Eğitim şart!

Fikret AYDEMİR
Fikret AYDEMİR [email protected]

Bilim insanları sayesinde 4 bin yıl ön­ce Anadolu’da yaşayanların akşam ye­meklerinde ne yediklerini öğrenebiliyoruz.

Orta Doğu'da yapılan bir arkeolojik ka­zıda ortaya çıkarılan çivi yazısıyla kaplı küçük kil tabletler 1911 yılından beri Ya­le Üniversitesi ‘Babil Koleksiyonu’nda yer alıyor. Milattan Önce 1730 olarak tarihle­nen üç büyük tabletin çoğunlukla güveç tarifleri içerdiği anlaşıldı. Koleksiyonun yardımcı küratörü Agnete Lassen, Antik Mezopotamya'da akşam yemeklerinde ne yediklerini bu tabletlerden anlaşıldığını ifade ediyor.

Harvard Üniversitesi’nden Asurbilim­ci Gojko Barjamovic, yazıtlarda bugün bi­linmeyen malzemelerin ortaya çıktığını belirtiyor. Barjamovic, “Lassen ve çalışma arkadaşlarının yazdığı makaleden, bilin­meyen baharatların listesini okumak bile, Dicle ve Fırat nehirleri arasında yer alan kayıp bir bahçenin görüntülerini çağrış­tırıyor. Tabletler, antik veya modern bir­çok yemek tarifinde olduğu gibi aynı ilginç varsayıma sahip” olarak değerlendiriyor.

Bu bilgilere günümüzde ancak eğitim ve bilim ile ulaşabiliriz…

Türkiye, en düşük eğitimli toplumlardan

Eurostat araştırması sonucuna göre Türkiye, Avrupa Birliği’nin en düşük eği­timli toplumlarından biri olarak gözükü­yor.

Türkiye’de 129’u devlet üniversitesi ol­mak üzere toplam 208 üniversite eğitim veriyor. Ancak, Avrupa Birliği’nin (AB) is­tatistik bürosu Eurostat’ın ‘eğitim seviye­si’ araştırmasına göre Türkiye, düşük eği­timli nüfusun en yüksek ülkelerinden biri olduğunu ortaya koydu.

AB üyesi ve aday ülkelerde 25-74 yaş arası yetişkinliklerin eğitim seviyelerini araştıran Eurostat, İskandinav ve Baltık ülkelerinde yükseköğretim mezunlarının oranı AB ortalamasından yüksekken, Tür­kiye, yüzde 61,8 ile düşük eğitimli nüfusun en yüksek olduğu ülkelerden oldu.

AB genelinde en yüksek yükseköğretim alan İsveç ve Norveç nüfusunun yüzde 45’i yükseköğretim mezunlarından oluşuyor. Letonya’da ise nüfusun yüzde 44’ü yükse­köğretim derecesine sahip.

İngiltere’de 25-74 yaş arası nüfusun yüz­de 43,5’i yüksek öğrenim görmüş kişiler­den oluşuyor. Fransa’da bu oran yüzde 38,2 ve İspanya’da yüzde 38. Türkiye’de ise yük­seköğrenim mezunlarının oranı sadece yüzde 20,6. Türkiye’yi yüzde 18,5 ile İtalya ve yüzde 17,4 ile Romanya takip ediyor.

‘Mesleki yönlendirme’ önemli

AB ülkelerinde ‘mesleki yönlendirme’ birçok ülkede önemli bir rol oynuyor. Or­ta eğitimde meslek liselerine yönlendir­mede en yüksek oran yüzde 63,9 ile Çekya. Meslek eğitimi Polonya’da yüzde 52,2 ve Almanya’da yüzde 47,4 iken AB ortalaması yüzde 45. Mesleki yönlendirmede Türkiye yine yüzde 36,2 ile genel AB ortalamasının altında kalıyor.

AB ülkelerinde 25-74 yaş arası yükse­köğrenim görmüş kişilerin oranı sürekli olarak artış gösteriyor. 2004 yılında yük­seköğrenim görmüş kişilerin nüfusu oranı yüzde 19.1 iken 2022 yılında yüzde 31.8’e yükseldi.

Eurostat verilerine göre 35 Avrupa ül­kesinde, 25-34 yaş arası kız çocuklarının yükseköğrenim görme oranı erkeklerden daha yüksek. AB ortalamasında yükseköğ­renim görmüş kadınların oranı yüzde 47,6 ve erkeklerin oranı yüzde 36,5.

208 üniversite oran yüzde 20

Türkiye’de 129 devlet üniversitesi, 75 vakıf üniversitesi ve 4 vakıf meslek yükse­kokulu olmak üzere toplam 208 üniversi­te eğitim veriyor. Neredeyse her ilçede bir fakülte bulunan 85 milyonluk Türkiye’de 208 üniversite kurumu nüfusun sadece yüzde 20,6’sına hizmet verebiliyor.

Dünyaca kabul edilen Times Higher Education (THE) ve Quacquarelli Symon­ds’un (QS) ‘En İyi Dünya Üniversitesi’ sı­ralamasında Türkiye’den ilk 500 içinde üniversite yok. Bundan 10 yıl önce 85. sı­rada yer alan Orta Doğu Teknik Üniversi­tesi (ODTÜ), 139. sıradaki Boğaziçi Üni­versitesi (BU) ve 165. sıradaki İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) artık kendileri­ne 500’üncü sıradan sonra yer bulabiliyor.

Türkiye’de her geçen gün üniversite sa­yısı artarken, eğitimli nüfusun çoğalama­ması tezat bir durum oluşturuyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Göç edebiyat taşır 18 Aralık 2024
AB’nin takımyıldızı 13 Kasım 2024