e-Ticaret

Dr. Hakan ÇINAR
Dr. Hakan ÇINAR SIRADIŞI [email protected]

Hani hep söylerim ya, teknoloji geliştikçe, ticaret de gelişip artıyor, ekonomiler büyüyor. Teknoloji bir birim büyüyor ise, yarattığı etki ile ticaret en az iki birim artıyor ve bir yandan da gelişiyor. Rakamlar da bunu zaten ortaya koyuyor. Teknoloji ile beraber ticaretin uygulanış şeklinin de değiştiğini, lojistiğin ilerlemesi ile hızlandığını, nesiller değiştikçe de tüketim alışkanlıklarının farklılaştığını görüyor ve gözlemliyoruz. Her yıl içerisinde panelist olarak yer aldığım Yeditepe Üniversitesi’nin düzenlediği Lojistik Forum 17’nin bugün (Cuma) başlayacak organizasyonunda da yine değineceğim başlıklardan bir tanesi bu olacak; çok hızlı değişen dünyada oyunun kuralları da hızla evriliyor.

e-Ticaretin hayatımıza girmesi çok da uzun olmamasına rağmen, sanki hep varmış gibi hissetmemizi de garipsemiyorum artık. Öylesine hızlı gelişti ki, farkında bile olmadan her birimiz bu ticaretin de birer parçası olduk. Ancak uluslararası boyutta gerçekleştirilen e-Ticaret, ülkeleri de ülkemizi de aynı zamanda yeni tedbirler almaya zorunlu hale getiriyor. Ülkemizde gümrüksüz alışveriş diye adlandırdığımız üst limitin 30 euro olduğunu ve ürünün kıymetinin bu rakamı geçmesi halinde vergi uygulamasının devreye girdiğini hatırlatmakta yarar var. 2017 başında bu rakam 75 eurodan 30 euroya indirildiğinde Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, “Bizim e-ticaret firmaları yurt dışına mal gönderdiğinde gümrüklerde karşılaştığı oranlarla, bizim yurt dışından e-ticaret yoluyla ithal edilen ürünlere ve siparişlere gümrük muafiyet oranlarımızın çok yüksek olduğunu gördüm. Geçtiğimiz günlerde bunun önerisini Bakanlar Kuruluna götürdük, bunu 30 euroya düşürdük. Avrupa bunun 22.5 euro olarak uyguluyor” diyerek, burada da bir korumacılığa gidilmesinin kaçınılmaz olduğuna işaret etmişti. e-Ticaret elbette devletler açısından cari denge ve üreticiyi korumayı öncelikli hale getiriyor, ileride herhangi bir rakam limiti dahi olmadan mutlak surette vergi uygulamasına da gidilir ise çok şaşırmamak gerekir, çünkü tüm dünyada e-ticaret hızla yayılıyor ve artıyor. Yeri gelmişken, ihracatçılarımızın da bu treni kaçırmadan bir an önce e-platformlarda ürünlerini satmaya çalışmalarını ve dünyadaki en ucuz pazarlama yönteminin de bu olduğunu hatırlatmadan geçemeyeceğim.

e-Ticarete dair korumacılıktan söz ederken, önemli bir gereksinimin de bu yolla ülkeye daha kolay giriş yapan ürünlerin, tüketiciler açısından güvenilirliği olduğunu unutmamak gerekir. Asıl burada korumacılık; insan sağlığı, toplum sağlığı gibi değerlerin de göz ardı edilmemesi gereğini ortaya koyuyor. Bu sebeple de yeni ve önemli bir düzenleme daha hayatımıza giriyor. Ülkemize bu yolla gelecek olan ürünlerin güvenliğini üst düzeye çıkaracak güven damgası sistemi çalışmalarında taslağa son şeklinin verildiğini, tebliğin önümüzdeki günlerde Resmi Gazete'de yayımlanacağını yine Bakan Tüfenkci ilan etti. Tüketicileri olduğu kadar, bu yolla satış yapan internet sitelerinin tamamını yakından ilgilendiren bu düzenleme ile, sisteme dahil olmak isteyen e-Ticaret sitelerinin, tebliğde yer verilen güvenlik ve hizmet kalitesi standartlarını yerine getirdikten sonra bakanlık tarafından yetkilendirilen güven damgası sağlayıcısına (GDS) başvuruda bulunabilecekler. Böylelikle güven damgasını internet sitesinde gören vatandaşların da e-Ticaret sitesinin belirli güvenlik ve hizmet kalitesi standartlarını yerine getirdiğini, güvenilir bir otorite tarafından denetlendiğini bilmesi, alışveriş yaparken kendini güvende hissetmesinin sağlanabilmesi mümkün olacak. Bakanlık bu damgayı alan siteleri daha fazla denetlerken, tüketici de bu site üzerinden satılan malların kendilerine ulaşma noktasındaki aksaklıkların olmayacağını garantili olarak görmüş olacak. En azından hedef ve temenniler böyle.

Çağ değiştikçe; yeni kurallar, yeni uygulamalar da hayata giriyor, hepi topu 25 yıllık bir maziye sahip e-Ticarette bile gelinen noktanın büyüklüğü, her geçen gün yeni bir düzenlemeye ihtiyaç duyulması şaşırtıyor. Sanırım artık bu gibi gelişmeler bizleri şaşırtmamalı; kim bilir içinde yaşadığımız çağın adını da şaşırmama çağı ilan etsek yeridir herhalde.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar