Eğitim ve diplomasi

Prof. Dr. Ragıp Kutay KARACA
Prof. Dr. Ragıp Kutay KARACA DIŞ POLİTİKANALİZ [email protected]

Avrasya Üniversiteler Birliği (EURAS), 8 yıldır, dünya yükseköğretiminin nabzını tutan Avrasya Yükseköğretim Zirvesi (EURIE) düzenlemekte. Zirvelerin sekizincisi EURIE 2023 İstanbul’da yapıldı. Akdeniz, Avrupa, Arap, Asya Pasifik, Avrasya Üniversiteler Birlikleriyle Dünya Üniversite Başkanları Birliği Başkanları ilk kez bu zirvede bir araya geldi.

Zirvede 72 ülkeden 320 kurum ile dünyanın en seçkin üniversiteleri, akademisyenleri, yükseköğretim sektörünün önde gelen temsilcileri ve en büyük uluslararası öğrenci temin acenteleri yer aldı. Yükseköğretimin birçok farklı bakış açısıyla ele alındığı 154 alanda, 54 panel, seminer ve yuvarlak masa toplantısı yapıldı.

Zirve, Türk yükseköğretimi için yalnızca tanıtım sağlamadı, uluslararası işbirliği protokolleriyle yükseköğretimde dünyaya açılmayı daha geniş bir yelpazeye yaydı. Bu tür zirveler Türkiye için önemli. Türkiye, OECD verilerine göre en fazla uluslararası öğrenciye sahip ilk 10 ülke arasında yer alıyor. 2010 yılında 30 bin seviyesinde olan uluslararası öğrenci sayımızı 308 bin seviyesine çıkarmayı başardık.

Eğitim ihracatının ekonomik boyutu giderek büyüyor. İngiltere eğitim ihracatından her yıl 12,5 milyar dolar gelir elde ediyor. Yılda yaklaşık 20 milyar dolar eğitim ihracatı gerçekleştiren Avusturalya için eğitim 3. en önemli ihracat kalemi olmuş durumda.

Dünyada, 2025 yılında, eğitim ihracatının ulaşacağı büyüklük 300 milyar dolar olarak ön görülüyor. Dolayısıyla Avrasya Yükseköğretim Zirvesi ve benzeri her girişim fazlasıyla desteklenmeli. Sadece kendi alanına değil diğer birçok sektöre kaldıraç etkisi yapan eğitim sektörü, Türkiye markası açısından da son derece önemli.

Keza bir çarpan etkisi yaratmakta. Ülkemizde 4 yıl ve fazlası eğitim alan uluslararası öğrenciler sağlık, perakende, turizm, gayrimenkul, yolcu taşımacılığı başta olmak üzere birçok sektöre ekonomik girdi sağlamakta. Beni bir diplomasi tarihçisi olarak etkileyen ana konunun, önemini kesinlikle göz ardı etmeden, eğitim sektörünün yarattığı ekonomik etki olmadığını söyleyebilirim.

Beni etkileyen konu ülkemiz yüksekokullarından mezun olan öğrencilerin sonrasında geliştirecekleri ilişkilerde Türkiye’yi nereye koyduklarıdır. Keza İngiltere, Amerika gibi ülkelerin uzun vadeli yatırım yaptığı uluslararası öğrenciler bu ülkelere aidiyet, sempati ve bağlılık sağlamaktadır.

Bu zamana kadar yapılan çalışmalar göstermektedir ki öğrenciler mezun olduktan sonra ülkemizi hem turizm hem de iş amaçlı ilişkilerinde birinci sıraya koymaktadırlar.

Bu öğrenciler ülkemizde kurmuş oldukları iletişim ağı sayesinde iş ortaklıkları kurmuşlar, fahri turizm elçileri olmuşlar ve kendi ülkelerinde Türkiye adına bir sinerji yaratmışlardır. Tüm bunlardan daha önemlisi ülkemizde eğitim almış öğrencilerin kendi ülkelerinde Bakan, Büyükelçi vb. kademelere yükseldiği görülmektedir. Bu durum ülke prestijimiz ve marka algımız açısından çok önemlidir.

Ama daha önemlisi Türkiye’de eğitim gören bu öğrencilerin ülkeleriyle ülkemiz arasındaki ilişkilere yapacağı olumlu katkıların ülkeler arası diplomatik ilişkileri çok üst seviyelere çıkaracağı gerçeğidir. Eğitim sektörümüzü daha fazla uluslararası öğrenciye açmak için yapmamız gerekenler var. Öncelikle uluslararası odaklı İngilizce lisans ve lisansüstü programların ve bu programların uluslararası akreditasyonunun sayısı artırılmalıdır.

Bu durum eğitim kalitesinin yükselmesine ve ülkemizin çekiciliğine katkı sağlayacaktır. Yurtdışı reklam tanıtımda üniversitelerin ayırdıkları bütçelerin ve Avrasya Yükseköğretim Zirvesi gibi zirvelerin sayısının artırılması gerekmektedir. Ülkemize yükseköğrenim amacıyla gelen yabancı öğrenciler Türkçe ve Türk Kültürü alanında da desteklenmelidir.

Böylece Türkçe’nin dünya dilleri içerisindeki pozisyonu kuvvetlenecek ve bir tür kamu diplomasisi faaliyeti olarak Türk Kültürü’nün etki alanı genişleyecektir. Her büyükelçiliğimizde eğitim ataşesinin bulunması sağlanmalıdır. Eğitim ataşeleri MEB ve YÖK’e raporlar sunmalı ve veri paylaşımında bulunmalıdır.

Endonezya, Hindistan ve Latin Amerika gibi yeni pazarlara giriş yapılabilmesi için eğitim ataşelerinin etkinliği çok önemlidir. Başka bir ülkede eğitim gören öğrenciler üzerinde yaratılan izlenimlerin kendi toplumlarına yansımasıyla ülkelerinde Türkiye’ye yönelik fikir ve politikaları etkilemesi, yıllarca sürecek uzun dönemli bir yatırım olarak görülebilir. Ancak bu yatırım hiç bozulmayacak ve nesilden nesile aktarılacak bir yatırımdır. Zor ama çok güçlüdür…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Trump’ın yeni dönemi 22 Kasım 2024
Ortak Türk Alfabesi 19 Eylül 2024