Ek MTV’nin iptali halinde mükellefin durumu

Avukat Prof. Dr. Funda BAŞARAN YAVAŞLAR
Avukat Prof. Dr. Funda BAŞARAN YAVAŞLAR [email protected]

14.07.2023 tarih ve 7456 Sayılı Kanun’un Ek MTV’yi (EMTV) getiren 1’inci maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesi önünde dava açılmış olup, Anayasa Mahkemesi’nin bu düzenlemeyi iptal etmesi beklenmektedir.

EMTV, aynen normal MTV gibi, yasada belirtilen tarihte (EMTV için kural olarak 15.07.2023) tahakkuk etmiş ve tahakkuk ettiği gün tebliğ edilmiş sayılmıştır. EMTV’nin ilk taksitini son ödeme günü olan 6 Eylül 2023’e kadar (6 Eylül dâhil), mükellefler EMTV’ye karşı üç farklı şekilde davranmışlardır:

1. EMTV’ye karşı dava açmışlar ve davada EMTV’nin Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasında bulunmuşlardır.

2. EMTV’ye karşı dava açmaksızın onu ödemişlerdir.

3.Tamamen hareketsiz kalmışlar, yani EMTV’ye karşı ne dava açmışlar ne de onu ödemişlerdir. Anayasa Md.152 gereğince, bir davaya bakmakta olan mahkeme, taraflardan birinin ileri sürdüğü “Uygulanacak yasa hükmünün Anayasa’ya aykırı olduğu iddiası”nın ciddi olduğu kanısına varırsa, AYM’nin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır.

AYM, işin kendisine gelişinden başlayarak 5 ay içinde kararını verir ve açıklar. Bu süre içinde karar verilmezse mahkeme davayı yürürlükteki yasa hükümlerine göre sonuçlandırır. Ancak, AYM’nin kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, mahkeme buna uymak zorundadır.

Anayasa Md.153 gereğince ise, AYM kararları yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar. AYM’nin iptal kararları geriye yürümez; ancak bu kural amacı çerçevesinde yorumlanıp sınırlandırılarak, uygulamada AYM kararları sıkça geriye yürütülmüştür. Konu, Anayasa’ya aykırı olduğu AYM kararı ile ortaya çıkmış bir kuralın uygulanmasının, hukuki güvenlik, Anayasa’nın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ve eşitlik ilkelerine aykırılığı ile ilgilidir. Tüm bu kural ve ilkeler birlikte değerlendirildiğinde, AYM’nin EMTV’yi düzenleyen yasa hükmünü olası iptali, yukarıdaki gruplardan hangisi içinde bulunduklarına göre mükellefleri şu şekilde etkileyecektir:

1. Birinci gruptaki mükellefler açtıkları davayı kazanırlar. EMTV’yi ödemişlerse, tecil faizi oranında hesaplanan bir faizle birlikte ödedikleri vergiyi geri alırlar (Örn. Danıştay 7. Dairesi, 13.12.1999 gün ve E. 1999/1192, K. 1999/4113 sayılı kararı).

2. İkinci gruptakiler EMTV’yi dava açmadan ödeyerek, onu kabul etmişlerdir. Hukuki durum onlar bakımından kesinleşmiştir. Bu nedenle, ödedikleri vergiyi geri alamazlar.

3.Üçüncü gruptaki mükellefler, AYM iptal kararını açıklayana kadar EMTV ile ilgili bir ödeme emri almış ya da almamış olabilirler.:

3.1.Eğer almışlarsa, bu ödeme emrine karşı dava açarak, “Böyle bir borçları olmadığını, çünkü EMTV’nin Anayasa’ya aykırı olduğunu” ileri sürmeleri gerekir. Mahkeme, Anayasa Md.152 gereği -5 ay- AYM kararını bekleyecek ve AYM’nin iptal kararı vermesi halinde ödeme emrini iptal edecektir. Karar 5 ay içinde çıkmasa ve Anayasa Md.152 çerçevesinde ödeme emri iptal edilmese dahi, AYM iptal kararı sonrasında üst mahkeme bunu dikkate alacaktır. O da almazsa ve bu arada EMTV ödenmek zorunda kalınırsa, bireysel başvuru yoluyla gittiği AYM’de davayı kazanarak amaçlarına ulaşacaklardır.

3.2.Eğer almamışlarsa, AYM’nin iptal kararı sonrasında vergi idaresinin mükellefe – Anayasa Md.2 (Hukuk devleti ilkesi), Md.11 (Anayasa’nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü) ve Md. 153 gereği- bir ödeme emri göndermemesi gerekir. Ama eğer gönderirse, bu ödeme emrine karşı dava açacaklar ve mahkeme ödeme emrini iptal edecektir.

Nitekim, Danıştay kararları da bu yorumu desteklemektedir. Örneğin, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu, hatta kesinleşmiş ödeme emirlerine karşı -dava açma süresi geçtikten sonra Resmi Gazete’de yayınlanan AYM iptal kararı üzerine- İYUK Md.10 çerçevesinde idareye ödeme emrinin iptali için yapılan başvurunun reddine karşı açılan davada mükellef lehine karar vermiştir.

Danıştay’a göre (t.21.11.2012, E.2010/630, K.2012/383): "Anayasaya aykırılığı saptanmış olan kurala göre hüküm kurulması ve vergi idaresince de Anayasa Mahkemesinin iptal kararı dikkate alınmaksızın ödeme emri düzenlenmesi Anayasanın üstünlüğü ve hukuk devleti ilkesine aykırı olacağından, kamu alacağının tahsili aşamasında da 2577 Sayılı Yasa’nın 10'uncu Maddesi kapsamında idareye yapılan başvurular üzerine yapılacak incelemelerde Anayasa Mahkemesi iptal kararı göz önüne alınarak, işlem tesis edilmesi gerekeceğinden sözü edilen madde uyarınca ödeme emirlerinin iptali istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin hukuka uygunluğunun bu kapsamda incelenerek karar verilmesi gerekirken, davanın reddi yolundaki ısrar kararında hukuka uygunluk görülmemiştir." (Benzer bir yaklaşım için bkz. Danıştay İDDGK t.8.6.2006, E.2006/231, K.2006/542)

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar