E-mobilitede üniversiteler ve sektör birlikteliğinin önemi
Yeni dönemde ülkelerin politikaları, küresel elektrikli otomobil pazarı için temel itici güç olmaya devam ediyor. Dijital çağ, mobilite ihtiyacı, sürdürülebilir bir dünya bakışı, 2023 yılında otomotiv endüstrisine önemli bir şekilde yansıdı.
Elektrikli araçların büyük başarısı ve yükselen trendi, yaratılacak olan ekosistem, finans imkânları, tedarik zinciri gücü, hammadde bulunurluğu ve fiyat, global faiz- enflasyon beklentileri tüm sektörü ve partnerleri farklı düşüncelere sürüklüyor. Arz yönlü endişeler hem global bakışı hem de otomotiv endüstrisi ekosistemi finansmanı için gündemin en üst sıralarına geldi.
Sürdürülebilir mobilitenin geleceği
Geleceğin araçlarına yönelik teknolojiler geliştirmek, aynı zamanda alternatif yakıt teknolojileri, hibrit araçlar, hidrojen yakıtlı araçlar, sürücü destek sistemleri gibi konularda da araştırmalar yürütmek ve otomotiv endüstrisi ile akademik dünya arasında güçlü bir köprü vazifesi kurmak, geleceği şekillendirmek için önemli bir adım.
Bu aynı zamanda sektördeki yenilikleri hızlandırarak rekabet avantajı sağlamak ve çevresel anlamdaki sürdürülebilirliği desteklemek adına çalışmalar yürütmek açısından da önem arz ediyor. Geçen hafta bu konuda İstanbul Teknik Üniversitesi’nde, İTÜ İLATAM (İleri Araç Teknolojileri Araştırma Merkezi) ve SMİ’nin (Sürdürülebilir Mobilite İnisiyatifi) birlikte organize ettiği “Sürdürülebilir Mobilitenin Geleceği Zirvesi” gerçekleştirildi.
Zirvede konuşulan konular: Mobilitede hedefler büyük
Dünyada yaklaşık 1.4 milyar adet araç var ve trafik sıkışıklığı, çevreye verilen zararlar, verimsiz kaynak kullanımı gibi faktörlere rağmen hâlâ dünyada mobilite ihtiyacının yarısı özel araçlarla karşılanıyor.
Şehirleşme ile beraber doğru mobilite çözümleri sunulduğunda yaşanılabilir şehirler yaratmak mümkün. E-mobilite dediğimizde mikro mobiliteden araç kiralamaya, toplu taşımaya, hizmet platformlarına, yazılımlara ve farklı sektörlerdeki çözümlere kadar birçok paydaşın içinde olduğu geniş bir ekosistemi tanımlıyoruz.
Araçlar artık ürün odaklı olmak yerine teknoloji ve yazılım odaklı hale gelirken, şanzıman ve motor maliyetin çok önemli bir bölümünü oluştururken artık pil ve yazılım, maliyetin önemli bir bölümüne denk geliyor. Akıllı cihazlar, yeni tecrübeler edindiğimiz bir yaşam alanı haline gelecek. E-mobilite ekosisteminde de klasik finansman, finansmanla ilgili çözümler, sigorta, sigorta teknolojileriyle ilgili çözümler, fintech dediğimiz ödeme teknolojileri ve gömülü finansmanla ilgili teknolojiler çok önemli rol oynayacak.
Yeşil enerji ve mobilite finansmanı
Ekosistemin şekillenmesi ile beraber e-mobilite de finans bakışı ile de ürünler tamamiyle değişiyor. Bağlantılı araçlarla sunulacak ürünler noktasında finansmana ve araç içinde farklı finansman ürünlerine yönelik bir döneme giriyoruz. Z kuşağına göre şekillenecek ve sürdürebilirlik anlayışıyla daha geniş kitlelere ulaşmanın elektrikli mobilite ile mümkün olacağı yeni bir dönem bizi bekliyor.
Elektrikli bağlantılı araçlarla birlikte oluşacak ekosistem zincirinin finansmanı önümüzdeki yılların en önemli konuları arasında yer alıyor. E-mobilite, bağlantılı elektrikli araç dediğimizde birçok yeni oluşumun bu ekosistemde var olacağını görebiliyoruz. Mobil operatörler, otomotiv, yazılım, enerji şirketleri bu ekosistemin yeniden oluşumunda pay alırken bazılarının önemi ve yüzdesi günümüzün payının çok ötesinde şekilleniyor.
Şarj alt yapısı daha da önemli hale geliyor
Elektrikli araç şarj altyapısı, artan talebe ayak uydurma zorluğuyla birlikte çok hızlı bir şekilde genişlerken, e-mobilitenin en önemli adımlarından biri olan şarj istasyonları dünya da farklı lokasyonlarda ve konumlarda karşımıza çıkıyor.
Belki otoyolda kahvemizi içerken durduğumuzda, bir otelde konaklarken, alışveriş merkezinde alışverişteyken, evimizde veya işteyken her yerde şarj altyapısını ve istasyonunu görebiliyoruz. Elektrikli araçlarla oluşan ekosistemin gelişimini hızlandırmak ve elektrikli araçlar için hızlı şarj istasyonlarının halka açık alanlara kurulmasının yanında sitelere, apartmanlara ve müstakil konutlara kurulum yapılması önem arz ediyor.
Elektrikli araçlar ilk adımlarını çok hızlı atarken, elektrikli araçlarla başlayan hızlı gelişim dünyada otomotiv sektöründe e-mobilite’de farklı bir adıma, bağlantılı elektrikli araçlara çok hızlı geçecek. Sanayi kuruluşları, üniversiteler, Ar-Ge merkezleriyle iş birlikleri yapacak ve sürdürülebilir mobilite noktasında insan kaynağının yetişmesi anlamında da çok kritik bir rol üstlenecek.