak-hurda vb.) azaltılması verimlilik artışı (süre,para,insan,emtiadan tasarruf ).

-Markaya ve Bilinirliğe yönelik projelerin oluşturulması ve Ar-ge ye destek yeni ürün yeni Pazar, yeni müşteri hedeflerinin oluşturulması

-Öz kaynak ağırlıklı yatırımlar önceliklendirilmelidir. Yatırım kararları mümkünse yılın ikinci yarısında uygulanması dikkate alınmalıdır. Ancak özellikle firma satın alma fırsatlarının yoğunlaşılacağı bir döneme girildiği unutulmamalıdır.

-ÖZET Faaliyet hızını arttır, Maliyet yönetimini genişlet( Stok-Sabit-Sermaye Maliyetleri), Kaliteden taviz verme

 SON SÖZ “ İnsanın özgürlüğü; istediği her şeyi yapabilmesinde değil, istemediği hiçbir şeyi yapmak zorunda olmamasındadır” j.j.Rousseau

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar