Ekim ayı fon performansları
Ekim ayının ilk yazısında hava durumuna atıfta bulunarak, yurt içi piyasalar için hava güneşli ama yurtdışı griye döndü diye belirtmiştim.
Kasım ayına girerken yerel varlıklarda da havanın griye döndüğünü görüyoruz. Bu kapsamda, hem genel piyasaları analiz edelim hem de fon performanslarına detay bakalım. Yurtdışı piyasalar ABD enflasyon ve faiz artışları odağında bir ayı daha tamamladı.
Büyüme tarafında göstergelerin kuvvetli ve istihdam piyasasının katı olması enflasyonla mücadele kapsamında faiz artışlarını gündemde tutmaya devam ediyor. Bu doğrultuda %5 seviyesine yükselen ABD 10 Yıllık tahvil faizlerinin, Nasdaq, S&P500 başta olmak üzere yurtdışı endeksleri baskıladığını görüyoruz.
Ekim ayında Ortadoğu’da İsrail-Filistin gerginliğinin çatışmaya dönmesi başta yerel varlıklar olmak üzere, tüm varlıklar için belirleyici oldu. Savaş dönemlerinde güvenli liman algısıyla ön plana çıkan kıymetli madenlerde hızlı yükselişi izledik. Ons Altın tarafına baktığımızda 1811 dolardan 2000 dolara ay içinde hareketi görüyoruz.
Bu da ayın öne çıkan varlığının altın olmasını beraberinde getirdi. Borsa İstanbul’da ay genelinde risk iştahının baskılandığını ve yükseliş tarafında yeterli hacim ve iştahı görmediğimizi söyleyebiliriz. Burada yüklü halka arzların da payı olduğunu söylemek mümkün. Kur ve tahvil faizleri tarafında kademeli yukarı seyrin devam ettiğini izliyoruz.
Tüm bu gelişmeler ışığında fonların performansına baktığımızda, altındaki ve kurdaki seyre paralel altın fonlarının yatırımcılarına getiri yarattığını, bunun yanında ülke risk primindeki gerilemenin etkisiyle Eurobond ve Döviz Kira Sertifikaları fonlarında pozitif getirilerin oluştuğunu görüyoruz. Altın fonlarının getirilerini incelediğimizde gram altın artışına paralel şekilde %10 aylık prim görüyoruz.
Bu fonlarda en yüksek getiri %11,7, en düşük getiri olarak da %9,7 görüyoruz. Altın kadar hızlı yükseliş kaydetmese de bu ayı pozitif tamamlayan gümüş fonlarında ise ortalamada %4 getiri görüyoruz. Eurobond fonlarında ise gerileyen ülke risk primi ve artan kur ile birlikte ortalama %3,2 getiri sağlandığını görüyoruz.
Kurdaki artışla çok paralel olduğunu ve getirinin büyük kısmının kurdaki artış kaynaklı olduğunu belirtmekte fayda var. Bundan sonrası için yabancı yatırımcı tarafından gelecek olumlu haber akışı CDS’i aşağı çekebileceğinden, Eurobond/Döviz Kira Sertifikası fonları önümüzdeki dönemde de öne çıkabilir.
Borsa İstanbul’un ekim ayındaki olumsuz performansının fonlara da sirayet ettiğini belirtelim. Ortalamada yurt içi hisse senedi fonlarının getirisi %-8,2 olarak gerçekleşirken, en iyi getiriyi sağlayan hisse fonu %4,4, en düşük getiriyi sağlayan fon ise %-16 oldu.
BIST100 endeksindeki aylık artışın %-9,8 olduğunu düşündüğümüzde, hisse senedi yatırımı için fonların ne kadar değerli olduğunu görmek mümkün. 91 hisse senedi fonu içinde sadece 28’inin BIST100 getirisi altında kaldığını ve bu fonların da BIST30, İhracatçı Şirketler temalı olduğunu görüyoruz.
Yurtdışı içerikli fonlarda negatif seyir devam ediyor. Artan petrol fiyatları ile sadece petrol/emtia içerikli fonlarda aylık pozitif getiriyi söyleyebiliriz, onun dışında sağlık, temiz enerji, teknoloji ve sürdürülebilirlik gibi temalardaki fonlar yatırımcılarını bu ayda da mutlu edememiş görünüyor.
Bu noktada her varlık sınıfında temaları da çeşitlendirmenin önemi ve faydası öne çıkıyor. Yatırımcı adetlerini değerlendirdiğimizde ise altın getirilerindeki yukarı yönlü seyrin, yatırımcı katılımını da aynı paralelde etkilediğini söyleyebiliriz.
Altın dışında yatırımcı ilgisinin yoğunlaştığı fonlar hisse senedi ağırlıklı olarak karşımıza çıkıyor. Hisse senedinde ise öne çıkan temaların BIST100 dışı ve teknoloji olduğunu görüyoruz. Getirilerin sürekli bu fonlarda yoğunlaşmasının mümkün olmayabileceğini düşünüp, farklı hisse senedi içeriklerini (BIST30-Temettü-Banka-İhracatçı Şirketler vb.) eklemekte ve aynı varlık sınıfı içinde bile riski dağıtmakta fayda var.
Önümüzdeki dönem hem yurt içi hem de yurtdışında dalgalanmanın yüksek olacağını bekliyoruz. Bu kapsamda tek varlık, tek fon yerine, dengeli bir dağılım ile birden fazla varlık sınıfı üzerinden portföy oluşturmakta fayda var. Bunu yaparken portföy yönetim şirketlerinin raporları üzerinden hareket edilebilir, ya da risk tercihinize göre çoklu varlık içeren karma/değişken/fon sepeti fonları üzerinden birikimlerinizi değerlendirebilirsiniz. Güzel bir kasım ayı diliyorum.