Ekonomi yönetimi…
Ödüllendiren ve cezalandıran bir sistemimiz olmayınca, siyaset ve isimler ön plana çıkıyor...
Belkide isimler ve siyaset önde kalsın diye sistem kurulmuyor(du)...
* * *
Başbakan Ahmet Davutoğlu yaptığı konuşmaların tamamında:
“Reformlara ağırlık vereceğiz” diyor… “Reel sektörün önünü açmak için ne gerekiyorsa yapacağız” diyor…
“Yatırım iklimi için gereken bütün koşullar sağlanacak” diyor…
“Üretmeden tüketirsek olmaz” diyor…
* * *
Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz yaptığı konuşmaların tamamında:
“Taahhütten uygulamaya geçmemiz gerekiyor” diyor…
“Uygulamada da hesap verebilirlik yöntemini geliştireceğiz” diyor…
“Bunun ilk adımlarını da 25 ana başlıkta 1248 eylemden oluşan dönüşüm planında attık” diyor…
* * *
Yani…
Başbakan da, Başbakan Yardımcısı da son 13 yılın ekonomi yönetiminin yapamadığı her şeyi sıralıyor…
Ve bu yapılmayanlar için, “Yapacağız… Yapmaya da başladık… Yapamadıklarımızla ilgili hesap vereceğiz…” diyor…
Daha ne desin?
* * *
Bazıları ise hala ‘ekonomi yönetimi’ndeki isimlerin derdinde!
Kaybedilen zamana, zaman ekleme peşinde!
Acilen olumluya dönmesi gereken beklentileri, olumsuzda bırakma hevesinde!
* * *
Bol para döneminde borcumuzu 3 kat arttırmışız…
Aynı dönemde vatandaşın borcuna 52 kat ekletmişiz…
Ahmet efendiye olan borcumuzu sıfırlarken, Mehmet efendiye olan borcu 5 ile çarpmışız…
Milli gelirde sanayinin payını yüzde 23’lerden yüzde 16’lara geriletmişiz…
Cari açığa rekor üstüne rekor kırdırtmışız… Alım gücünü diplere indirmişiz…
Mesleksizlik sorununa bir gram çözüm üretmemişiz…
Ara malı ithalatında zirve yapmaya devam etmişiz…
Et, buğday dahil tarım ürünlerinde dışa bağımlı hale gelmişiz…
Enflasyon, büyüme, faiz, döviz kuru gibi makro hedefleri tek bir yıl dahi tutturamamışız…
* * *
İsim fark etmemiş, yaptıklarımız buymuş ekonomide!
Bazıları ise hala ‘ekonomi yönetimi’ndeki isimlerin derdinde!
* * *
Doğrudur, ekonomi bir ülkenin her şeyidir…
Can damarıdır ve koordinasyon işidir…
Bakanlıklarımızın hazırladığı strateji belgeleri/bakanlıkların bir konu hakkındaki tutumları bu koordinasyonun derecesini gösterir…
Ekonominin kılcal damarlarını yapılandıran üreticilerimizin hasretle beklediği yerlileştirme harekatı konusunda Enerji Bakanlığı'nın Strateji Belgesi’ne bakalım…
Belgede yerli rüzgar tribünü, güneş panelleri üretimi hedefi için ilgili kurumlar KOSGEB ile Temsan olarak sıralanıyor.
Belgeye göre, bakanlık bu kurumlarla yapacağı çalışmayla enerjideki bağımlılığımızı azaltacak.
Özelleştirmeden Sorumlu Devlet Bakanlığı’nın Strateji Belgesi’ne bakalım…
Belgede, Temsan'ın 4 ay içinde özelleştirileceği belirtiliyor…
* * *
İsim fark etmemiş, koordinasyonumuz buymuş ekonomide!
Bazıları ise hala ‘ekonomi yönetimi’ndeki isimlerin derdinde!
* * *
KOBİ’leri üretimden soğutmayan;
Üretimi/üreteni kazançlı kılan;
Üretmeden tüketme alışkanlığını kıran;
Katma değeri yüksek ve rekabetçi üretim yapısına kavuşturan;
Gençleri mesleki eğitime yönlendirip ekonomiye/üretime kazandıran;
Eğitim, adalet ve vergi gibi sürdürülebilir büyümenin anahtarı olan ve diplerde gezdiğimiz alanlarda çabucak reform yapan...
Başbakan Davutoğlu ve Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın sıkça üzerinde durduğu gibi taahhütten kurtulup uygulamaya geçen ve uyguladıkları ile ilgili hesap verebilen bir ekonomi yönetimi olacaksa, isimlere takılmamız, gerginlikten başka ne kazandırır ki?