Ekonomi yönetimi, üreticilerle süreklilik taşıyan diyalog kurmalıdır
Ekonomi yönetimi toplumun üretici güçleriyle sürekli diyalog kurarak onların sorunlarını çözüp, önlerini açtığı ve önerilerinden yararlanan iyileştirmeler yapabildiği oranda doğru adımlar atarak, büyümeyi sürekli kılacaktır. İş dünyasıdan dostlarım bunun önemini her fırsatta dile getiriyorlar. Bizimle de benzeri bir diyalog içersindeler...
Bir tekstilci dostum Selim Yedikardeş beni arayarak olumsuzluğa neden olduğuna inandığı bazı tespitlerini sıraladı. Gelin aktardıklarını ben de size aktarayım:
“Bursa Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi de 20 yıldır tekstil sektöründe faaliyet gösteren ve halen 280 personelimizin bulunduğu aile şerketimizin aktif yöneticiliğini yapmaktayım.
Bunun yanı sıra STK’larda siyasi, ekonomik, kültürel ve spor alanlarında başkanlıklarda bulundum. Maalesef şu an her alanda eksiklikleri tespit ve iletim anlamında sıkıntılar yaşandığını ve ayrıca mevcut hükümet ile AK Parti kurmaylarının bazı konularda sanayici sorunlarını tam algılayamamalarını anlayabilmiş değilim.
Bu aktaracaklarım tespittir; eleştiri veya muhalefet ise başka bir şeydir:
1- Çalışan işletmelerde tazminatlar büyük sorun haline gedi. İşleri biraz sekteye uğrayan ya stoğa geçme durumunda ya da vefatlarda firmalar yavaşlar durur. İlk yapılacak iş ücretsiz izin veya anlaşmalı olarak personelin iş akdi feshi söz konusu olur.
Kredi zor bulursunuz. Tüm personel birden hakkını isterse TÜRKİYE’DE KAÇ İŞYERİ BUNU KARŞILAYABİLİR! Bunun acil olarak fona bağlanması şarttır.
2- Personelin iş akdi işveren tarafından sonlandırıldığında doğal olarak ihbar ve kıdem tazminatı alacağı söz konusu olur. Hemen işten çıkış yapıldığında işveren ihbarı veriyorsa, neden ve nasıl işsizlik fonundan aynı gün devlet tarafından işsizlik primi ödenir. Bu bir mükerrerliktir.
Fonda 45 milyar dolar olduğu bilinmekte. Bu paraları neden hala toplamaktayız.
3- İşsizlik primi çalışan personelden aylık kesilerken, işverenden de ayrıca bedel alınması yine mükerrerliktir. Bir nevi çalışanların sigortası anlamını taşır.
4- Bir ülkenin kalkınmasında özel sektör lokomotif görev üstlenir.2023 vizyonu, dünyanın ilk 10 ekonomisi içersinde yer alan Türkiye’nin sanayicisinin önü açılmalıdır.
Global rekabette en büyük maliyetlerden biri enerjidir. Doğalgaz ve petrole bağlı olarak düşüş eğilimi gösterirken, elektiriğe yapılan zammı güçlükle anlamış bulunuyoruz.
Seçim öncesi birikip yapılamayan zamların şu anda tek kalemde yapılmış olması gibi geliyor.
Maliye Bakanı ve bürokratların emekliye, memura, işçiye, öğrenciye verilen farkların kapatılması için yapıldığı gibi geliyor.
Ama piyangodan para çıkan birisi bile imalat sanayinde yer almak istemiyor. Bizler ise MÜTEŞEBBİS VE SANAYİCİYİZ; İşletmelerin daha modern, otomasyon, nano teknoloji gibi konularını araştırmaktayız. Gelecek yarınlar ve nesillerimize mutlu, temiz bir DÜNYA BIRAKMAK İSTİ- YORUZ. Sözün özü BİZ TÜRKİYE’YİZ.”
İş dünyası temsilcilerinin sorunlarını ve önerilerinin ekonomi yönetiminin kadrolarıyla süreklilik içinde diyalogla aktarabilmelerine ihtiyaç vardır. Üretenler ve karar verici yöneticilerin diyalog içinde olmaları, üretenlerin önünün açılması ve ülkenin gelişmesi sonucunu verir. Yanlış anlaşılmaları ve değerlendirmeleri ortadan kaldırır...