Ekonomi bakanlığı ile deik için bir öneri…

Nevzat SAYGILIOĞLU
Nevzat SAYGILIOĞLU EKO ANKARA [email protected]

Bu yazımız yeni yılın ilk yazısı. İnsan, ister istemez, nasıl bir konu işlemek gerektiğini düşünüyor. Aslında gündem konusu bol, işlenecek konu çok. Örneğin; bugünlerin sıcak konularından enflasyon üzerinde dur, dünya petrol fiyatlarını incele, dış ticaret rakamlarındaki gelişmeleri irdele, bütçeyi yaz, ekonomide dönüşüm programının her biri hakkında değerlendirme yap… Anlayacağınız işlenecek konu çok.

Ancak; asıl önemli olan hem gündemin dışına düşmemek ve hem de dikkat çekici konuları gündeme getirebilmek. İşte biz de gündem konularının içinde kalmak ve dikkat çekici konulara odaklanmak adına farklı bir konu üzerinde durmak istedik. 
Önerimizi gündeme getirmemize Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun pazartesi günü yurt dışından gelen ticaret müşavirlerine yaptığı konuşma neden oldu.

Eski adıyla Dış Ticaret Müsteşarlığı yeni adıyla da Ekonomi Bakanlığı güzel bir geleneği başlattı. Bakanlık, her yılın sonunda dünyanın dört bir yanındaki büyükelçilik, ticaret müşavirleri ile konsolosluk ticaret ateşelerini Ankara’da topluyor. Bir yandan kendi idari ve mesleki konularını veya sorunlarını masaya yatırıyor, bir yandan da ihracatın artırılması yönündeki önerileri alıyor. 

Bu hafta başında da Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi tüm ticaret müşavir ve ateşelerini Ankara’da topladı. Ticaret müşavir ve ateşelerinin açılış toplantısına Başbakan Ahmet Davutoğlu da katıldı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kabulü ve bazı bakanların katılımı gündeme dahil edildi. 

Açılış toplantısında Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun stratejiye yönelik ve vizyoner analizi çok dikkat çekiciydi. Kendi ifadesiyle konvansiyonel bir diplomatik görev yerine daha dinamik ve etkin bir misyon üstlenmelerini Ticaret Müşavirlerine aktarması önemliydi. Örneğin; ABD gibi bir kıtada klasik yapılanmayla etkin olunamayacağı ifadesi anlamlıydı. Aynı şekilde dünya nüfusunun dörtte birini barındıran Çin’in ana artellerine girmenin gerekli ve hatta zorunlu olduğu yönündeki yaklaşımı manidardı.

Açıkça söylemek gerekirse altı çizilen konular çok ilginç. Yeni bir yaklaşım, yeni bir söylem… Dileğimiz, bunların söylemden eyleme geçmesi. 

Peki Ekonomi Bakanlığı bu işi nasıl yapabilir? Bürokrasinin klasik yapılanması ve işleyişi içerisinde bu dinamik yapı nasıl kurulabilir? Doğrusunu söylemek gerekirse hiç de kolay değil. 

Her şeyden önce bakanlık yönetiminin ve bürokrasisinin bu mesajı algılaması ve okuması önemli. Bürokrasinin mevzuat labirentlerine girmeden, hedef odaklı olarak konuya yaklaşım gerekli. 

İşin önemi ve ruhu kavrandıktan sonra çözüm bulunabilir. Bu çözümü de farklı anlayışla farklı noktalarda bulmak gerekir. 

İşte tam bu noktada el altında olan bir fırsat var: DEİK yani Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu.
Malum, DEİK’in kuruluşu bundan yaklaşık 30 yıl öncesine kadar 1986 yılına uzanıyor. Yakın bir geçmişe kadar da TOBB ile ilgili kuruluş olarak görev yapıyor. Kimi zaman etkin oluyor, kimi zaman da konjonktürel olarak geride kalıyor.

Ancak; bu Hükümet, DEİK’in yapılanmasına ve işleyişine el attı. Yeni bir yapı benimsedi. Ünlü torba kanunlarından birinin içerisine gizlenen bir madde ile DEİK yeniden yapılandırıldı. 11 Eylül 2014 tarihli mükerrer Resmi Gazete'de yayımlanan 6552 sayılı Kanun'la düzenleme yapıldı. Arkasından da sistemin çalışma usul ve esasları Ekonomi Bakanlığı’nın yönetmeliği ile belirlendi. Seçimler yapıldı ve kadrolar oluşturuldu, iş konseyleri kuruldu. Bu arada yasal gelirlere kavuşturuldu.

Artık Türkiye’nin dış ticaret, ihracat, uluslararası yatırımlar, iş geliştirme konularının tek adresi DEİK oldu. Gerçekten de DEİK, 99 kurucu kuruluşu, 120 iş konseyi ve bu konseyleri oluşturan 900’e yakın üye firması, yeni yönetim yapısı, icra kurulu ve etkin bir yapı haline getirildi.
İşte tam bu noktada önerimizi yapmak istiyoruz.

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun söylemleri yeni ve ilave kadroları gerektiriyor. Bu noktada DEİK iyi bir çözüm aracı olarak ortaya çıkıyor. Yurt dışında eğitim almış, çok iyi derecede 2-3 lisan öğrenmiş, genç ve idealist kadrolar devreye sokulabilir. Belli bölgesel üs veya merkezler oluşturularak bu yapıların içerisinde DEİK kadroları olarak bu gençler çalıştırılabilir. 

Bu genç ve yeni takviye kadrolar; çeşitli inceleme ve saha araştırmaları için kullanılabilir, Türkiye’den giden ihracatçı ve yatırımcıların önüne düşüp firmalarla görüşmeler yapabilir, Ticaret Müşavirliklerinin lojistik desteğini bağlayabilir.

Sözün özü; Türkiye’nin büyük çaba gösterdiği ihracat hamlesi için bu öneri hemen devreye konulabilir. Yeter ki istensin!...
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar