Eğitim, talim

Osman Ata ATAÇ
Osman Ata ATAÇ İŞLETMECİLİK SOHBETLERİ [email protected]

Gündemimdeki İK’nın kalite yükseltme yoluyla tedariki konusuna girmeden bir küçük parantez açacağım. Malum geçtiğimiz pazar Dünya Kadınlar Günü'ydü. Kadınların insanların bir bölümüne kendilerinin insan olduklarını hatırlatmak için özel bir gün tertip etme mecburiyetinde kalmalarının yarattığı mahcubiyetten inşallah hiç olmazsa bizden sonraki nesiller kurtulurlar. Bu arada hayatımda duyduğum en saçma sapan tezleri ‘kadını’ yüceltmek adına “Kadın erkeğin yaptığı her işi yapabilir” gibi laflar edenlerden duydum. Bunun aksini ima edecek bir gözlem falan mı var? Yoksa “Yapamaz” diyen dangalaklar mı? Gözlem var deseniz yalan söylemiş olursunuz çünkü yok; dangalaklara da cevap yetiştirmeye değmez. İnsanları kadın-erkek gibi temelsiz ayırımlar üstünden etiketleme huyundan vaz geçersek belki bu tür günlere de gerek kalmaz. 

Gönül isterdi ki bugün İK eğitimi yerine eğitimin her derde deva olduğu doğrusu çerçevesinde genel eğitime ve talime değinelim. Ama köşemiz işletme sohbetleri için. Sadece şu tanımı hiç unutmamanızı diliyorum. Herhangi bir konudaki cehalet o konuda bilinebilecekler ile bilinenler arındaki farktır. Bu tanıma göre herhangi bir konuda cehaletini kabullenmeyen kişi büyük olasılık öğrenme özürlüdür. 

Gelelim İK eğitimi meselesine. Bunun doğru dürüst yapılabilmesi için bundan sorumlu herkesin önce ‘education’ ile ‘training’ arasındaki büyük farkı bilmesi gerekir. Education’un amacı statükoyu eleştirip alternatif üretebilecek aydınlar yetiştirmektir. Training ise kişinin işinde gösterdiği performansını yükseltmek amacına hizmet eder. Bu ikisi tamamen ayrı şeylerdir. Ülkemiz dahil bir çok ülkede, özellikle üst yönetim konularında bu ikisi çorba edilmiştir. Türkçe her iki İngilizce kelimenin karşılığı aynı; ‘eğitim’ diye geçiyor. Tartışmanın selameti için biz education kelimesini eğitim, training kelimesini talim olarak çevirelim. 

Önce eğitim için soysal (generic) bir çerçeve düşünelim. Eğer amaç statükoyu eleştirip alternatif üretecek insanlar elde etmekse buna uygun çaba, eğitim görenlere üç yeti kazandırmak zorundadır: (1) Sistemleri tanımlayabilme; (2) Çözümleyebilme; (3) Sistem tasarlayabilme. Yani işletmecilik talimi verecekseniz, söz gelimi üst yönetim için strateji tasarımı talimi (üst yönetim zaten iki iş yapar biri strateji tasarımı diğeri kaynak dağılımıdır) verecekseniz katılımcılara önce strateji tasarımı süreçlerini tanımlamalarını sağlayacak, sonra bu süreçleri değerlendirmeye yarayacak ve sonrada yeni, daha iyi, daha etkin, vs., süreçler tasarlamaları için gerekecek bilgi ve becerileri vereceksiniz. Bu yeni süreçleri siz tasarlamayacaksınız, statükoyu siz tanımlamayacaksınız, değerlendirmelerde peşin hüküm vermeyeceksiniz. Siz katılımcıyı elinizden geldiği kadar gereken bilgi ve beceriyle donatacak ondan sonra da tam tabiriyle salıvereceksiniz. Aydın böyle yetişir. Ülkemize 21 yy. ilerlerken bu konularda her nedense atmakta ısrar ettiğimiz geri adımlar yüzünden yazık oluyor.

Eğer amacınız kişinin işindeki performansını daha etkin ve etkili kılmaksa, özellikle karmaşık işlerde, işiniz zor. Hatta çok zordur. Basit işlerde talim kolaydır. Söz gelimi nümerik kontrollü torna tezgahı veya bir muhasebe yazılımı nasıl kullanılır konularında talim verecekseniz bu göreceli olarak kolaydır. Ama karmaşık bir konuda talim verecekseniz iş o kadar kolay değil. Aslına bakarsanız çok zordur ve her babayiğidin harcı değildir. Ama getirisi fazladır. Neticede basit konulardaki talim piyasası hem küçüktür hem de çok para kazandırmaz. Zaten bu konulardaki talimi genellikle o konuda belli bir ürünü pazarlayanlar satışın bir parçası olarak verirler. Karmaşık konularda talim satabilirseniz fena para getirmez. O nedenle işletmecilik konusunda en fazla şarlatan bu alandadır. 

Şimdi amacı kişinin işinde performansını daha etkin ve etkili kılmak olan talim için soysal bir çerçeve düşünelim. Madem ki amaç işle ilgili: (1) İş tanımlanacak; (2) İşteki performansın etkinliği ve etkililiği nasıl ölçülüyor, ölçülecek ve neden öyle o da anlatılacak; (3) Performans ölçümlerine kullanılarak işteki performans değerlendirilecek; (4) Performansın neden yetersiz olduğu açıklanarak talimin gerekçesi anlatılacak; (5) İşin nasıl yapılması gerektiği anlatılacak; (6) İş öyle yapılırsa ne olacak açıklanacak; (7) İşin yapılabilmesi için gereken bilgi ve beceriler tanımlanacak; (8) Gereken bilgi ve beceriler, eğer katılımcılarda yoksa, onlar kazandırılacak; (9) Katılımcının işi anlatılan şekilde yapabilmesi için gereken çevre tanımlanacak. Şimdi her gün çarşaf çarşaf yayımlanan adı eğitim olan talim programlarına bu gözle bir bakın. Ne konuda iseler o konuda eğitim mi satıyorlar yoksa talim mi? Göreceksiniz çoğu talim imajı vererek eğitim satıyor. Bana inanmıyorsanız bu tür programlara katılmaktan belleri tutulan şirket elemanlarına sorun: “Nasıldı?” diye. Daha da iyisi şu sıraladığım dokuz kalem programda var mı bir bakın. Devam edeceğiz.

Sağlıcakla kalın.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Teknokrat-Politikacı 30 Ekim 2019
Strateji mi? 23 Ekim 2019
Tenkisat 16 Ekim 2019
Kasvetli ilim 02 Ekim 2019
Zombiler 25 Eylül 2019
Yeni Bull 18 Eylül 2019
Bull 11 Eylül 2019
Neden olmuyor? 04 Eylül 2019
Olmayacak duaya... 28 Ağustos 2019