Dupont, yerel inovasyonu destekleyecek

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN [email protected]

Dünyanın en büyükleri arasında yer alan iki kimya şirketi Dow ve DuPont, 2015 yılında birleşeceklerini duyurdular. O dönemde yapılan açıklamada, her iki şirketin birleşmesinden oluşan yeni şirketin adının Dow- DuPont olacağı, daha sonrasında ise DowDuPont’un yeniden bölünerek, üç bağımsız halka açık şirket olarak yoluna devam edeceğinin planladığı bilgisi verildi.

Bu bölünme bu sene gerçekleşti. Tarım İş Kolu, amacı üreticilerin ve tüketicilerin hayatlarını zenginleştirmek olan Corteva Agriscience adını aldı. Malzeme Bilimi İş Kolu, şirketin 121 yıllık inovasyon ve değer yaratma geçmişi temelinde marka adını Dow olarak muhafaza etti. Özel Ürünler İş Kolu ise, sektörleri ve günlük yaşamı dönüştürmek amacıyla 215 yıllık bilime dayalı inovasyon mirasını daha ilerilere taşıyacak DuPont adı ile yoluna devam ediyor.

Yeni DuPont, inovasyonu temel alan ve daha iyi bir dünya için çözüm üreten bir şirket olarak tanımlıyor kendini.

4 odak sektör

Yeni marka amacını ise “Gelişme için temel olan yeniliklerle dünyayı güçlendirme” cümlesi ile ifade ediyor. Dupont’un bu süreçte odak aldığı sektörler; ulaştırma ve endüstriyel ürünler; elektronik ve görüntüleme; güvenlik ve inşaat; beslenme ve biyobilimler olarak sıralanıyor.

DuPont’un EMEA (Avrupa, Ortadoğu ve Afrika) Bölge Başkanı Pierrick Le Gallo ile İstanbul’da bir araya geldik ve Dupont’nun yeni hayatı ve Türkiye projelerine yönelik bilgi aldık.

Küresel trendlere güç katıyoruz

Pierrick Le Gallo, “200 yıllık DNA’mıza geri döndük” derken, şirketin hedefinin doğal kaynaklardan elde edilen içeriklerden, yüksek mühendislik ürünlerine kadar sektörleri ve günlük yaşamı dönüştürecek inovasyonları hayata geçirmek olduğunu söylüyor.

70’in üzerinde ülkede 200 civarında üretim sahasına ve 14 küresel Ar- Ge merkezine sahip olan Dupont’un amacı, “Daha iyi bir dünyaya yatırım yapmak.”

Le Gallo, bu süreci şöyle anlatıyor: “Ulaştırma ve endüstriyel ürünler; elektronik ve görüntüleme; güvenlik ve inşaat; beslenme ve biyobilimler olarak dört temel alanda hizmet veriyoruz. Dupont’un odaklandığı dört sektör, küresel anlamda da en önemli büyüme fırsatları sunan alanlar olarak ön plana çıkıyor. Yüksek büyüme gösteren pazar eğilimlerine doğrudan hitap ediyoruz. Örneğin dünya genelindeki akıllı cihazlarının yüzde 95'i, DuPont'un özel malzemelerini içeriyor. Yıllık yüzde 50 büyüme oranıyla, 2026’da 6 milyar dolarlık bir hacme ulaşması beklenen 5G pazarı elektronik malzeme alanında çok önemli fırsatlar sunacak. Sağlıklı yaşam alanına baktığımızda, bugün her 3 probiyotik gıda takviyesinden 1’i DuPont beslenme ve sağlık probiyotiklerini içeriyor. Pazar yıllık yüzde 20 büyüme oranına sahip ve 5 milyar dolar hacmine ulaşıyor. Çalışan ve iş güvenliği alanında ABD ve Avrupa’daki kalça ve diz implantlarının yüzde 80’inden fazlası Dupont tarafından üretilen medikal ambalajlarıyla paketleniyor. Otomotiv ve inşaat alanındaki çözümlerimizle, enerji verimliliğini daha da arttırma fırsatları sunuyoruz. Elektrikli araç pazarı da yıllık yüzde 10 büyüme oranı ile çok önemli fırsat sunan bir diğer pazar. Bu sektörde özellikle; hafifleştirme, ısı yönetimi, güvenlik, bağlanabilirlik gibi alanlarda inovasyona ihtiyaç her geçen gün artıyor.”

Önceliğimiz inovasyon ve Ar-Ge yatırımlarımızın etkisini büyütmek

DuPont’un dünya çapında 18 bin patentli ürünü bulunuyor. “Coğrafi erişim, nihai pazarlar ve müşteriler açısından önemli bir çeşitliliğe sahibiz. Özel ürünlere odaklanan bir şirket olarak daha hızlı inovasyon yapmamız ve Ar- Ge yatırımımızın etkisini büyütmemiz çok önemli. 2018 yılı net satışlarımız 22,6 milyar dolara ulaştı. Yıllık Ar-Ge yatırımlarımız ise 900 milyon dolara ulaşıyor” bilgilerini veren Le Gallo, Ar-ge ve İnovasyon Merkezleri’ni, üretimi sürecinin tüm paydaşlarına daha yakın olmanın, sorunlara birlikte çözüm bulmanın ve birlikte çalışmanın bir yolu olarak gördüklerini ifade ediyor.

Bu merkezler aynı zamanda hızlı büyüyen ülkelerin bölgelerinde yaşanan sorunlara çözümler üretilmesini, fikir alışverişi sağlanmasını, bilim insanları, müşteriler ve iş ortakları arasındaki gerçek zamanlı bağlantı ve işbirliği kurulmasını sağlıyor.

