Dünyanın gerisinde kalmak…
Dünya borsaları kar satışlarına rağmen yükselmeye devam ediyor. ABD - Çin ticaret görüşmelerinin devam edeceğine yönelik haberler, Fed’in 2019 yılında faiz artırmayacağına yönelik beklentiler ve zayıf dolar risk seven varlıkları destekliyor.
MSCI dünya hisse senedi endeksi sene başından beri %4 yükselerek yılın son çeyreğindeki kaybının yarısından fazlasını geri aldı. Küresel piyasalardaki momentum iyimser havanın kısa vadede devam edeceğine işaret ediyor.
Fed’in 2019 yılında faiz artırmayacağına ikna olmuş değiliz. Mevcut ABD görünümü, Fed’in yılın ilk yarısında dursa da ikinci yarıda bir veya iki kez faiz artıracağına işaret ediyor. Ama önemli olan bizim değil piyasa oyuncularının ne beklediği.
Faiz artışı beklemeyen oyuncuların sayısının artması kısa vadede doları baskı altında tutarak gelişmekte olan piyasalara yönelik risk iştahını destekleyebilir. Zayıf dolar, düşük faiz ikilisi piyasaların sevdiği bir kokteyl olmaya devam ediyor.
Türkiye varlıkları dünya piyasalarındaki yükseliş dalgasına katılamayan az sayıda yatırım aracı arasında yer alıyor. Gelişmekte olan borsalarda %4’e yaklaşan değer artışına rağmen MSCİ Türkiye sene başından beri %2 değer kaybetmiş durumda.
Şirket değerlemeleri ve kar artışları Borsa İstanbul’daki gerilemenin fırsat olduğuna işaret ediyor. Ancak seçimler öncesi artan politik belirsizlik ve ekonomi yönetiminin popülist politikalar uyguladığına yönelik işaretler kısa vadede Türkiye varlıklarını baskılamaya devam edebilir.
Merkez Bankasının sıkı para politikasına, enflasyondaki gerilemeye ve cari dengedeki sert düzelmeye rağmen Türk lirasının dolara karşı değer kaybeden az sayıda gelişmekte olan para birimi arasında yer alması Türkiye’nin halen önemli bir kredibilite açığı ile uğraştığını gösteriyor.
Dünya piyasalarındaki iyimser hava devam ederken Türkiye varlıklarının değer kaybetmeye devam etmesini beklemiyoruz. Dünyanın gerisinde kalsa da Türkiye varlıkları da yükselişe katılır. Ama dünyayı yakalamamız için seçimler sonrasında popülist politikaları bırakıp doğru ekonomi politikaları uygulamamız gerekiyor. Aksi takdirde küresel risk iştahı döndüğünde en çok dayak yiyenler arasında yer almaya devam ederiz.