Duvardaki diğer tuğla
Pink Floyd’un 1979 albümünün efsane şarkısı, skolastik düşünce ve dogmatik öğretiye karşı başkaldırının notalara dökülmüş halidir. Bilinen iktisatta ezberleri bırakma vakti geldi, geçiyor. Satınalma gücü paritesine göre GSYİH’da BRICS artık G7 ülkelerinden daha büyük.
IMF’in “COFER” verileri merkez bankaları rezervlerinde doların payı yüzde 70’den yüzde 60’lara indi diyor. Nitekim Macron Çin gezisi sonrası akıma uydu ve “dolar bağımlılığının azaltılması lazım” dedi. “İktisat bilimi kuralları ve sınırları” derken sadece son ayda gelen Renminbi ve ulusal paralarla dış ticaret haberleri “boş verin artık o klasik neoliberal öğretileri” dedirtiyor.
“Fed'in ortodoks para politikaları, faiz artışına ve doların rezerv para olmasına rağmen, dış ticaret açığının rekorlar kırarak artışını engelleyemiyor” şeklinde bir haber aslında çok ilginç olurdu. Gerçi uzun zamandır durum bu. Çünkü ekonomi kitaplarındaki o kurallar rezerv paraya göre farklı sonuçlar doğurur diye yazmıyor.
Nitekim El Salvador, Almanya, İngiltere, ABD, Türkiye hatta petrol zengini Norveç gibi ülkelerde enflasyonun (hala) yüksek seyretmesinde, M2 para arzı artışı ve ÜFE (arz ve tedarik sorunları) yükselişi ortak payda kök sorunlar. Enflasyondaki artış oranları aynıyken, mutlak değerlerdeki sağdaki sıfır farkı nedeni ile sorun ve boyutu asla aynı değil diyen birçok yorum vardı.
Tek haneli x (enflasyona karşı + politika faiz artışıyla tetiklenen + tahvil faizleri) nedeni ile AB ve ABD’de batan bankalar, ortodoks para politikaları ile sermayeleri eksiye düşen ve rekor zarar açıklayan anlı şanlı merkez bankaları için yorumu okuyucuya bırakalım
Livin’ on A Prayer
Bon Jovi’nin 1986 tarihli şarkısı sendikası grevde olan liman işçisi Tommy ile lokanta işçisi Gina’nın hikâyesini anlatır. İşten çıkarma ve resesyon haberleri ise 1980-81 sonrası stagflasyon dönemine gidişatın ilk seslerini, 1968 Prag Baharı sonrası gibi, Fransa’dan getiriyor.
ABD’de ücretlerin ve (neredeyse tam) istihdamın hala yüksek seyretmesi, talep enflasyonunun güçlü olduğuna inanan Fed’in faiz artışlarına devam edeceği inancını arttırıyor. Yellen’in Senato Finans Komitesine sunumunda Senatör Johnson'ın sorularına cevapları ibretle tarihe geçmeli.
“Enflasyonun üç nedeninin kamu borç bütçe harcamaları, enerji ve arz sorunları olduğunu kabul ediyor musunuz” sorusuna “kamu borçlanması neden değil” diyor. 32 trilyon dolar borcun (buna 1.08 trilyon Fed zararını eklemiyorlar, oysa kar ekleniyor) 50 trilyona çıkması sorusuna “faizler düşerse sorun değil” diyor. Aslında bu ABD hazine bakanının “bir B Planı yok” itirafı. İlk soruya verilen cevap ise “arz enflasyonunun” kabulü anlamına geliyor.
Buysa eski Fed başkanı, Powell ve Fed'in para politikaları ile zıt görüşlerde mi sorusunu akla getiriyor. Yani 0'dan 5'e çıkan faizler gereksiz miydi? Muhtemelen “faizler düşerse sorun yok” cevabı da oraya tekabül ediyor.
Hey, Teacher, Leave Them Kids Alone
Hadi ezberlerimizi bozalım. Kredi kartı başta ticari, bireysel tüm kredi faizleri politika faizine paralel hızla artarken kredi hacimleri roket gibi artıyor. Tahvil faizlerindeki hızlı artış düşük kalan mevduat faizleri nedeni ile bankacılık sisteminden haftalardır artan mevduat kaçışını sağladı. Bu M2 geniş para arzının terse dönüşü ile örtüşüyor.
Yani tahvillere ve sistem dışına, fonlara kaçan para piyasadaki döngüyü dengeliyor. Özetle, ABD enflasyonu düşüşü aslında parasal olgularla, faizle veya kredi, para hacmi ile alakalı değil. Enflasyon düşüşü ise ulusal petrol rezervlerinin dibine kadar kullanımı ve enerji fiyatları sönüşü ile oluşuyor.
Denklemde sağlamamızı yaparsak, hazine “Debt to Penny” verileri mevduat kaçışının tahvillere doğru olduğunu gösteriyor. “US Bureau of Labor Statistics” CPI grafiğindeki enerji fiyatları ile ulusal petrol rezervlerindeki düşüş birebir aynı sayılır. Brent petrolün fiyatının düşüş oranı ile CPI düşüşün aynı olması gibi.
Bu durumda faiz artışının bankaların batışı, resesyon dışında faydası yok denilebilir. Mohamed El-Erian’ın Project Syndicate yazısındaki “yanlış faiz politikası, içeriden öğrenme, tutarsız iletişim” cümleleri ve stagflasyon vurgusu Fed ve politikasının savunucuları için “çocukları rahat bırak Hocam” dedirtiyor.