DuPont Türkiye İnovasyon Merkezi, Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesindeki üçüncü, dünya çapındaki 10. merkez. Le Gallo, “Türkiye merkezimiz, mevcut ve gelecekteki ortaklarımızı ve müşterilerimizi, küresel ve bölgesel kaynaklarımızla birleştirmek için bir köprü olarak hizmet veriyor” diyor.

Dünya genelindeki 10 inovasyon merkezinden biri İstanbul’da

DuPont Türkiye İnovasyon Merkezi 2013 yılında açıldı. Merkez DuPont’un dünya genelindeki toplam 10 inovasyon merkezi arasında yer alıyor. Dupont Türkiye İnovasyon Merkezi Lideri Mehmet Demiray şu bilgileri veriyor: “Avrupa, Ortadoğu ve Afrika bölgesindeki üçüncü Inovasyon Merkezi olan bu merkez, çözüm ortaklarımızın ihtiyaçları göz önüne alınarak yönetiliyor. Bir bilim şirketi olarak DuPont’un en çok önem verdiği konu müşterilerimizin ürünleriyle değer yaratabilmesi. Bizim DuPont’ta inovasyon aracılığıyla keşfettiğimiz ürünler, İnovasyon Merkezi’mizde çözüm ortağı ve paydaşlarımızın katkısı ile son ürüne dönüştürülüyor. Doğal olarak merkezdeki çalışmalarımıza müşterilerimizin sağladığı katkı çok önemli. Biz ilk aşamada onların hayal veya sorunlarını dinleyerek işe başlıyoruz. Daha sonra bunu DuPont çözümleriyle nasıl entegre edebiliriz ya da geliştirebiliriz diye bakıyoruz. Ayrıca müşterilerimizin katkıları dışında bir projenin niteliklerine, büyüklüğüne, hangi endüstride olduğuna ve aynı zamanda inovasyon kalitesine de bakıyoruz. DuPont Türkiye olarak çok sayıda çözüm ortağımızın İnovasyon Merkezi’mizi ziyaret ettiğini söyleyebiliriz. Bizim hedefimiz yılda ortalama 50 projeye katkı sağlayabilmek.”

Yerel üreticilere “teknik mentorluk” yapıyor

“Dupont, endüstriyel bir şirket. Büyüme hızımız, faaliyet gösterdiğimiz ülkenin endüstriyel ayak izi ile yakından ilgili. Bugün Dupont’un en büyük pazarı Asya Pasifik; çünkü hem dünya nüfusunun hem de GSYIH büyüme oranlarının en yüksek olduğu bölge burası” diyen Pierrick Le Gallo, Dupont’un Türkiye’ye bakışını şöyle değerlendiriyor: “Türkiye Dupont için çok önemli, çünkü hem çok büyük bir pazar hem de endüstriyel açıdan büyük bir çeşitlilik gösteriyor. Türkiye aynı zamanda, ekonomik ve siyasi açıdan son derece dayanıklı bir ülke. Her ne kadar son yıllarda yabancı yatırım konusunda sorunlar yaşanıyor olsa da, Türkiye’nin sağlam bir sanayi ortamına, güçlü girişimcilere ve deneyimli bir iş gücüne sahip olduğunu biliyoruz. Büyük ekonomiler arasında yaşanan ticaret savaşları, korumacılık politikalarının bir sonucu olarak, küresel anlamda belirsizliğin hakim olduğu bir süreç içindeyiz. Ekonomi için en kötü şey, belirsizliktir. Fakat biz Dupont olarak, Türkiye pazarına her zaman olumlu baktık. Türkiye’ye güveniyoruz. Bu yüzden yatırımlarımıza devam ediyoruz. İnovasyon Merkezi’mizin yanı sıra, İstanbul’a bir gıda laboratuarı da kurma planımız da var. Öte yandan DuPont, Türk üreticilerin gelişmiş malzeme, uzman ve teknik merkezlerine erişimini sağlıyor. Konsept geliştirmeden başlayarak ürünü ticarileştirmeye kadar uzanan süreçte yerel üreticilerle birlikte çalışıyor. Onlara “teknik mentorluk” sunuyor. Örneğin, Teklas, kendi polimer bileşenlerini üretmeye başlamak için DuPont ile stratejik bir ortaklığa girdi. Bu işbirliğinin bir sonucu olarak, Teklas artık montajlarını tamamlamak için Avrupa ithalatına ihtiyaç duymuyor ve dünya çapında rekabet edebilir konuma ulaştı.”

Sürdürülebilirlik Yol Haritası yayımladı

Dupont’un mevcut ürün portföyü, Birleşmiş Milletler tarafından belirlenen 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi’nin 7’sine cevap veriyor. Sürdürülebilirlik hedefleri için stratejik odak alanlarını belirlemek amacıyla bir Sürdürülebilirlik Yol Haritası yayımlayan Dupont’un sürdürülebilirlik anlayışı 3 temel stratejiye odaklanıyor:

✓ Gelişim için İnovasyon: Toplumun en acil sorunlarına sürdürülebilir çözümler üretmek; küresel zorluklarla mücadele etmek ve pazara yaşamı iyileştirici çözümler sunmak.

✓ Sürdürülebilir Operasyonlar: Güvenlik, kaynak verimliliği ve çevre korumada uçtan uca dünya çapında performans sunmak; değer zincirindeki çevresel etkileri azaltmak için tedarikçiler, müşteriler ve diğer işletmelerle iş birliği gerçekleştirmek.

✓ İnsan ve Sağlık: İnsanların ve toplulukların sağlığını ve iyiliğini sağlamak; işgücüne ve fazlasına çeşitlilik ve katılım dahil etmek.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar