Eğitimde iki ayrı yaklaşım
Digital dünya ve Kore
BBC'nin haberine göre, Güney Kore 2015 yılında tüm eğitimini dijital hale getiriyormuş. Eğitim Bilim ve Teknoloji Bakanı Ju-Ho Lee, bakanlığının "Akıllı Eğitim" diye bir kampanya hazırlığı içinde olduğunu söylüyor. Bütün eğitim, kişiye özgü öğrenme ve öğretmeye dayanacakmış. Proje, bu yaz başlamış. Bütün okullarda kablosuz network olacakmış ve öğrenci nerede ve ne zaman olursa olsun, internete ulaşabilecekmiş. Bakan Lee, "Akıllı eğitim, kitap algılanmasını değiştirecek" diyor. "Çocuklar, sırt çantalarındaki ağır kitapları evde bırakacak ve internet sayesinde dünyanın her yerine erişebilecekler" diye de ekliyor. Bu proje sayesinde kırsal bölgelerdeki, uzman öğretmenden yoksun öğrencilere erişeceklermiş.
Güney Kore eğitimde dünyada belli bir düzeye erişmiş bir ülke. OECD ülkelerindeki 15 yaşındaki çocuklar arasında yapılan meşhur PISA araştırmasına göre, Koreliler okumada ikinci, matematikte dördüncü ve fende beşinci sırada yer alıyor. Aile gelirinden eğitime ayrılan pay açısından Kore dünya birincisi. 1945 yılında Kore nüfusunun %78'i okuma yazma bilmezken bugün okuma konusunda Avrupa ve Amerika'yı geçmiş durumda. OECD'nin bu araştırmasına göre dijital teknolojinin kullanımında Kore 15 yaşındaki çocuklar arasında dünya birincisi.
Amerika'da bilgisayarsız okul
Kore eğitimini dijital hale getirirken, Amerika'da bir okul zinciri teknolojiden arınmış bir eğitim ortamı yaratmış. The New- York Times'ın haberine göre eBay'in baş teknoloji yöneticisi, çocuğunu bu okula yolluyormuş. Ayrıca Silicon Vadisi'nin Google, Apple, Yahoo Ve Hewlet Packard gibi teknoloji firmalarında çalışanlar da. Ama bu okulun öyle teknolojinin en son harikası, uzay mekiği gibi bir yer olduğunu sanmayın. Sadece kara tahtası, tebeşirleri, dikiş iğneleri ve bazen de sadece oyun hamuru olan bir yermiş. Okulda ne masaüstü, ne dizüstü bilgisayar, ne i-pad varmış; ne de bir ekran. Çocukların evde de bilgisayar kullanmalarına iyi bakılmıyormuş. Bilgisayarların yaratıcı düşünceyi körelttiği görüşündeler.
Bu okullardan Amerika Birleşik Devletleri'nde 160 tane varmış. Bunlara Waldorf okulları deniyor. Temel felsefe, fiziksel aktivitelere ve yaparak öğrenmeye dayanıyor. Bu felsefe Rudolf
Steiner isimli Avusturyalı bir felsefeci tarafından 1919'da geliştirilmiş. Silicon Vadisindeki okulun yöneticisinin söylediğine göre, çocukların velileri çok liberal ve çok eğitimli insanlar. İsterlerse
çocuklarını yollayabilecekleri, özel ve devlet okulu olmak üzere, çok seçenekleri var. Çocuklarına teknolojiyi öğretmek için yeterli ötesi bilgileri ve olanakları da var. Ama bu çok seçici veliler, çocukları için Waldorf okulunu seçmişler. Çevredeki okullar internet bağlantıları ile övünürken Waldorf okulunda tahta sıralar, sıra üstlerinde alıştırma kitapları, 2 numara kurşun kalem ve karatahtada renkli tebeşirler, duvardaki kitaplıkta ansiklopediler var. (Resimlerine baktığımda Merzifon'daki ilk okulumu hatırladım)
Çocuklar, okul bahçesinde yetişmiş ürünlerle salata yaparken görülüyor bir resimde. Öğretme yöntemleri de fiziksel
. Örneğin, bir öğretmen geçen yıl bayağı kesirleri elmaları kekleri bölerek öğretmiş. "Onlar bayağı kesirleri öğrendi ama, epey de kek yedik" diyor.
Waldorf okullarında okumak pek ucuz da sayılmaz. Örneğin, anaokulundan 8. sınıf sonuna kadar okul parası yıllık 17.750 dolarmış. Lise öğrenimi ise 24.400 dolar.
Çocuklar renk renk yünlerden çorap örüyorlar. Eğiticilere göre, bu örgü projesi çocukların problem çözme, matematik, desen çıkarma ve koordinasyon becerilerini geliştiriyormuş.
Teknolojiden uzak öğrenme, çocukların sosyal boyutuna katkı. Waldorf okullarında en önemli girdi öğretmen. Çok iyi öğretmenleri seçiyor ve sıkı bir eğitimden geçiriyorlarmış.
Bir yorum
Bir tarafta Kore. Bir zamanlar kurtarmaya gittiğimiz bir ülke. Teknolojide çok önemli yerlere gelmiş. Çıkardığı markalar dünya markası olmuş. Çocuklarını bu dijital dünyaya göre
eğitiyor. Öbür yanda teknolojinin, bilgisayar ve iletişim teknolojisinin Mekkesi bir yerde, Silicon Vadisi'de insanlar çocuklarını bilgisayardan uzak tutarak yetiştirmeye çalışıyor.
Acaba hangi eğitim yaklaşımı daha iyi sonuç verecek? Sanırım ikisi de farklı boyutlarda başarılı insan yaratacak.