Dürüst seçim geleneğini devam mecburiyetindeyiz!

İlter TURAN
İlter TURAN SİYASET PENCERESİ [email protected]

Çok partili hayata geçtiğimizden beri seçimlerin dürüst yapıldığı konusunda ciddi tereddüt yaşanmadı. Siyasi rekabete geçerken CHP ve DP arasındaki temel ihtilafl ardan biri seçimleri kimin yürüteceği idi. Hükümet, İçişleri’nin işi başarıyla yaptığını savunuyor, DP sorumluluğun yargıya verilmesini istiyordu. Demokrasiye geçiş ancak muhalefetin talebinin karşılanmasıyla mümkün oldu. DP’nin yargı üzerindeki ısrarının nedeni, yargının bağımsız ve uygulamalarında tarafsız davranacağına ilişkin inancıydı. Yanıldıklarını söyleyemeyiz. O günden bu güne yapılan seçimlerde mevzii bazı usulsüzlükler olmuşsa da, seçimlerin dürüstlüğünden kuşku duyulmamıştır. Eğer demokrasimizin iyi işlemesini istiyorsak, bu geleneği devam ettirmek mecburiyetindeyiz. 

30 Mart seçimlerinde çok sayıda seçim sonucuna itiraz edilmiş, itirazların çoğunlukla reddi, seçimin dürüstlüğü konusunda şüpheye yol açmıştır. Aslında karşımızda salt seçimlerden kaynaklanan bir sorun bulunmuyor. Son zamanlarda yargıya duyulan güven muhtelif sebeplerden aşınmaktadır. Böyle bir gidişin tabii sonucu başta YSK olmak üzere, seçimleri yürüten kurullara da güvenin azalmasıdır. Yargının yürütmeye bağımlılaştığı endişesi toplumda yaygınlaşmaktadır. Doğru olup olmaması bir yana, bu algının yaygınlaşması demokrasimizin temellerini sarsacak bir gelişmedir. Değiştirmek için uğraşmak gerekir. 

Bu çerçevede seçimler konusunda neler yapılabilir? YSK’nda profesyonelliğin güçlendirilmesi gerekmektedir. Seçim yargıçlığı diye bir uzmanlık yoktur. Esas işi başka olan yargıçlar göreve atanmakta, esas işleri yanında seçimlere bakmaktadırlar. Durum böyle olunca, işlerin yürütülmesi YSK’nun mahdut sayıdaki bürokratına kalmaktadır. Kurul hem icra hem de yargı organı olarak ikili bir görev yapmaktadır. Ancak uygulama alanında kurul üyelerinin fazla tecrübesi bulunmamaktadır. Kurulun yargıya ait olma statüsünü koruyarak yargılama ve uygulama işlerini ayırmak bir başlangıç olabilir. Kurula atanacak kişilerin, idari yargıda olduğu, gibi kamu hizmetinden de gelebilmeleri, icra kabiliyetini güçlendirebilir. Kurul üyelerinin seçiminde parlamentoda grubu olan siyasi partilerin söz sahibi kılınması, kurula duyulan güveni arttıracaktır. 

YSK’nu kusurlu bulmaktan ziyade, görevini daha başarılı ve güven veren biçimde yapmasını kolaylaştıracak yöntemleri aramamız gerekiyor. Kurulun seçimlerin dürüst yapılması yanında, seçim sürecinin bir an önce tamamlanması, siyasi istikrarın korunması gibi endişelerle hareket ettiğini sanıyorum. Bütün sorumluluğu ona yıkmamalıyız. Seçim adaletinin korunması, iktidarı ve muhalefeti ile hepimizin fakat özellikle iktidarın görevidir. Yoksa demokrasimiz tehlikeye girer. Ümit eldim ki iktidarımız böyle bir şey istememektedir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
G7 nereye gidiyor? 04 Eylül 2019