Eğitime VR geliyor
Amerika’da artırılmış gerçeklik (AR) yöntemiyle okuma-yazma ve matematik öğretmeye başlayan ana okullarından biri: Atlanta’da Birney Elementary. Amerikan alfabesindeki 26 harfi temsil eden hayvan resimlerini çocuklar AR ile üç boyutlu görünce o an öğreniyor. Alive Studios eğitim şirketinin bu ürününü kullanan başka okullar da var.
AR, bir ekrana (bilgisayar, ceptel, vb) gelen görüntünün sesli veya yazılı bilgiyle, grafikle, şekille zenginleştirilmesi. Bu, elbette, eğer bütün bu ek unsurlar, o görüntüye eşlik edecek şekilde programlanmışsa mümkün. Örneğin, turistik bir seyahate çıkmadan önce ceptelinize gideceğiniz yerin turistik özelliklerine dair bir uygulama indiriyorsunuz. Gittiğiniz yerde, gördüğünüz tarihi bir binaya cepteli tuttuğunuzda oraya dair bilgi ekrana otomatik çıkıyor. Bu uygulama, eğitimde sınır tanımayan ülkelerde yaygınlaşmaya başladı.
Sırada sanal gerçeklikle (VR) eğitim var. Bu ise, AR’den farklı olarak, başa takılan özel bir kask ve gözlükle izlenebilen, 360 derece görüş ve stereo ses sağlayan bir uygulama. Burada “gerçeklik”, kişinin gördüğü ve duyduğu. Bu nedenle, gerçekliğin tanımı kökten değişme yolunda.
Teknoloji şimdilik, çocukların da VR cihazlarını kullanmasını kolayca sağlayacak düzeyde değil. Ama çok yakındır, 3 yaşındakiler için de VR cihazı yaparlar. Zaten, işler o kadar hızlı gelişiyor ki belki özel cihaz üretmeye gerek kalmayacak: Samsung, Güney Kore’de yaptığı patent başvurusuyla, ileriden de öte bir yüksek teknolojik tasarım önerdi. Göze takılacak bir lens, retinaya doğrudan projeksiyon yapabilecek. Bu lenste gömülü kamera, anten ve sensörler, gözü “tanımlı” bir şekilde kırpmayla çalışacak. Nanoteknoloji alanında varılan aşamaya bir örnek bu sadece. AR-VR uygulamalarını bu lensle yapmak daha kolaylaşacak. Çünkü bu iş için kafaya acaip bir kask takmaya gerek kalmayacak.
ThingLink adlı bir başka şirket, VR cihazıyla ilkokul öğrencilerine geniş bir konu seçeneği sunuyor. Fenden dil öğrenmeye, sanattan coğrafyaya çok sayıda konuda programları var. Ama bunlar, “ders-ders” şeklinde hazırlanmamış. Örneğin, Discovery Education’ın “Borsa nedir? Ne işe yarar?” konulu dersi, New York Borsası’nın önünden başlayan bir “gezi,” binanın içinde simsarlarla, görevlilerle gerçek zamanlı sohbetlerle devam ediyor. Sanki bir TV belgeseli izler gibi. Gören, bir daha unutmaz.
Burada, Thomas Edison’u 1913’teki öngörüsüyle analım: “İnsanlığın bütün bilgisini sinemayla öğretmek, anlatmak mümkün olacaktır.” Edison, sinema derken, o dönemde sessiz ve çok ilkel olan bir teknolojiden söz ediyordu. Ama geleceği görmüştü anlaşılan. Bugün, AR-VR teknolojisiyle eğitimde tam bu dönüşümün gerçekleşmesine doğru gidiyoruz. Hatta bunları Türkiye’de sınırlı biçimde kullanmaya başlayan özel eğitim kurumları da var.
Evvelki hafta New York’ta Tribeca Film Festivali’ndeki bir VR uygulaması, 360 derece seslendirme tekniğiyle yapılmıştı. BBC Ar-Ge’nin hazırladığı “Dönen Orman” (The Turning Forest), görselliğe değil ses kullanımına odaklıydı. Buradaki ses stereo değil, üç boyutluydu. Ayrıca, başınızı döndürdüğünüz zaman da sesi, gerçek yaşamdaki gibi, kaynağından duyuyordunuz. Kulaklıkla izlenebilen uygulamada ses önden sola, başınızın arkasına, sağa doğru yöneliyordu. İngilizcesi “immersive”, Türkçesi “tamamen içine gömen” anlamına yenilikçi bir kavram oluşuyor. VR, 2000 sonrası doğan Z-Kuşağı’nın eğitiminde devrim yapacak. Çünkü, bir şeyi öğrenirken, bu işe katılan duyularımız ne kadar çoksa, o kadar iyi öğreniriz, o kadar geç unuturuz. En iyi öğrendiğimiz şey, kendimiz görerek, yaparak öğrendiğimizdir. AR, ama esas VR bunu sağlıyor.