Ekim: Bilanço ve IMF ayı...
Serhan Yenigün / Finansinvest
Yılın son çeyreğine girdiğimiz bu günlerde yatırımcı gündeminin de oldukça hareketlendiğini görüyoruz. Önümüzdeki bir aylık dönemde yurtdışında ABD ve Avrupa'da açıklanacak üçüncü çeyrek bilançoları ön plana çıkarken, yurtiçinde de uzun süredir beklenen IMF anlaşmasına ilişkin haber akışı takip edilecek. Bu dönemde makro ekonomik verilerin sunduğu karışık sinyaller, yatırımcılar tarafından bir miktar göz ardı edilebilir.
Yurtdışından başlarsak, ABD'de açıklanacak bilançolarının beklentiler karşısında sergileyeceği performanslar yatırımcıların son yedi aydır koruduğu yüksek risk iştahının seyri açısından son derece belirleyici olacaktır. Geride bıraktığımız kriz döneminde yapılan aşırı muhafazakar tahminler nedeniyle ABD şirketlerinin üçüncü çeyrekte yaklaşık olarak %20-25 arasında kar daralması yaşaması bekleniyor. Ancak, finansal sıkıntılar nedeniyle son dönemde sert tedbirler alarak maliyetlerini önemli ölçüde azaltan şirketler, bu dönemde talep koşullarında da kısmen toparlanma görülmesinin etkisiyle önceki tahminlerden daha yüksek karlar açıklayabilir. Önümüzdeki haftalarda beklentilerden olumlu gelebilecek ve sürpriz olarak algılanabilecek mali sonuçlar yatırımcı iştahının yeniden destek bulmasına yardımcı olacaktır.
Yurtiçinde ise IMF odaklı gündemin Ekim ayı ortalarına doğru ısınması bekleniyor. Hükümet tarafından yapılan son açıklamalar, anlaşmanın IMF ile fikir ayrılığı olan bazı konularda uzlaşma sağlanması ile netleşmek üzere olduğu yönünde sinyaller veriyor. Ancak, konunun politik parametrelere de son derece bağımlı olmasını ve önceki aylarda da benzer dönemler geçirdiğimizi dikkate alırsak yeni stand-by'ın ne zaman imzalanacağı konusunda belirsizliğin de sürdüğünü söyleyebiliriz.
Yukarıda bahsi geçen ve hem yurtiçini hem de yurtdışını destekler nitelikte görülen gündem başlıklarına rağmen, makro ekonomik göstergelerin son dönemde karışık bir görüntü sergilediğine de dikkat çekmek gerekiyor. Mart ayından başlayarak bugünlere kadar piyasaları destekleyen yüksek risk iştahındaki en önemli etken olan global ekonomik toparlanma eğilimi son iki ayda açıklanan verilere baktığımızda bir miktar hız kesmiş durumda. Önümüzdeki döneme ilişkin güçlü bir büyüme senaryosu üretmek için şimdilik elimizde yeterli parametre olmaması, aşırı iyimser fiyatlama davranışlarının da kırılgan bir zeminde ilerlediğini gösteriyor. Bu nedenle, yatırımcıların risklere karşı duyarlılığının yüksek kalması gerektiğini düşünüyoruz.