Durmuş Yılmaz “Ülke olarak yeni bir hikayeye ihtiyaç var” diyor
Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz, yaptığımız sohbette dünya ve ülkemiz ekonomisiyle ilgili birçok konuya değindi. Türkiye’nin yüzde 3.5-4’lük büyüme bandına oturduğunu, bunun yetmeyeceğini, daha hızlı büyümemiz için yeni bir teşvik mekanizması içeren yeni bir ülke hikayesine ihtiyacımız olduğunu söyledi.
Yılmaz, 2001 krizinden sonra uygulamaya koyduğumuz programdan sağlıklı sonuçlar aldığımızı, bugün için bu programın ömrünü doldurduğunu belirterek “Yeni bir hikayeye ihtiyaç var” dedi. Yeni hikayenin “Ekonominin potansiyelinin altında büyümesine neden olan cari açık ve ara malı/hammadde kısıtından çıkaracak yerli üretimi sağlamak” olması gerektiğinin altını çizdi.
Türkiye’nin 3.5-4’ten daha hızlı büyümeye ihtiyacı olduğu belirten Yılmaz, buna karşılık “Daha hızlı büyümemiz gerekir dediğimizde cari açığımız artıyor. Geçmişte ithalatın belini kırdık denildi, ama beli kırılan ithalat değil büyüme. Kur önemli bir değişken” diyerek, kurun yapısal sorunların önünde perde olmamasını vurguladı. “Cari açık çok yükselince, finansal istikrarsızlıktan korkarak frene basıp yavaşlıyoruz” görüşünü ortaya koyduktan sonra, sorunun kaynağına değindi: “Son on yılda özel sektör tarafından yapılmış büyüklük taşıyan çok az ara malı ve hammadde üretimi yatırımı” olduğunu belirten Yılmaz, ”Dolayısıyla ne yapıp edip yapısal sorunları halletmeliyiz. 2011’de teşvikleri revize ettik. Bugün geldiğimiz nokta itibarıyla karşı karşıya olduğumuz sorun yapısal. Son alınan tedbirler önemli. O kadar çok değişkeni var ki hepsini kontrol etmenin kolay olmayacağından korkuyorum. Dikkat dağılabilir. Hepsini yapacağız derken, hiçbirini yapamaz hale gelebiliriz “ uyarısını yaptı.
Kendisinin bir modeli olup olmadığı sorusuna cevap verirken, sorunumuzun “Nihai yüksek katma değerli ürünü üretecek ara malı ve hammadde üretimi” olduğunu, “ Büyüme ve cari açık ödünleşmesi için hiç üretmediğimiz, çok kullandığımız ve az ürettiğimiz, ithal ettiğimiz, yüksek teknoloji içeren ara mallarını ülkemizde üretmek için ‘risk taşıyan, ayrıcalık içeren’ bir teşvik sistemi” önerdi.
Bu teşvik sistemi uygulamasıyla otomotiv sektörü için paslanmaz çelik, savunma sanayii için 10 temel metal, ileri teknoloji içeren plastik ve her türlü ray üretimi için yerli ve yabancı, ülkemizde üretim yapacak üreticilere ihtiyaç olduğunun altını çizdi. Bu üreticilerden projelerini ortaya koyanlara özel nokta teşvik sistemi öneren Yılmaz, “Başlangıç ve bitiş tarihleri kesin olarak belirlenmiş, üçü beşi geçmeyen proje sahibine, ‘Evine bile gitmeyeceksin, bu yatırımı yapacaksın’ Ben de sana Merkez Bankası’ndan reeskont penceresinden kredi vereceğim. Proje tamamlanınca bu kredi penceresini kapatacağız” diyerek, yeni bir kaliteli hammadde aramalı üretimi için bir teşvik modeli öneriyor.
Bunun benzerinin Güney Kore’de General Park döneminde uygulandığını ve olumlu sonuç verdiğini belirten Yılmaz, ancak çok doğru seçimler ve üretim aşamasında sıkı denetim ile üreticilerin üretimine doğrudan karışılmadan, süre bitiminde sonlandırılarak bu “nokta teşviklerde” başarılı olunabileceğinin altını çiziyor. Bu projenin becerilememesi halinde “Maliyetinin ve faturasının yüksek” olacağını, “Para politikasına zarar vereceğini” söylüyor. Yılmaz, yerli üretim için kaliteli ara malı ve hammadde üretimine verilebilecek teşvikler için projeler üretilmesinin büyüme/cari açık sorununun dengeye girmesi için çok önemli olduğunun altını çiziyor.
Durmuş Yılmaz, uzun sohbeti sırasında başka birçok konuya da değindi. Onları Ece Ceyhun’un haberinden öğrenebilirsiniz.