Ebeveyn teknolojileri bizi özgür mü kılacak?
Ebeveyn olmak giderek zorlaşıyor. Şehirler hızla büyürken, insanlar değişirken, aileler birbirlerinden uzaklaşıp çekirdek aileler bu keşmekeş içerisinde kendilerini güvenli sitelere çekerken endişeler ve tehditlerin daha da arttığını hissediyor.
Ebeveynlerden her ikisinin çalışması, sık sık çocukları ve hatta bebekleri bir başkasına emanet etmesi, okula ulaşmak için uzun servis yolculukları ve hatta okulların kendileri bile günümüzde ebeveynlerini korkutuyor.
Keyfiniz kaçmasın, bu yalnızca Türkiye’de yaşanmıyor.
Dünyanın dört bir yanında ebeveynler giderek zorlaşıyor ki teknoloji buna da çare buldu; Parenting Tech dedikler çözümleri satmaya çalışıyorlar. Yani bu teknolojiler sayesinde ebeveynlik yapmak daha kolay olacak. Gözünüz arkada kalmayacak. Çocuğunuzun her adımını takip edebileceksiniz. Peki anne babalar bu teknolojileri kullanmaya başladıkları zaman gerçekten içleri daha da rahat ediyor mu? Sanmam. Yalnızca benim tahminim değil, araştırmalar da öyle diyor.
Çocukluğumun bir önceki on yılı değil ama 80’leri Türkiye’de yaşadım. İki hatıram vardır ki muhtemelen annemin yüreğini çok hoplatmıştır ve bu teknolojiler keşke olsun demiştir. İkisinin baş rolünde de Kızılırmak var. Birincisi çobanlık günlerime ait. Rahmetli dedemin aklına uyup bütün sürüyü purların kenarından aşırıp Kızılırmak’a vardık. Akşama kadar bana eğlence ona dinlence. Tabii bütün sülalenin bizi araması, neredeyse jandarmanın devreye girmesine varacak bir serüvende, bir cep telefonu ne kadar rahatlatıcı olurdu değil mi? İkincisi daha tuhaf.. mahalle arkadaşlarına uyup yüzmeye Kızılırmak’a yollanmamız. Bu sefer tüm mahalle seferber olmuş... sokağın tüm çocukları kayıp diye.
Hızla zamanı ileri saralım. Başından bu badireler geçmiş biri, hatta 11 yaşından sonra İstanbul’da yalnız başına yatılı okulda okumuş birinin çocuğuna daha fazla özgürlük tanıması gerekir. Olmuyor.
Oğlumun ilk şehirlerarası gezisinde çaktırmadan çantasına Sim kart destekli takip cihazı yerleştirdim. Tur otobüsünün hızı, konaklama yerleri, ani frenlere kadar neredeyse her şeyi takip ettim. Her sinyalde ter bastı. Sinyali her kaybettiğimde telefona sarıldım. Yani kolay ebeveynlik için geliştirilen cihaz günümü kabusa çevirdi.
Şimdi iş biraz daha ilerlemiş durumda. 1 SMS ile çocuğunuzun yerini öğrenmeniz mümkün. Operatörler size bu hizmeti sağlıyor. Bebek kameraları artık internetten takip edilebiliyor. Hatta odanın ısısını ya da hareketleri anında alarm olarak size bildiriyor. Çocuğunuzun cep telefonu belli bir coğrafi bölgeden çıktığında uyarı göndermesini sağlayabilirsiniz. Hatta işi ileriye götürüp giyilebilir teknolojiler kullanarak anlık olarak nerede olduğunu, nabzını, uykusunu ve hatta ateşini bile takip edebilirsiniz. Paranoyak bir gözetleme saplantısının içerisine hızla yuvarlanıyoruz. Milenyum çocuklarının ailelerinden ilk uzaklaşmaları, hele askere gitmeleri çok acılı geçeceğe benziyor.
Öyle veya böyle, Ebeveynlik Teknolojileri giderek büyüyen bir sektör ve giyilebilir ürünler ile ilgi daha da artacak Ancak gerçekten de daha güvenli bir geleceğe mi yoksa endişe nöbetleri geçirip ekrandan ayrılmayacağımız bir başka uçuruma mı sürükleniyoruz emin değilim.