Ekonomi yönetimi muhtemelen tek elde toplanacak, ama...
Kabinedeki değişiklikten sonra yapılan yorumlar içinde en çok dikkati çekenlerin başında "ekonomi yönetiminin tek elde toplandığı" görüşü geliyor. Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli'nin Milli Savunma Bakanlığı'na kaydırılmasıyla birlikte ekonomiden tümüyle Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in sorumlu olacağı ifade ediliyor.
Bir kere henüz bakanların görev dağılımı yapılmış değil. Dolayısıyla daha önce Nurettin Canikli'ye bağlı olan kuruluşların Mehmet Şimşek'e bağlanıp bağlanmayacağını bilmiyoruz. Kaldı ki ekonomiyle ilgili tüm kuruluşlar zaten bu iki isme bağlı da değil. Ekonomi Bakanlığı'nı ve Kalkınma Bakanlığı'nı unutmayalım.
Ekonomiyle ilgili kuruluşlar farklı bakanlara bağlıyken, bakanlar arasında büyük mücadeleler veriliyor, karar alma süreçlerinde büyük sıkıntılar mı yaşanıyordu?
Kamuoyuna yansımamasına özen gösterilse de biliniyordu ki zaman zaman ciddi görüş ayrılıkları ortaya çıkıyordu. Dolayısıyla şimdi tüm kuruluşlar Şimşek'in sorumluluğunda toplanırsa bu sıkıntılar bir ölçüde geride kalacak.
Ekonomi Koordinasyon Kurulu'na Başbakan Binali Yıldırım'ın başkanlık etmeye başlamasının altında da bu görüş ayrılıkları yatıyordu zaten.
Ama bir de şöyle bir gerçek var. Ekonomi yönetimi ister tümüyle Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'te toplansın, ister başka bir bakanda, özünde tüm kararları Cumhurbaşkanı Erdoğan vermiyor mu?
Cemil Ertem noktayı koydu!
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cemil Erdem de NTV canlı yayınında yaptığı konuşmada bu tartışmalara noktayı koymuş oldu. Ne dedi Ertem:
"Özü itibariyle ekonomi yönetimimizde bir değişiklik yok. Cumhurbaşkanımızın ekonomiye bakışını piyasalar zaten biliyor, bu çerçevede yola devam edilecek."
İşin özü de zaten bu. Bazı bakanlar arasında zaman zaman ortaya çıkan görüş ayrılıkları giderilecek, ama temel tercihte bir değişiklik olmayacak. O tercihe ilişkin çerçeveyi de herkes biliyor ki Cumhurbaşkanı Erdoğan çiziyor.
Cemil Ertem; "Cumhurbaşkanımızın ekonomiye bakışını piyasalar zaten biliyor" diyor.
Bu sözün üstüne daha ne söylenebilir ki...