Düşük faiz politikası ne kadar sürecek?

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz  2009 Ekim Enflasyon Raporunun tanıtımı için yaptığı konuşmada temkinli iyimser bir  tablo çizdi. Merkez Bankası kısa vadede genişleyici para politikası uygulamaya devam edeceğini tekrarladı. Buna karşı orta ve uzun vadede faiz oranlarını  sabir tutacağına yönelik verilen mesaj eskisi kadar güçlü değil. Mali cephedeki bozulma ve emtia fiyatlarındaki artış nedeniyle Merkez Bankası orta vadeli para politikası için daha ihtiyatlı bir dil kullandı.

Küresel  ekonomide son  dönemde görülen canlanmaya rağmen, kredi piyasalarındaki sorunların sürmesi ve işsizlik oranlarının artmaya devam etmesi nedeniyle Merkez Bankası kriz sonrası toparlanmanın yavaş ve kademeli olacağı tahminini korudu.

Yılın üçüncü çeyreğine ilişkin veriler alınan mali tedbirlere rağmen yurtiçi talepteki canlanmanın sınırlı olduğunu gösteriyor. Risk algılamasındaki iyileşme ve düşük  faiz oranları sayesinde kredi piyasasındaki sıkışıklık kısmen azaldı. Ancak küresel ekonomide süregelen sorunlar ve yüksek işsizlik kredi büyümesini sınırlamaya devam edecek.

Türkiye ekonomisi yılın son çeyreğinden itibaren yıllık bazda pozitif büyümeye başlayacak. Ancak çıktı açıklığının büyüklüğü kaynak kullanımının bir müddet daha uzun dönem ortalamalarının altında seyretmesine neden olacak. Bu sayede toplam arz ve  talep dengesinin enflasyona düşüş yönünde yaptığı katkı 2012 yılı ortalarına kadar devam edecek.

Merkez Bankası bir önceki rapora göre gida fiyatları konusunda 2009 için daha iyimser bir tahmine sahip, buna karşı petrol fiyatlarındaki tahminlerini yukarı yönlü güncellemiş. İki etki birbirini dengelediği için enflasyon tahminlerinde önemli bir değişiklik yok.

Merkez Bankası sınırlı bir faiz indiriminin ardından 2010 sonuna kadar faiz oranlarını sabit tuttuğu ana senaryoda  enflasyonun %5-%6 bandında (orta nokta %5.5), 2010 sonunda %3.9-%6.9 bandında (orta nokta %5.4) gerçekleşeceğini öngörüyor.

Ana senaryonun yanı sıra aşırı iyimser veya kötümser yan senaryolarda da Merkez Bankası para politikası faizleri için aşağı yönlü esnakliğini koruyor. Küresel krizde yeni bir dalga gelmesi durumunda veya Türkiye'nin risk alma iştahında ani bir artış olduğunda Merkez Bankası faiz oranlarında yeni bir indirim sürecine gidilebileceğini tekrarlıyor. Ancak Temmuz ayından farklı olarak bu defa ek faiz indirimlerinin geçici olacağı vurgulanıyor.

Genel olarak MB'nin düşük büyüme senaryosuna katılmakla birlikte, enflasyon cephesinde daha temkinli bir görüşümüz var. 2011 genel seçimleri öncesinde harcamalardaki artış nedeniyle kamu mallarına yapılacak zamların 2010, 2011 yıllarında enflasyonu yukarı çekeceğinden endişe ediyoruz. Orta Vadeli Program'da konulan hedeflere nasıl ulaşılacağına yönelik alt detayların açıklanmaması nedeniyle ihtiyatlı yaklaşıyoruz.

Enflasyon raporu Merkez Bankası'nın faiz indirimlerine ne kadar devam edeceği konusunda net bir fikir vermiyor. Kasım ayında 25 baz puanlık bir indirimin ardından, açıklanan verilere bağlı olarak Aralık ayında 25 baz puanlık bir indirimin yapılabileceğine inanıyoruz.

Enflasyon raporu Merkez Bankası'nın faiz artırımlarına ne zaman başlayacağı  konusunda açık bir mesaj vermiyor ama ipuçları içeriyor. Temmuz raporunda toplam talep koşullarının enflasyona desteğinin iki yıl boyunca süreceği vurgulanıyordu. Ekim raporunda ise talep koşullarının enflasyona verdiği desteğin kısa sürede ortadan kalkmayacağı gibi daha yumuşak bir ifade kullanarak olası  faiz artırımlarına kapı açılıyor.

Merkez Bankası'nın finansal sıkılığı azaltmak adına faizlerin düşük seyri konusunda iyimser mesajlar verdiğine inanıyoruz. Orta vadede mali cephedeki bozulmanın ve emtia fiyatlarındaki artışın enflasyon beklentilerini bozmasını ve Merkez Bankası'nı faiz artırmaya zorlamasını bekliyoruz. 2010'un 4. çeyreğinde 200-250 baz puanlık bir faiz artırımının gündeme geleceğine inanıyoruz.