Ekim enflasyon tahmini ve son çeyreğe yönelik iyimser beklentiler
TCMB’nin yıl başından beri verdiği mesaj, enflasyonun bu yılın son çeyreğinde keskin bir düşüş göstereceği yönündeydi. Ancak bu döneme yaklaşırken, iç talepte böyle bir kırılma yaratacak sert yavaşlama ya da enflasyon eğilimlerinde bu yönde bir değişim gözlenmedi. Eylül ayında enflasyonda yukarı yönlü sürpriz ve çekirdek enflasyon eğilimlerindeki bozulma, aşırı iyimser beklentilerin ortadan kalkmasına yol açarken, kötümser bakış açısının da aşırıya kaçmasına neden olmuş olabilir.
Enseyi karartmamak lazım; önümüzdeki dönemde veri akışının bu anlamda biraz daha olumlu olabileceğini düşünüyorum. Ekim ayı enflasyonu bu anlamda ilk sinyali verebilir. Online fiyatlardan yaptığım gözlemlere göre, gıda fiyatları sebze ve meyve fiyatlarındaki mevsimsel artışların etkisiyle %3 civarında yükselmiş gibi görünüyor.
Enerji fiyatları ise petrol fiyatlarının etkisiyle bu ay %1.5 civarında artmış olabilir. Mal fiyatları cephesinde, kurlardaki yatay seyirle birlikte otomobil fiyatlarında düşüş, beyaz eşya ve elektronik fiyatlarında ise önceki aylara göre daha düşük bir artış oranı gözlemleniyor. Giyim fiyatlarında ise mevsimsel etkilerle bu ay belirgin bir artış olacaktır.
Hizmetler tarafında, kartlı harcamalardaki yavaşlamaya paralel olarak lokanta fiyatlarındaki artış hızının yavaşlayacağını düşünüyorum. Kira artış sınırının kalkması ve güncelleme dönemi olması sebebiyle üç aydır %7 seviyelerinde seyreden aylık kira enflasyonunun ise ivme kaybetmesi beklenebilir. Sonuç olarak Ekim ayında aylık enflasyonun %2.6 civarında olmasını öngörüyorum. Aylık enflasyon Ekim ayında hâlâ yüksek sayılabilecek bir seviyede olsa da, ağırlıklı olarak giyim ve gıda fiyatlarından kaynaklanan mevsimsel etkiyi arındırarak değerlendirmek daha sağlıklı olacaktır.
Geçen yılın Ekim ayında %3.4 olarak kaydedilen aylık enflasyon oranına karşın, mevsimsel düzeltilmiş rakam %3.1 idi. Bu yıl benzer bir katsayı ile hesaplarsak, mevsimsel düzeltilmiş aylık artış %2.3 seviyesinde olacak ve önceki ayki %2.8 ile son üç aylık ortalamadaki %3.1’e kıyasla belirgin bir düşüş gösterecektir. Aynı şekilde çekirdek enflasyon eğiliminin de son aylardaki %2.5’in altına gerileyeceğini tahmin ediyorum.
Bu rakamlar, TCMB’nin son çeyrek için hedeflediği %1.5 seviyelerinin belirgin üzerinde olsa da önceki aylara kıyasla ılımlı bir iyileşmeye işaret etmektedir. İkinci olarak, ekonomi yavaşlama sinyalleri veriyor. Her ne kadar perakende ticaret endeksi güçlü kalmaya devam etse de geçen hafta açıklanan hizmet üretim endeksi, Ağustos ayında mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak aylık %0.2 oranında düştü. Son üç aydır gerileyen endeksin Temmuz-Ağustos ayları ortalaması, ikinci çeyreğe göre %0.9 oranında bir düşüş gösterdi.
Sanayi üretim endeksinin Temmuz-Ağustos ortalaması ise önceki çeyreğe göre %1.5 oranında düştü. Bu durum, perakende satış endeksinin aynı dönemde %3.2 oranında artmasına rağmen, GSYH’nin üçüncü çeyrekte ılımlı bir daralma yaşayabileceğine işaret etmektedir. Bu da ekonomik aktivitenin beklenenden yavaş da olsa enflasyona destek veren bir görünüme doğru ilerlediğini göstermektedir.
Döviz alım miktarı geriliyor
Üçüncü olarak, kurdan enflasyona daha fazla destek gelmesi muhtemel görünüyor. Enflasyonda beklenen hızlı iyileşme gerçekleşmeyince, TCMB dolar kurundaki değer kaybını yavaşlattı. Bunu, piyasaya döviz satarak değil, döviz alım hızını yavaşlatarak yaparak rezerv görünümüne zarar vermeden gerçekleştirdi. Mart-Temmuz döneminde TCMB’nin aylık ortalama döviz alım miktarı 22.5 milyar dolar seviyesindeyken, bu rakam Eylül ayında 10.6 milyar dolara, Ekim ayında ise geçen Cuma itibariyle yaklaşık 5.3 milyar dolara kadar geriledi.
TCMB bu şekilde devam eder ve dolar kuru yılı 34-34.5 seviyelerinde bitirirse, enflasyon TCMB’nin tahmin aralığının üst sınırı olan %42 civarında kalabilir. Dördüncü olarak, belirgin bir atalet gösteren hizmet enflasyonu açısından, yukarıda bahsettiğim sektördeki yavaşlamanın yanında üretim maliyetleri de düşmektedir. Bu konuyu 2 Ekim tarihli yazımda ayrıntılı olarak ele almıştım, bu sebeple tekrar değinmeyeceğim. Özetle, mevsimsel düzeltilmiş aylık hizmet ÜFE artış hızı, yılın ilk çeyreğinde %5 seviyesindeyken Ağustos ayında %3.1’e gerilemiştir. Bu gelişmeler, son dönemde %4 seviyelerinde seyreden hizmet enflasyonu eğiliminin yavaşlamasına neden olabilir.
Sonuç olarak, TCMB’nin enflasyon raporundaki tahminlere kıyasla daha yavaş olmakla birlikte, ekonomideki dengelenme eğilimi devam etmektedir. Bunun enflasyon üzerindeki olumlu etkilerinin, piyasanın başta beklediğinden daha yavaş bir şekilde de olsa son çeyrekte görülmesi olasıdır. Ancak bu yavaş dengelenme eğilimi, Ocak ayından önce yapılacak bir faiz indiriminin riskli olacağına işaret etmektedir. Ayrıca, enflasyon hedeflerini zora sokacak gelişmeler olması durumunda indirimin daha da ertelenmesi veya piyasanın beklediği 250 baz puanlık adımlardan daha yavaş gerçekleşmesi gerekebilecektir.