Duyduk duymadık demeyin... "Değişim başlıyor!"

Nevzat SAYGILIOĞLU
Nevzat SAYGILIOĞLU EKO ANKARA [email protected]

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, "Değişim Başlıyor" ana temasıyla hazırlanan 2020-2022 yıllarına ilişkin 3 yıllık Yeni Ekonomi Programını (YEP) düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı.

Geçen yılın 20 Eylül tarihinde ilki açıklanan Yeni Ekonomi Programının bu ikincisinde, bir yıllık performansın sonunda programı revize ettiklerini ifade etti. Albayrak, 2019-2020 yıllarını "dengelenme dönemi" olarak adlandırdıklarını, ancak 2020 yılını artık değişimin başlangıç vuruşu olarak belirlediklerini hatırlattı.

Hazine ve Maliye Bakanı şu konulara vurgu yaptı.

- Kuvvetle muhtemel 2019 yıl sonunu pozitif büyümeyle kapatmaya hazırlanıyoruz.

- Büyüme hedefi 2019 yılı için yüzde yarım, 2020, 2021 ve 2022 yılları için yüzde 5 olarak öngörülüyor.

- Ekonominin en büyük kırılganlığı olan cari açıkta önemli başarı elde ettik. Yıllık bazda cari fazlada Cumhuriyet tarihinin rekoru kırdık(!).

- Enflasyonda hem TÜFE hem de ÜFE'de beklentilerin çok ötesinde performans ortaya koyduk.

- Finansal güvenliğin kalıcı hale gelmesi için çok önemli adımlar attık.

- Tüketim talebinde daralma ve yatırımlarda erteleme gibi gelişmelere rağmen ihtiyatlı para ve maliye politikalarından taviz vermedik.

- Bu dönemde ekonomide temel mücadele alanlarının başında yine enflasyon geliyor.

- Enflasyonu yüzde 5'in altına indirmek bizim temel hedefimiz olmayı sürdürüyor. Revize enflasyon oranı 2019 sonunda yüzde 12, 2020’de yüzde 9.8, 2021’de yüzde 6, 2022’de ise yüzde 4.9 olarak öngörülüyor.

- Bütçe açığının gayrisafi yurt içi hasılaya oranının 2019, 2020 ve 2021 yılları için yüzde 2.9'ar, 2022 için yüzde 2.6 olması hedefleniyor.

- İşsizlik oranı hedefleri ise 2019 için yüzde 12.9, 2020 için yüzde 11.8, 2021 için yüzde 10.6, 2022 için yüzde 9.8 olarak belirleniyor.

Bu temel makro hedeflerden sonra reel kesime ve ekonominin tümüne yönelik politika tedbirlerinden bahseden Albayrak;

- Mal ve hizmet fiyatlarındaki kur geçişgenliğini azaltmak için bazı ithal ürünlerin yerlileştirilmesi, alım garantili enerji kontratlarının yerlilik oranı da dikkate alınarak Türk lirası bazlı olmasını sağlayacaklarını,

- Kamunun yönlendirdiği bazı fiyat ve ücretlerde geçmiş enflasyon yerine YEP enflasyon hedeflerine göre ayarlamalar yapacaklarını,

- Türkiye Varlık Fonu'nun cari dengeyi güçlendiren, ülkenin stratejik hedeflerini destekleyen ve özel sektör iş birliklerine dayanan sabit sermaye yatırımlarıyla bu sürece katkıda bulunacağını,

- Turizm Strateji Belgesi'nin de önemli desteğini göreceklerini,

- Tüm yatırım ve teşvik uygulamalarında cari denge öncelikli uygulamaları artırarak devam ettireceklerini,

- Lojistik Master Plan ile ihracat ve sanayi alanındaki hedeflere büyük destek sağlayacaklarını,

- Vergi adaleti sağlayacak çok kazanandan çok, az kazanandan daha az vergi alınmasının önünü açacak ve gelirleri artıracak, uluslararası uygulamaları örnek alan bir vergi reformuyla ilgi adımları atmaya başlayacaklarını,

- Ayrıca kamuda giderleri azaltmaya yönelik güçlü bir politika setini uygulayacaklarını dile getirdi.

Bu arada finans ve bankacılık kesimine ilişkin politika tedbirlerini de ayrı bir set olarak açıkladı.

Söylenen ve yazılanların satır aralarını okumaya çalışalım ve bu çerçevede bazı tespitler yapalım.

- Toplantının öncekiler gibi saraylarda değil, Bakanlıkta olması iyi bir gelişme.

- Bu toplantının 5018 sayılı KMYK Kanununa göre Eylül ayında yapılması normal bir durum.

- Sırada 17 Ekim tarihinde 2020 bütçesinin sunumu var.

- Metinde kamu kesimi dengesinin sağlanmasına yönelik olarak Strateji ve Bütçe Başkanlığıyla eşgüdümlü çalışma ifadesi ve Başkanın toplantıdaki görüntüsü bir ilkti. Dolayısıyla dikkat çekiciydi.

- Sunum metninin kamu ve reel kesim toplam sabit sermaye yatırım verilerinin Strateji ve Bütçe Başkanlığına ait olması yönündeki dipnot bilgi de ilginçti.

- 2020, 2021, 2022 yıllarında üst üste yüzde 5 büyüme hedefi, diğer makro hedeflerle birlikte değerlendirildiğinde gerçekçi görülmüyor.

- Dolar kurlarının düşük olarak öngörüldüğü anlaşılıyor. Metnin eki tablolara baktığımızda; ortalama döviz kurunun, 2019 yılı sonu itibariyle 5.70 lira, 2020 yılında 6 lira, 2021 yılında 6.41 lira, 2022 yılında da 6.74 lira olduğu tespit ediliyor.

- Bakanın dolarizasyondan uzaklaşma yönündeki söylemleriyle uyumlu, fakat hayatın gerçeğiyle tümüyle uyumsuz bir tablo görülüyor.

- Dolayısıyla önümüzdeki 3 yılda da 10 bin dolar bandında bir kişi başına GSYH tahmini yapılıyor.

- Bütçeye göre 2018 yılında 74 milyar lira olan faiz giderleri, 100 milyar liradan fazla artışla 2022 yılında 176 milyar liraya çıkıyor.

- Dolayısıyla vergi gelirlerinin faize giden kısmı 2019 yılında yüzde 15.4 iken 2022 yılında yüzde 18.3’e yükseliyor. Yani vergilerin beşte biri neredeyse faize gidiyor ve bu bize 1990’lar Türkiye’sinin vergi manzarasını hatırlatıyor.

- Vergi politikaları konusunda kesinlikle çok gerçekçi adımların atılmayacağı anlaşılıyor.

Satır başlarıyla bir kısmını öne çektiğimiz konuların her birinin içine girildiğinde çok daha farklı bir manzaranın ortaya çıkacağı açık.

Açıkçası, duyduk duymadık demeyin; değişen fazla bir şey yok!...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar