Düşük enflasyonlu bir Türkiye gerçekleşebilir mi? Çözüm önerileri
Türkiye’de enflasyonun nedenleri?
Enflasyon, bir ülkedeki mal ve hizmet fiyatlarının genel düzeyinde sürekli bir artış anlamına gelir. Türkiye, uzun yıllardır enflasyon sorunu ile karşı karşıya olan bir ülkedir. Bu sorunun temelinde ekonomik, yapısal ve siyasi nedenler yer almaktadır. Aşağıda, Türkiye’deki enflasyonun başlıca nedenleri detaylı bir şekilde ele alınmıştır.
1- Para politikaları ve faiz oranları
Türkiye’de enflasyonun en önemli nedenlerinden biri, uygulanan para politikalarının etkisizliği ve yanlış yönlendirilmesidir. Merkez Bankası’nın enflasyonu kontrol altına almak için faiz oranlarını düzenlemesi gerekirken, siyasi müdahaleler nedeniyle bağımsız hareket edemediği sıkça tartışılmaktadır.
2- Kur şokları ve döviz bağımlılığı
Türkiye ekonomisi, ithalata dayalı bir üretim yapısına sahiptir. Üretimde kullanılan birçok ara mal ve enerji kaynağı ithal edilmektedir. Türk Lirası’nın döviz karşısında değer kaybetmesi, ithalat maliyetlerini artırır ve bu maliyetler fiyatlara yansıtılır.
3- Maliyet enflasyonu
Türkiye’de enerji fiyatlarının artışı, iş gücü maliyetleri, lojistik masraflar ve diğer üretim giderlerindeki artışlar maliyet enflasyonuna yol açmaktadır. Özellikle petrol ve doğalgaz gibi enerji kaynaklarına bağımlılık, enerji fiyatlarındaki küresel dalgalanmalardan Türkiye’nin doğrudan etkilenmesine neden olmaktadır.
4-Yapısal sorunlar
Türkiye ekonomisinde uzun yıllardır devam eden yapısal sorunlar da enflasyonu artırmaktadır. Tarım ve sanayi sektöründeki yetersizlikler, üretim maliyetlerini yükseltirken arz tarafında da dengesizliklere yol açmaktadır. Özellikle tarım sektöründeki üretim sorunları ve verimsizlik, temel gıda fiyatlarının yükselmesine neden olmaktadır. Ayrıca verimsiz üretim şekli ile Düşük Katma Değerli, Düşük Teknolojili üretim portföyü ihracat yapmak için kur artışına , iç pazara satmak içinde fiyat artışına ihtiyaç duymasıdır.
5-Talep enflasyonu
Büyüme hedefleri doğrultusunda uygulanan genişlemeci maliye ve para politikaları, zaman zaman talep enflasyonuna neden olmaktadır. Hanehalkı tüketiminin teşvik edilmesi, talebin arzdan daha hızlı artmasına yol açar. Bu durum, fiyatların genel seviyesinin yükselmesine neden olmaktadır.
6-Beklentiler ve güvensizlik ortamı
Ekonomik aktörlerin enflasyon beklentileri, fiyat artışlarını tetikleyen bir diğer önemli faktördür. Eğer şirketler ve tüketiciler gelecekte fiyatların artacağını düşünürse, bu durum fiyatlara ve ücretlere önceden yansıtılır. Ayrıca, siyasi ve ekonomik belirsizlikler, yerli ve yabancı yatırımcıların Türkiye ekonomisine olan güvenini azaltarak döviz kurunu ve dolayısıyla enflasyonu artırmaktadır.
7-Vergi politikaları
Dolaylı vergilerin, özellikle KDV ve ÖTV gibi tüketim üzerindeki vergilerin yüksekliği, fiyat artışlarını doğrudan etkilemektedir. Devletin bütçe açığını kapatmak için dolaylı vergilere ağırlık vermesi, tüketim mallarının fiyatlarını artırarak enflasyonu körüklemektedir.
8-Global faktörler
Türkiye gibi dış ticarete bağımlı ülkeler, küresel ekonomik dalgalanmalardan ciddi şekilde etkilenmektedir. Pandemi dönemi sonrası tedarik zinciri sorunları, enerji fiyatlarındaki artışlar ve Rusya-Ukrayna savaşı gibi gelişmeler, küresel anlamda enflasyonu artırmış ve Türkiye’yi de bu süreçten etkilenmiştir.
Enflasyonla mücadelede çözüm önerilerim
A)Tüketime yönelik olarak
B) Parasal gelişmelere yönelik olarak
C)Üretime yönelik olarak
D)Gelire yönelik olarak
E)Tarım sektörüne yönelik olarak
F)Eğitim süreçlerine yönelik olarak
G)Hukuk sistemine yönelik olarak
A) Tüketime yönelik olarak özellikle en az iki çeyrek tüketim kısıcı politikaların faiz uygulaması ile birlikte kısa vade de uygulamaya sokulması tüketimin tasarrufa yönelik hale getirilmesi ve beraberinde mal taleplerinin bir yatırım aracı gibi görülmesinin engellenmesi gerekmektedir( örneğin araba, ev talebinin yatırım gibi düşünülmesi). Reel faiz uygulaması ile piyasa fiyatlarının gerçekçi hale gelmesi ile mal yönelik talebin azalması enflasyoniste etkiyi azaltacaktır.
B)Parasal gelişmelere yönelik olarak büyüme ve özellikle ihracat artışı ile para arzının büyümesini sağlayacak bir çıpanın belirlenmesi böylece para arzının artışının enflasyon yaratmasının önlenmesi sağlanacaktır. Aylık bu oran sürekli takip edilmesi parasal genişlemeyle enflasyon arasındaki ilişkiyi koparacaktır. Kısa süreli bu uygulamalar kredi faizlerini arttırmasına rağmen ulaşılabilirlik sağlanması ve kademeli enflasyon düşüşü ile de düşen kredi faizleri olarak piyasaya dönmesi beklenmelidir. Ayrıca Ekonomik kurumların güveninin tesis edilmesi gerekir.
C)Üretim teşviklerinde özellikle pozitif ayrımcılık çerçevesinde ihracat firmalarının teşvikleri arttırılması, ihracat yapmayan firmalarında bu konuda ihracatçı olması yönünde teşviklerin uygulanması döviz kaynaklı enflasyon etkisini kontrol altına alınmasını sağlayacaktır.
Haksız rekabetin önlenmesinin ortadan kaldırılması için firmalarda sektörel denetimlerin arttırılarak evrak – mal ilişkisinin takibi ve stok kontrollerinin mutabakatının geniş alanlı denetim yapılarak veya teknik takiple izlenerek haksız rekabet ve fiyat spekülasyonlarının önüne geçilmesi sağlanmalıdır. Bu uygulama enflasyon seviyelerini aşağı çekecektir.
D)Gelire yönelik olarak özellikle kayıt dışı ekonominin ve vergi tabanının genişletilmesine
yönelik tavizsiz denetim ve kontrollerin oluşturulması borçlanma ihtiyacını azaltacağı gibi enflasyonist baskının da ortadan kalkmasını sağlayacaktır. Bu konuda ikinci evler, ikinci arabalardan daha yüksek vergi alınması, meslek gruplarının (doktor, eczacı, kuyumcu, avukat vb) gelir matrahları üzerinden vergi seviyelerinin denetlenmesi, taksilerden gelir vergisi alınması ev alım satım konularında gerçek değerlerin gösterilmesi gibi uygulamaların hızlıca hayata geçirilmesi enflasyonist baskıyı kıracaktır. Ayrıca iyileştirilmiş bireylerin vergi iadesi uygulaması ile belirlenecek konulardaki harcamaların vergi indirimi alması konusu ile vergi de kayıp kaçak süreçlerinin minimize edilmesi sağlanacaktır. Enflasyonda kamu açıklarının etkisinin de düşmesini sağlayacaktır.
Tüm bu uygulamalar ile dolaylı verginin payı azaltılması, doğrudan verginin payının arttırılması sağlanmalıdır. Dolaylı vergi oranlarının azaltılması fiyatlar genel seviyesinde de düşüşle birlikte enflasyonu aşağı çekecek ve özellikle de gelir dağılımının düzeltilmesine katkıda bulunacaktır.
E)Tarım sektörüne yönelik olarak yapılacaklar enflasyonun en önemli katkısını oluşturan gıda fiyatlarının etkisini azaltmayı sağlamak amaçlı olmalıdır. Buna göre öncelikle Anayasanın maddesi olan gayri safi milli hasılanın %1’nin teşvik olarak dağıtılması sağlanmalıdır. Kaynak D maddesinin uygulanması ile oluşacaktır.
Tarım sektöründe ithalat mümkün olduğunca azaltılmalı devlet sübvansiyonları devreye alınmalı özellikle Ziraat Bankası bu konuda gerekirse görev zararı tanımlaması yapmalıdır. Tarımda yapılacak üretim artışı gıda fiyatlarındaki dış kaynaklı olmayan fiyat artışlarını stabil hale getirmesi enflasyonun seyrini düşürecektir. Burada özellikle saman, gübre ve yem konusu devletin temel teşvik ve sübvansiyon konuları arasında olmalı uzun vadeli fiyat değişimleri çiftçi ve hayvancıya yansıtılmamalıdır.
Tarım sektöründe vadeli işlemler borsası daha aktif hale getirilmeli çiftçinin bir yıl önceden ne ekmesi veya ne ekmemesi konusu piyasa fiyatının yönlendiriciliği ile rasyonel hale getirilmelidir.
Tarladan rafa sürecinde özellikle kooperatifçilik teşvik edilmeli şehirlerdeki market zincirlerinin egemenliği kaldırılmalıdır.
F)Eğitim süreçlerine yönelik olarak da özellikle ara eleman ihtiyacının karşılanması için meslek liselerinin teşviki ile üniversite kontenjanlarının sanayinin ihtiyaçlarına göre 5 er yıllık dönemlerde revize edilmesi Reel sektör firmalarımızın faaliyetlerinin sürdürülebilirliği ile personel maliyetlerinin öngörülebilir yönetimini sağlamak açısından ve nihai enflasyona etkisi yönünden önem taşımaktadır.
G)Hukuk sistemine yönelik olarak kuvvetler ayrılığı sürecinin öncelikle tekrardan hayata geçirilmesi olarak değerlendirilebilecek süreçle ilgili daha detay değerlendirmemi ilerleyen yazılarda ifade edeceğim.
Son söz: “Başarılı değil, değerli olmak için çabalayın.” Albert Einstein