Ekonomi ve zorunlu ihtiyaç maddeleri

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Küresel krizin yarattığı büyük tahribat nedeniyle öncelikler önemli ölçüde değişti; kısa vadede güven bunalımını aşmak yönündeki çabalar ön plana çıktı. Son on yıla baktığımızda olası talep daralmasını geciktirmek amacı nedeniyle sürdürülebilir olmayan bir yörüngeye girilmişti. Sonuçta olan oldu; faaliyet dışı gelir yaratan balonlar patladı, toplam talep azaldı, riskten kaçınma eğilimi kırılganlık ve belirsizliği önemli ölçüde artırdı. 2009 yılı boyunca faaliyet dışı gelir yaratan pozisyonların zarar üretmesini durdurmak ve kayıpları kısmen geri almak yolundaki çabalar ön plana çıktı ve iyice ağırlaşmış bulunan sorunlar önemli ölçüde ihmal edildi, sürdürülebilir yeni bir dengenin tesisi için laf üretmek dışında hiçbir şey yapılmadı.

Sürdürülebilir yeni bir denge tesisini engelleyen en önemli faktörlerden biri de fiyat hadleri oldu; menkul ve gayrimenkul şeklindeki varlık değerlerinde çok büyük dalgalanmalar yaşanır iken başta enerji olmak üzere zorunlu ihtiyaç maddesi fiyatları yükseldi; hizmet sektörünün ürünlerinde ciddi bir değişim yaşanmaz iken sınai ürünler olumsuz rekabet koşulları nedeniyle geriledi. Bireysel tüketimin zorunlu olarak değişen yapısı nedeniyle küresel talebe ilişkin belirsizlik de önemli ölçüde arttı.

Oldukça yüksek enerji fiyatları bu alana yönelik yatırım ilgisini artırıyor olabilir ve bu durum enerji fiyatlarının yakında gerileyeceği anlamına gelmeyebilir. Zira tarımsal cephede kaynak tahsisi de bu süreçte değişiyor; bio-yakıt amaçlı kullanım artar iken diğer ürünlere ilişkin stok ve hasat beklentileri de değişiyor ve fiyatları yükselmeye zorluyor. Enerji ile başlayan fiyat hareketi tüm diğer zorunlu ihtiyaç maddelerine doğru yayılıyor. Bu durum bireysel bazda diğer mal ve hizmetlere yönelik talebi sınırlarken, borç ödeme yeteneğini geriletiyor ve gayrimenkul cephesindeki olumsuz baskıyı büyütüyor. Zira bir yandan artan işsizlik ve olumsuz rekabet koşulları diğer yandan bugünün gerçeğini yansıtmak çizgisinden uzaklaşan enflasyon hesabı nedeniyle satın alma gücü eriyor. Geleceğe ilişkin iyimser senaryolar üreterek, beklentileri yolu ile geniş kesimleri yönlendirmeye çalışanlar bu gerçeği görmezden geliyor.

Yukarıda özetlemeye çalıştığımız eğilim geniş kesimleri, zorunlu ihtiyaçlarını karşılayamaz bir duruma doğru sürüklüyor ve istikrarsızlık potansiyelini büyütüyor. Büyüme, işsizlikte azalma veya talepte artış gibi özlemleri imkansız hale getiriyor... Dönüp bakıyorsunuz, talep daralmasını ötelemek adına yapılanlar enerji fiyatlarından başlayarak tüm zorunlu ihtiyaç fiyatlarını yükseltiyor ve sonuç değişmiyor; talep daralıyor, kısa vadeli bakış açısı ile gerçeği fark edemeyip fazla risk alanların yaşadığı güven bunalımının şiddeti yüksek oluyor; sakinleştirilmeleri zaman alıyor, ancak aşırılıklara devam etme girişimlerinin sonucu aynı kalmaya mahkum oluyor.

Küresel düzeyde dalgalı bir şekilde talep daraldıkça özel sektör yatırımları azalacak, daha önce faaliyete geçmiş olanların maruz kaldığı yaprak dökümü devam edecek; kamulaştırma gündeme gelir ve çeşitlenir iken korumacı eğilimler de farklı tanımlamalar şeklinde artacak; parasal genişleme ve enflasyon da bu sürece eşlik edecek.

Siyaseten sorunları çözmeye yönelik tavırlar yetersiz olunca merkez bankaları da mali sistem ve sermaye piyasaları da kısaca başta ödemeler sistemi olmak üzere tüm yapı yıpranacak. Bu durumu gizlemek adına kısa vadeye bakılacak; ya enflasyon riski yok denerek gevşek para politikasına devam edilecek ya da bir kereye mahsus yükselişler olabilir denilecek ama tepki verilmeyecek. Dalgalı bir şekilde talep daralacak, işsizlik artacak, bütçe açıkları büyüyecek, gerçekleri görmezden gelenlerin bir tanesi dışında hiçbir hesabı tutmayacak: Sorunların ağırlaşması pahasına günü kurtaracaklar, ancak itibarları süratle azalacağı için ileride bu da mümkün olamayacak...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar