E-mobilite ve müşteri bağlılığında gelecek
Koray ÖZTOPÇU
Otomotiv üreticileri araçlarda son 10 yılda, tüketici beklentilerine paralel, hız sabitleyici, otomatik acil frenleme, park yardımı ve kaymayı önleme gibi belirli düzeyde güvenlik özelliklerini ürün paketlerinde sunmaya başladı. Gelecekte ise sürdürülebilirlik etkisinde otonom ve bağlantılı araçlarla güvenlik önlemleri gelişmeye devam edecek.
Ulaşımda karbon nötr hedefleri, sürdürülebilir dünya isteği özellikle son dönemde tüketici beklentilerini farklı yönlere evriltmeye başladı. Günümüzde tüketiciler, değerlerine ve davranışlarına uygun markalar ararken, bu da otomotiv endüstrisini daha iklim dostu olmaya ve ürün gruplarını bir bütün olarak dönüştürmeye itiyor.
Mobilitenin geleceğini yeniden tanımlayan değişen tüketici davranışları olacak
Mobilitenin geleceğini yeniden tanımlayan değişen tüketici davranışları paralelinde otomotiv üreticileri bu beklentileri hızlı teknolojik yeniliklerle karşılayacak. ARGE yatırımlarına ciddi bütçeler ayırıyorlar. Oluşan yeni ekosistem ise ağırlıklı otomotiv endüstrisinde yeni yazılımlar ihtiyacını doğuruyor. Yapılan araştırmalara göre, otomotiv yazılım uygulamalarının karmaşıklığı son on yılda 4 kat artarken, yazılım geliştirme üretkenliği aynı zaman diliminde 1-1,5 kat arttı.
Bağlantılı araçların geleceği için ekosistem de değişiyor
Artan tüketici talepleriyle karmaşıklık-verimlilik farkı arasındaki yarış, otomotiv endüstrisinin çip, yarı iletken krizi, geleneksel büyük otomotiv üreticilerini maliyetler ve üretim arzı açısından zorluyor. Tüketici taleplerine ve pazar değişikliklerine ayak uydurmak, ihtiyaç duydukları teknolojiyi geliştirmek için büyük otomotiv şirketlerini bilişim teknoloji şirketleriyle birlikteliğe ve yazılım geliştirmeye yönlendiriyor. Yeni dönemde bu değer zincirine ayak uyduramayan şirketler geride kalma riskiyle karşı karşıya gelecek.
Elektrikli araçlar 2030 yılına kadar dönüşümde öncü olacak
Elektrikli araçlar 2030 yılına kadar dünya ekonomisinde önemli bir rol oynayacak ve değişimin hızı ve kapsamı farklı olsa da birçok sektörde büyük fırsatlar sunacak. Elektrikli mobilitenin hızlı ve yaygın bir şekilde benimsenmesini sağlamak için pazarda tüketiciler için daha ulaşılabilir elektrikli araçların piyasaya sürülmesi önemli bir ilk adım olacak.
Elektrikli araçlar, otomotiv tedarik zincirinde büyük bir değişikliğe neden olacak
Otomotiv endüstrisinin elektrikli araçlara doğru dönüşümü, tüm tedarik zincirinde önemli bir değişim yaratacak. Yapılan bir araştırmaya göre piller, şarj istasyonları, yazılımlar, araçlardaki sensörler, zaman içinde bağlantılı ve otonom araçlar için gerekli bileşenler, parçalar 2030 yılına kadar muhtemelen toplam pazar büyüklüğünün yaklaşık yüzde 52’sini oluşturacak. Diğer taraftan içten yanmalı motora sahip araçlarda ise şanzımanlar, motorlar ve yakıt enjeksiyon sistemleri yaklaşık yüzde 11’e yani 2019’daki seviyelerin yaklaşık yarısı kadar önemli bir düşüş görecek.
Ülkemiz elektrikli araçlarla oluşan ekosistemine uyumda hızlanıyor
Mobilite Araç ve Teknolojileri Yol Haritasında projeksiyona göre 2025 yılında; yüksek senaryoda yıllık elektrikli araç satışının 180 bin, elektrikli araç stokunun 400 bin olacağı tahmin ediliyor. 2030 yılı projeksiyonunda yüksek senaryoda yıllık elektrikli araç satışı 580 bin, elektrikli araç stoku 2,5 milyon bekleniyor. Yeni elektrikli, bağlantılı, otonom ve paylaşımlı mobilite konseptleri gelişirken, otomotivde yatırımlar 500 milyar dolara ulaşırken, farklı tüketici beklentilerine yönelik farklı modeller e-mobiliteyi destekleyecek şekilde alternatif halinde sunulacak.