Ekonomi politikalarının en büyük riski faizi erken düşürmek

Şevket SAYILGAN / Ekonomist
Şevket SAYILGAN / Ekonomist [email protected]

Merkez Bankası dün fa­izi %50’de sabit tuttu. Ve uygulanan ekono­mik program açısından en riskli süreç başladı. Enflasyon düşüyor izlenimi faiz düşürülmesi yönüy­le lobilerin harekete geçmesine neden olacaktır. Ancak unutul­mamalıdır ki Fed bile enflasyonu yüzde 9’dan yüzde 3’e düşmesi­ne rağmen faizlerin yüzde 5,5’te tutulması ve düşme konusun­da isteksiz olunması bu konuda önemli bir örnektir. Benim öne­rim 2024 yılında faiz düşüşü ko­nuşulmamalı.

Uygulanan politikanın doğru­luğu ve önceki politikaların ise yanlışlığı aşağıdaki iki tablo gös­termektedir.

Faiz-enflasyon ve ekono­mi ilişkisi: Faiz ve enflasyon, ekonomik gelişmenin ve finan­sal süreçlerin temel unsurları­dır. İki kavram arasında birçok karmaşık ilişki bulunmaktadır ve bu ilişkiler, ekonomideki fark­lı aktörler üzerinde önemli et­kiler yaratır. Bu makalede, faiz - enflasyon ilişkisinin ekonomi­deki yerini anlamaya çalışacağız.

Faiz, bir finansal piyasadaki borç verme maliyetini ifade eder. Ge­nellikle faiz oranları, ekonomi­nin likidite durumuna ve arz-ta­lep dengesine bağlı olarak be­lirlenir. Yüksek faiz oranları, tasarruf yapmayı teşvik ederken, düşük faiz oranları ise harcama­ları teşvik eder. Bu nedenle, fa­iz oranları ekonomik büyüme­yi etkileyen önemli bir faktördür. Enflasyon ise mal ve hizmetlerin genel fiyat düzeyindeki sürekli bir yükseliş olarak tanımlanır.

Enf­lasyon oranları, tüketici fiyatları, toptan fiyatlar veya ücretler gibi değişkenlere göre ölçülebilir. Yük­sek enflasyon oranları, tüketicile­rin satın alma gücünü azaltırken, düşük enflasyon oranları ise fiyat istikrarına katkıda bulunabilir. Dolayısıyla, enflasyon ekonomik kararları ve tüketici davranışını etkileyen önemli bir faktördür.

Enflasyon-faiz ilişkisine yöne­lik sürece, ‘Fisher etkisi’ olarak ta­nımlanır. Irving Fisher tarafından ortaya atılan bu teoriye göre, uzun vadede nominal faiz oranları enf­lasyon oranlarına paralel olarak hareket eder. Bu nedenle, beklenen enflasyonun artması durumunda nominal faiz oranları da artar.

Para politikası ve faiz oran­ları: Merkez bankaları, para po­litikası araçlarını kullanarak enflasyonu kontrol etmeye çalı­şırlar. Örneğin, enflasyonun yük­selme eğiliminde olduğu dönem­lerde merkez bankaları faiz oran­larını artırarak para arzını kısar ve talebi azaltır.

Bu durum, enf­lasyonun düşmesine yardım­cı olabilir. Aynı şekilde, ekono­mik durgunluk dönemlerinde faiz oranları düşürülerek yatırım ve tü­ketim teşvik edilir, bu da enflasyo­nun artmasına katkıda bulunabilir. Faiz ve enflasyon arasındaki iliş­ki, genellikle ters yönlü bir ilişki olarak görülür. Yani, yüksek enf­lasyon oranları genellikle faiz oranlarının yükselmesine neden olurken, düşük enflasyon oran­ları faiz oranlarının düşmesi­ne yol açabilir.

Bu ilişki, merkez bankalarının para politikası faiz oranlarını belirlerken enflasyo­nu kontrol etmeyi hedeflemesin­den kaynaklanır. Merkez banka­ları, enflasyonu kontrol altında tutmak için faiz oranlarını yük­selterek piyasaya para arzını kıs­men veya tamamen azaltır. Bu durumda, kredi maliyetleri artar ve ekonomik aktivite sınırlanır. Ancak, faiz-enflasyon ilişkisi her zaman böyle basit değildir ve ba­zı durumlarda birbirine paralel de olabilir.

Özellikle, ekonomik büyü­me dönemlerinde, talep artışı enf­lasyonu tetiklerken, aynı zamanda faiz oranlarını da yükseltebilir. Bu durumda, faiz ve enflasyon aynı yönde hareket eder ve birlikte eko­nomi üzerinde etkisini gösterir. Faiz ve enflasyon, ekonomide­ki önemli unsurlardır ve karşı­lıklı olarak birbirlerini etkileyen faktörlerdir.

Faiz oranları ekono­mik büyümeyi etkileyecek şekil­de belirlenirken, enflasyon fiyat istikrarını sağlamak için kont­rol altında tutulmalıdır. Faiz-enf­lasyon ilişkisi, merkez bankala­rının para politikası kararlarını ve ekonomik aktörlerin alım gü­cünü etkiler. Bu nedenle, ekono­mik aktörlerin faiz ve enflasyon ilişkisini anlamaları ve başka an­lamlar yükleyerek irrasyonel sü­reçlerden çare alınmamalıdır.

Son söz: “İnsan sonunda istedi­ği yere vardığında, yolda başına gelenleri unuturmuş” Ayn Rand

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomide senaryolar 02 Ekim 2024