Düzeltmenin düzeltmesi...
Serhan YENİGÜN / Finansinvest
Önce şunu tespit edelim. 9 Ocak’tan 4 Nisan’a İMKB’de 49.837’den 63.617’ye yaşanan yüzde 27,7’lik ralli temelde tek bir parametreye dayanıyordu: “Likidite”... Bunu biraz daha açarsak, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) Aralık ve Şubat’ta bölge bankaları aracılığıyla dünya piyasalarına servis ettiği 1 trilyon EUR (yaklaşık 1,3 trilyon dolar) ve ABD Merkez Bankası’nın (Fed) ek parasal gevşemeye gidebileceği yönündeki umutları besleyen açıklamaları piyasalarda birçok riski gölgeleyen bir destek unsuru oldu. Bu destek ile, Avrupa’da Yunanistan odaklı gelişmelerin yatışması sanki diğer bölge ekonomileri için de sorunlar ortadan kalkmışçasına pozitif bir parametre gibi algılandı, Çin’de ekonomik büyümenin çevre ülkeleri ve Çin’i ayakta tutmak için ideal görülen oranların altında kalabilecek olması herhangi bir heyecan yaratmadı ve makro verilerin umut vermeyen görüntüsü ara ara beklentilerden iyi gelen rakamlarla “diğerleri de nasılsa düzelir” felsefesine yenik düştü.
Sonra ne oldu... 3 Nisan akşamı Fed’in 13 Mart toplantısının tutanakları yayımlandı ve üçüncü bir niceliksel gevşeme (QE3) programını destekleyen üyelerin artık iyice azınlıkta kaldığı görüldü. ABD’de “ılımlı” ekonomik toparlanma sürdükçe Fed’in niceliksel gevşemeden yavaş yavaş geri adım atacağı ve bunun hemen bir sıkılaşma şeklinde değil de, öncelikle mevcut bilançonun bir süre korunacağı şeklinde olacağını zaten herkes biliyor. Bu nedenle tutanakların aslında pek de sürpriz bir mesaj içermediğini düşünebiliriz. Ek olarak düşük faiz ortamının 2014’ün sonuna kadar sürdürüleceğinin Fed tarafından neredeyse taahhüt edildiğini de biliyoruz. Ama piyasalar “madde bağımlısı” gibi “likidite” mesajına muhtaç hareket ettiği bir dönemde Fed’den bu desteği alamamanın hayal kırıklığını yaşadı. Buna, ECB’nin yeni bir ucuz ve uzun vadeli fonlama sağlama konusunda isteksiz görünmesini de ekleyen piyasalar bir anda şu parametrelere sarıldı ve düzeltme için aradığı bahaneyi buldu. ABD’de veriler çok da iyi değil (kötü istihdam verisi de buna tuz biber ekti), Avrupa’da Yunanistan çözüldüyse İspanya var, İtalya var, Çin’de de işler tam olarak rayında ilerlemiyor. Bu argümanlar, ABD ve Avrupa borsalarında altı aylık, İMKB’de ise üç aylık yükselen trendlerin bozulmasına, desteklerin kırılmasına neden oldu. Son iki günde ise ECB’nin Avrupa’da tahvil piyasalarını rahatlatabileceği yorumları (yani yeni bir likidite haberi) aranan maddeyi piyasaların damarlarına zerk etti ve düzeltmenin düzeltmesini gördük. Şimdi yönsüz ve sıkışık bir piyasa bizi bekliyor, ta ki bir sonraki likidite mesajına kadar...