e-Ticarette hokus pokus
Gündemde önemli yer tutan konulardan hangisini ele alsam diye düşünürken, DÜNYA gazetesi mail posta adresime ulaşan bir ileti daha çok ilgimi çekti ve hadi dedim önemli bir yaraya parmak basan bu konuyu ele alayım. Yoksa gündeme dair konu bulmak öylesine kolay ki… Ancak TOBB E-ticaret Meclisi Üyesi ve Ticimax E-ticaret Sistemleri Kurucusu Cenk Çiğdemli’nin açıklamaları ve e-Ticaret konusunda gördüğüm çekinceleri ele almayı tercih ettim. Bir dış ticaretçi olarak da sadece uygulayanların değil, tüketicilerin de, kamu otoritesinin de buradan kendisine çıkartması gereken vazifeler olduğunu düşündüğüm için de hadi biraz üzerine gideyim konunun istedim.
Sevgili Çiğdemli’yi takip ediyorum; dinamik ve işine aşık bir arkadaş, öncelikle tebrik etmek istiyorum. Çiğdemli, Türkiye'ye 2018'de 26 milyonu Çin'den olmak üzere 60 milyon adet mektup statüsünde ticari ürün girdiğini iddia ediyor. Yine açıklamalara göre vergi kaybına yol açan bireysel e-İthalat, özellikle elektronik, tekstil, ayakkabı-çanta, oyuncak, hediyelik eşya, değerli takı, altın, pırlanta, küçük araç gereç ve aksesuar sektörlerini de etkilemekte. Gerçekleştirilen bireysel e-ithalatlar ağırlıklı olarak Çin’den yapılmakta olup, iddiaya göre, haksız rekabet kalkarsa bu sektörlerin katma değeri de artmış olacak.
Geçtiğimiz günlerde Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ta konuya dikkat çekerek "Bir ülkeden 26 milyon mektup geliyor" demiş ve bireysel e-ithalata, diğer adı ile online yurtdışı alışverişe ilave vergilerin geleceğini işaret etmişti. Görünen o ki, birçok insan işin kolayını bulmuş ve posta statüsünde yollanan birçok ticari ürünü ülkeye değersiz bir eşya veya zarf statüsünde sokarak vergi ödemeksizin pahalı ürünleri ithal etmenin yolunu keşfetmiş. PTT’de aslında farkında olmadan bu sürecin bir parçası haline gelmiş. Sebebi elbette ki, bazı ürünlerin yurtdışında Türkiye’ye kıyasla daha ucuz olması. Ancak asıl sorun, yurtdışından gelen bu ürünler mektupmuş gibi gönderildiği için ithalat gibi görünmezken, bir yandan cari açığı olumsuz etkileyip, diğer yandan vergi kaybına yol açmakta, bir diğer yandan ise o malı Türkiye’de üreten yerli üreticinin satışını da vurmakta. Özellikle yerli elektronik, tekstil, ayakkabı-çanta, oyuncak, hediyelik eşya, küçük araç gereç ve aksesuar sektörleri bundan etkileniyor. Yurtdışı sitelerden değerli takı, altın, pırlanta getirtenler bile var. e-İthalatta vergi düzenlemesi getirilmesi, yerli üreticilerin pazar payını arttırıp güçlenmesini eminim sağlayacaktır.
Veriler, Türkiye'ye 2018'de 26 milyonu Çin'den olmak üzere 60 milyon adet mektup statüsünde ticari ürünün girdiğini, değerinin ise 3 milyar euroyu, yani neredeyse 20 milyar TL’yi bulduğunu ortaya koymakta. Mevcut düzenlemeye göre ülkemize gelen bir ürüne ancak 22 euroyu aştıktan sonra vergi uygulanmakta. Özellikle Çinli firmalar, 100 euroluk bir ürünü bile 22 eurodan ucuz gibi göstermekte.
Bir ülke prosedürlerini ve bürokrasisini ne denli karmaşık hale getirir ise, kaçakçılık eğilimleri de ne yazık ki o oranda artış göstermekte. Mevcut engellemelerin hele ki numune ürün girişlerini kapsıyor olması bir hayli sakıncalı. Sanayici de tüccar da rahatlıkla numune ithal edemez ise, gelişmesi engellenmiş olur. Oysaki bu denli engel yerine %20 olan numune vergilendirmesi %30’a çıkartılıp serbest hale getirilse ve PTT’de mevcut uygulamalara ayak uydurarak hareket eder ise, çok daha sorunsuz bir çalışma sistemi ortaya çıkar. Aksi halde, bu tür ürünlerin girişini engellemeye ve zorlaştırmaya kalkarken, gerçekten işi gereği numune getirmek zorunda olan firmalar da cezalandırılmış olabilir, bu hususa dikkat çekmek gerek.
Tabi bir taraftan üreticilerimizin bu tür ithalatlardan etkilendiklerini düşünürken, hani nasıl oluyor da ta Çin’den ithal edilip de hala onların ürünlerinden daha ucuza mal edilebildiğini de şapkalarını önüne koyup düşünseler hiç fena olmaz. Acaba fahiş kar marjları bu duruma sebebiyet veriyor olabilir mi? İthalatın yarattığı olumsuzluklara göz atarken, hani diyorum piyasa denetimleri ile içerideki fiyatları da mı gözden geçirmeli kamu otoritemiz, bilemedim.