E-ticarette aslında ne oldu?
Birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de e-ticaret uygulamalarını kontrol altına almaya yönelik hem vergi hem de gümrük uygulamalarına başvuruluyor. Yurt dışından alınan hizmetlere yönelik 3 Nolu Katma Değer Vergisi (KDV) uygulamasının getirilmesi, yurt dışından posta ve hızlı kargo ile getirilen gönderilerdeki muafiyet sınırının (22 Avro) kaldırılması ve e-ticaret platformlarının yurt içinde elde ettikleri gelirlerinin kurumlar vergisine (stopaj usulü) tabi tutulma gayretleri bu yaklaşımlara örnek gösterilebilir.
Son iki ay içinde de e-ticareti yakından ilgilendiren posta ve hızlı kargo işlemlerinde birtakım değişiklikler oldu. Daha önce bu yol ile yapılan işlemlerde muafiyet sınırı hem gerçek hem de tüzel kişiler için kalkmıştı. Son yapılan düzenlemeler ile gerçek kişiler için aylık işlem sınırı getirilirken, tüzel kişilerin işlemlerinde de ayrışmaya gidildiği görülüyor.
Ancak bu gibi düzenlemeler sadece tüketici veya ithalatçı açısından önemli bir gelişme gibi görülmemeli. Bu işlemleri yerine getiren posta ve hızlı kargo şirketleri de bu düzenlemelerden ciddi anlamda etkileniyor. Muafiyet sınırı kalktıktan sonra bu şirketlerdeki gümrükleme işlemleri ciddi anlamda artış gösteriyor. Bu durum da bu gibi şirketlerde gümrükleme kısımlarını güçlendirme gereksinimini ortaya çıkarıyor. Tercih edilebilir olmaları için bu şart gibi duruyor.
Neler değişti?
E-ticareti yakından ilgilendiren posta ve hızlı kargo işlemlerine ilişkin son 2 ayda baş döndürücü değişiklikler oldu. Öncelikle 15 Mayıs tarihinde muafiyet sınırı tamamen kalktı. Daha sonra bu işlemlere ayda 5 olmak üzere sınır getirildi. Ancak bu düzenlemenin sadece gerçek kişilere ilişkin olmasına yönelik yeni bir düzenleme yapıldı.
Bütün bu değişikliklerin sonunda, posta ve hızlı kargo işlemleri de gerçek ve tüzel kişiler için farklılık gösterir hale geldi.
Gerçek Kişiler için:
- Bir ayda, posta ve hızlı kargo ile en fazla 5 gönderiye izin veriliyor.
- Muafiyet sınırı bulunmuyor.
- Eşyanın Avrupa Birliği’nden (AB) gelmesi durumunda %18, diğer ülkelerden gelmesi durumunda %20, ÖTV’ye tabi olması durumunda ise ilaveten %20 oranında vergi tahsil ediliyor.
- Gümrükleme, depolama ve diğer ilgili masraflar da alıcıya yansıyor.
- Elektronik Ticaret Gümrük Beyanı (ETGB) uygulamasından faydalanılabiliyor.
Tüzel Kişiler için:
- Gümrük Kanunu’nda açıklandığı şekilde test, analiz ve numune şartlarını karşılayan eşyalar vergiden muaf olup, taşıyıcı firma ETGB kullanabiliyor.
- 22 Avro’yu aşmayan, ticari mahiyet ve miktarda olmayan eşya için ise vergilendirme, gerçek kişiler ile aynı durumda (AB’den olanlar için %18, diğer ülkelerden olanlar için %20, eşya ÖTV’ye tabi ise ilave %20). Taşıyıcı firmalar ise ETGB’den faydalanıyor.
- Posta ve hızlı kargo ile gelen eşyanın 22 Avro’yu aşması durumunda ise serbest dolaşıma giriş rejimi hükümleri uygulanıyor.
Değişiklik ne anlama geliyor?
Böylece gerçek kişiler aylık 5 adet sınırı ile hızlı kargo şirketlerinin ETGB uygulamasından yararlanabilecek. Ancak herhangi bir vergisel avantaj olmayacak. Fakat posta ve hızlı kargo şirketi gerçek kişi adına ETGB ile daha kolay ve hızlı bir gümrükleme işlemi yapmış oluyor. Yine de muafiyet sınırının olduğu dönem ile mukayese edildiğinde maliyetin en az 5-10 kat olabileceğini söyleyebiliriz. Bu sayının üzerindeki gönderiler ise normal ithalat prosedürüne tabi tutuluyor. Bunun anlamı da şu ki gerçek kişilerin bir ithalatçı gibi gönderiye göre hem vergi hem de izin süreçlerini yerine getirmeleri gerekiyor.
Tüzel kişiler, yapılan bu düzenlemeler ile gerçek kişilerden ayrıştırılmış oluyor. Hem aylık 5 olan sınır şirketler için uygulanmayacak hem de 22 Avro’nun altında olan numune gibi ticari faaliyete konu olmayan ürünler için eskiden de olduğu gibi posta ve hızlı kargo işlemlerinden yararlanılabilecek. Eskiye göre tek fark ise bir vergi ödeyerek bu imkândan yararlanılacak olması. Bu kapsamdaki ürünler posta ve hızlı kargo işlemlerinden yararlanacak, ETGB açılacak ve sadece yukarıda belirttiğimiz vergiler ödenecek. Ürüne ait izin (TAREKS, Uygunluk Belgeleri gibi) alınmayacak. Kritik olan olumlu gelişme de şirketler için bu oluyor. Ancak bu noktada önemli olan ise bu eşyaların ticari mahiyette yani amaçta olmaması gerekiyor. Yurda getirildikten sonra bir satışa, ticari bir işleme konu edilmemesi önem arz ediyor. Maktu vergileri ödemek tek başına gümrük idaresine olan sorumluluğu sona erdirmiyor. İthalattan sonra da ticari mahiyette kullanmamak için gerekli tedbirleri şirket içinde almak gerekiyor.
Aslında tüzel kişiler açısından bu süreçte önemli değişiklik, “numune muafiyeti” konusunun tekrar gündeme gelmesi. Çünkü son yapılan değişiklik test amaçlı getirilen ürünler için de ETGB ile işlem yapma kolaylığı getiriyor. Bu anlamda kolay gümrük işlemi yapma imkânı genişletilmiş oluyor. “Numune muafiyeti” olarak tabir edilen işlemlerde, Gümrük Kanunu’nun 167’nci maddesi kapsamında belli şartları sağlayan ürünler için herhangi vergi ödemeden posta ve hızlı kargo şirketleri ile bu eşyalar ithal edilebiliyor. Ancak vergi muafiyeti olduğu için gümrük idarelerinin bu kapsamdaki ürünler için ilave izahat, bilgi veya belge talepleri olabiliyor. Bu da gümrük işlemlerinin süresini bazen arttırabiliyor. Bu nedenle de birçok şirket bu kapsamdaki ürünlerini vergi ödeyerek ithal etmeyi tercih ediyor. Ama şirketler çok sık bu kapsamda ürünler ithal ediyorsa bu muafiyet imkânını gözden geçirilebilir.
Ne yapılmalı?
E-ticareti yakından ilgilendiren bu düzenleme, sadece bu ürünleri yurt içine getiren şirketleri ilgilendirmiyor. Ürünlerin ithalatına aracılık eden çok fazla e-ticaret şirketi var ve onları da yakından ilgilendiriyor. Mevzuat değişiklikleri ile getirilen gümrük işlemi yapma yükümlülüğü bu şirketler açısından oldukça önemli. Çünkü şirketlerin, operasyonel olarak siparişe konu olan ürünü tüketiciye doğru zamanda ve maliyette iletmesi gerekiyor. Bu planlamaları yapma adına mevcut mevzuat değişikliğinin gözden geçirilmesi gerekiyor.
Tüketici açısından bu düzenlemeler mümkün olduğunca yurt dışından bu ürünleri almamayı teşvik edecek nitelikte. Özellikle dikkat edilmesi gereken konu ise gizli maliyetler. Sadece ürün fiyatı ve e-ticaret platformunun alacağı ücrete odaklanmamak, ürün ülkeye geldiğinde olabilecek gümrük müşaviri ücretleri, ardiye gibi gümrükleme maliyetlerini de dikkate almak gerekiyor.
Şirketler açısından bu düzenlemelerden sonra ticari mahiyet arz etmeyen numune türü ürünleri muaf olarak ithal etme imkanının sorgulanması gerekiyor. Kanun’da belirtilen şartları sağlayan ürünleri hem hızlı ve kolay hem de vergi ödemeden ithal etme imkanını araştırmak maliyetin önemli olduğu bu dönemde bir çıkış noktası olabilir. Ancak burada da gümrük idaresi tarafından oluşabilecek sorgulamalara karşı hazırlıklı olunmalı.