Dünyanın en büyük serbest bölgesi Hong Kong’da olaylar durulmuyor
Hong Kong’daki şemsiye eylemlerini, ülkedeki tarihi gelişmelerle birlikte ele aldım. Ülkenin 1997’de başlayan 50 yıl sürecek olan ilişkisinin oluşturduğu tek millet iki yönetim modeline de değindim.
104 kilometrekarelik alanla dünyanın en büyük serbest bölgesi Hong Kong’da (HK) olaylar durulmuyor. 2014’ten buyana demokratik direnişi organize eden Sivil Toplum kuruluşu Şemsiye Hareketi 27 Temmuz’da kitlevi gösteri yaparak polisle karşı karşıya geldi. Polis şiddet kullandı.
Biz hikayeyi biraz geriden alalım. Britanya’nın HK’taki 100 yıllık yönetimi 1 Temmuz 1997de sona erdi. Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) içerisinde 2047’ye kadar 50 yıl sürecek Özerk Otonom Bölge SAR’a HK yönetimi devredildi. Çin Halk Cumhuriyeti, Tek Millet İki yönetim kuralı ile bir model oluşturdu. HK içişlerinde bağımsız, dışta ve savunmada ÇHC bağımlı oldu. Yönetimde ÇHC atadığı bir genel vali yer alıyor.
Şimdi birde HK’un ekonomik anlamda ÇHC için vazgeçilmezlik durumuna bakalım: 7.4 milyon nüfuslu HK’un yıllık ulusal geliri 400 milyar, kişi başına mili geliri de 50 bin doların üzerinde. İhracatı 500 milyar dolar. İşsizlik ve enflasyon söz konusu değil. Ülke gelirinin yüzde 90’ı hizmet sektöründen sağlanıyor. Borsası dünyanın 6. büyük borsası. Ama bu oluşumun yüzde 50’sini ÇHC ele geçirmiş durumda. Ülkenin en büyük ticaret ortağı ÇHC. Su bile Çin’den ithal ediliyor. ABD dolarına endeksli bir para birimleri var ama rezervlerini ÇHC Parası Renminbi oluşturuyor.
ÇHC ile HK arasında 2016 yılında imzalanmış bir Ekonomik Ortaklık Anlaşması (CEPA) var. Bu 2017 yılında yenilenmiş, HK’un nüfusunun yüzde 95’i Çin kökenli, ama sokakta İngilizce konuşuyorlar ve kendilerini Hong Kong’lu olarak tanımlıyorlar.
Son olayların kaynağına bakarsak iki neden görürüz. Biri bağımsızlık haklarının artırılması, diğeri bazı zanlıların sınır dışı edilerek Çin’e sürülmesini içeren kanun taslağının geri çekilmesi. SAR yönetimi ve Genel Vali C Lam, bu yasanın askıya alındığını söylüyorlar. Ama eylemcilere göre konunun son bulması mümkün değil, küllenmiş görünse de yeniden gündeme geleceğine inanılıyor. Zira buyruk “Büyük yerden”, HK’u politik ve adi suçlardan arınmada kararlılığı taşıyan ÇHC yönetiminden geliyor.
Bakalım bekleyelim, eylemciler istifasını istedikleri valinin görevden ayrılmasını başarabilecekler mi? Zanlıların Çin’e gönderilmesini engelleyip, bazı demokratik reformların yapılmasını sağlayabilecekler mi? Zor görülüyor. Henüz arkalarında dünyanın önemli desteği de yer almıyor…