Ekonomi büyüdü emeğin payı geriledi
Türkiye ekonomisi 2022 yılının son çeyreğinde önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,5 büyüdü; yılın tümündeki büyüme ise yüzde 5,6 olarak gerçekleşti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2022 yılı 4’üncü çeyrek gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) gelişmelerini açıkladı.
Üretim yöntemine göre cari fiyatlarla GSYH, 2022’nin tümünde 2021’e göre yüzde 107 artarak 15 trilyon 6 milyar 574 milyon TL oldu. Milli gelirin ABD doları cinsinden tutarı da 905 milyar 501 milyon dolar olarak hesaplandı. 2022’nin ilk üç çeyreğine ilişkin daha önce açıklanan büyüme oranları yeniden hesaplandı.
İlk çeyrek büyümesi yüzde 7,5’ten yüzde 7,6’ya, ikinci çeyrek yüzde 7,7’den yüzde 7,8’e, üçüncü çeyrek büyümesi de yüzde 3,9’dan yüzde 4’e revize edildi. Buna göre dört dönem toplamıyla elde edilen yıllık GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, önceki yıla göre yüzde 5,6 arttı. 2021 yılında GSYH büyüme oranı yüzde 11,4 olmuştu. 2022’nin son üç aylık dönemindeki yüzde 3,5’lik büyüme ile art arda kesintisiz büyüme süreci 10 çeyreğe ulaşırken, 2020’nin 2’nci çeyreğindeki yüzde 10,3’lük küçülmenin ardından geçen süredeki en düşük çeyreklik büyüme kaydedildi. Ancak yıllık büyüme oranı Orta Vadeli Program’da (OVP) 2022 için öngörülen yüzde 5’lik hedefin üzerinde gerçekleşti.
Kişi başına milli gelir 10 bin 655 dolar
2022 yılında kişi başına GSYH cari fiyatlarla 176 bin 589 TL, ABD doları cinsinden de 10 bin 655 dolar olarak hesaplandı. 2023-2025 OVP’de 2022’de kişi başına milli gelir gerçekleşme tahmini 9 bin 485 dolar olarak öngörülmüştü. Kişi başına milli gelir bu yılın tümünde öngörülen 10 bin 71 doların da üzerinde gerçekleşti.
Finansta hızlı büyüme, inşaatta küçülme
GSYH’yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2022 yılında önceki yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; finans ve sigorta faaliyetleri toplam katma değeri yüzde 21,8, hizmet faaliyetleri yüzde 11,7, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 9,9, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 8,7, diğer hizmet faaliyetleri yüzde 5,8, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 4,8, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 4,3, sanayi yüzde 3,3 ve tarım sektörü yüzde 0,6 arttı. İnşaat sektörü ise 2022 yılında yıllık bazda yüzde 8,4 oranında küçüldü.
Önceki çeyreğe göre büyüme yüzde 0,9
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksine göre bir önceki çeyreğe göre büyüme ise yüzde 0,9 oldu. Üretim yöntemiyle GSYH 2022 yılının son çeyreğinde cari fiyatlarla önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 106,2 artarak 4 trilyon 800 milyar 717 milyon TL oldu. GSYH’nin dördüncü çeyrek değeri cari fiyatlarla 262 milyar 669 milyon dolar oldu.
Tüketim hızlı, yatırım yavaş arttı
Yerleşik hane halklarının nihai tüketim harcamaları, 2022 yılında bir önceki yıl zincirlenmiş hacim endeksine göre yüzde 19,7 arttı. Hane halkı tüketim harcamalarının GSYH içindeki payı yüzde 57,5 oldu. Yerleşik hane halklarının nihai tüketim harcamaları 2022 yılının dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 16,1 arttı.
Devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 9,0, yatırımları gösteren gayrisafi sabit sermaye oluşumundaki artış ise yüzde 2,6’da kaldı. 2022 yılında bir önceki yıl zincirlenmiş hacim endeksine göre mal ve hizmet ihracatı yüzde 9,1, ithalatı ise yüzde 7,9 artış gösterdi. Mal ve hizmet ihracatı, 2022 yılının son çeyreğinde ise önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 3,3 azalırken ithalatı yüzde 10,2 arttı.
Emeğin payı tarihi dip noktada
TÜİK’in açıkladığı veriler, milli gelirde emek kesimi aleyhine devam eden değişimi de ortaya koydu. 2022’nin son çeyreğinde milli gelirden alınan payda emek-sermaye makası daha da açıldı.
İşgücü ödemeleri 2022 yılında 2021’e göre yüzde 82,7 artarken, sermayenin milli gelirden aldığı payı gösteren net işletme artığı/karma gelirdeki artış yüzde 115,2’ye ulaştı. 2022’nin son çeyreğinde ise önceki yılın aynı dönemine göre işgücü ödemelerindeki artış yüzde 103,3’le, net işletme artığı/karma gelirdeki yüzde 104,9’lük artışı yakınsadı. İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı, 2022’nin tümünde yüzde 26,5’le son yılların en düşük düzeyine indi.
Net işletme artığı/karma gelirin payı ise yüzde 54,5’e yükseldi. Çeyrekler itibariyle bakıldığında milli gelirden emeğin aldığı payın düşmeye devam ettiği görüldü. Revize verilere göre 2022’nin ilk çeyreğinde yüzde 31,1, ikinci çeyrekte yüzde 25,3, üçüncü çeyrekte yüzde 26,3 olan pay, son çeyrekte yüzde 25,2’ye kadar geriledi. 2016 yılının ilk çeyreğinde yüzde 40,5 düzeyinde bulunan işgücünün milli gelirden aldığı pay, izleyen çeyreklerde sürekli düşerek anılan yılın tümünde yüzde 36,3 olmuş, izleyen yıllarda da gerilemesini sürdürerek 2021’de yüzde 30,1’e inmişti. Sermayenin payı ise 2016’nın ilk çeyreğindeki yüzde 41 ve yılın tümündeki yüzde 47,5’lik düzeyinden, 2021’nin tamamında yüzde 52,5 düzeyine yükselmişti.
2022 yılını pozitif bir büyümeyle kapatmak önemli
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç: 2022 yılının dördüncü çeyreğinde de kamu ve tüketime dayalı bir büyüme performansı ön plana çıktı. Yılın genelinde inşaat dışında tüm ana sektörler büyümeye olumlu yönde katkı sağladı. Geride bıraktığımız yılda, tedarik zincirindeki bozulmalar, lojistik maliyetlerindeki artışlar, ham madde tedariki ve üretime kanalize edilmesindeki problemlere rağmen, sanayi üretimi güçlü bir performans ortaya koymuştur. 2022 yılını pozitif bir büyümeyle kapatmak önemli.
Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran: Şimdi GSYH'ye yüzde 10'luk katkı sağlayan 11 ilimizde gerçekleşen depremin maddi ve manevini yaralarını onararak büyümeyi sürdürmek ve depremin ekonomiye etkisini sınırlı tutabilmek için sanayi ve tarım üretimine ve ihracata odaklanmalıyız. Depremi, ülkemizin bazı bölgelerinde yoğunlaşan üretim yapısını ülke geneline yayarak riski dağıtmak, coğrafi bölgeleri eşit gelişmiş bölgeler haline getirebilmek için milat olarak görmeliyiz.
Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın: Uzun vadede yaralarımızı saracağımız aşikar. Enflasyon planlamamızda revizeler yapmamız gerekecek. Daralan ekonomiler, resesyon beklentileri, seçimi gibi süreçler önümüzde duruyor. Tüm riskler göz önüne alındığında 2023 yılında güvenli limanlara ihtiyaç duyduğumuz ortada. Ayağımızı yorganımıza göre uzatarak üretim odaklı, daima dinamik politikalar üreterek yol almalıyız. Yatırım ve üretimden asla taviz vermemeliyiz.
MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı: Rusya Ukrayna savaşı sonrasında henüz toparlanma evresindeki küresel ekonomik konjonktüre rağmen sağlanan başarı Türkiye ekonomisinin direnç gücünü yeniden teyit etmiştir. Söz konusu direncin, asrın en büyük felaketi olan 6 Şubat Kahramanmaraş depremiyle sekteye uğrayan ekonomik aktiviteye karşın 2023 yılında da devam edeceğine olan inancımız tamdır. Deprem hayatın normalleşmesi için çalışmalarımızı yoğun bir şekilde sürdürüyoruz.
İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkanı Ali Kopuz: Jeopolitik riskler ve kuraklık gibi ciddi sınamalara rağmen 2022 yılının tamamında elde edilen yüzde 5,6 büyüme oranı her zamankinden daha değerlidir. Ülkemizin tarımsal üretim ve sanayisinde deprem bölgesinde yaşayan kardeşlerimizin çok büyük payları var. Bölgede üretimin devamlılığının sağlanması ülkemiz için en büyük iyiliklerden olur. Jeopolitik riskler ve kuraklık gibi ciddi sınamalara rağmen gelen yüzde 5,6 büyüme her zamankinden daha değerlidir.
Haluk Bürümcekçi – Ekonomist: Bu yıl için yüzde 3 düzeyinde olan büyüme tahmini üzerindeki riskler deprem sonrası aşağı yönde ağır bastı. Milli gelir içindeki payı yüzde 9,3 olan deprem bölgesinin başta imalat sanayi olmak üzere tüm sektörlere olan katkısının şubattan itibaren ne ölçüde ve ne süre azalacağı bu yıl büyümede öngörülen yavaşlamanın boyutu açısından belirleyici olacaktır. Yapılan çalışmalar milli gelirin maksimum 1 puan civarı aşağı yönde etkilenebileceği yönündedir.
Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu – Piri Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı: Büyümenin lokomotifi son yıllarda olduğu gibi iç talep. Büyümeye yüzde 10,3 yukarı yönlü katkı vermiş oldu. Çeyreklik büyüme yüzde 3,5, tüketim büyümesi yüzde 16,1 olarak gerçekleşti. Yıllık büyüme de yüzde 5,6, tüketim büyümesi yüzde 19,7. Çeyreklik bazda hafif artış olsa bile yıllık bazda yatırımlarda gerileme izliyoruz. Dış talebin büyümeye verdiği katkı negatife döndü. Son çeyrekte ihracat yüzde 3,3 düşerken, ithalat yüzde 10,2 arttı.