Dünyanın efendileri toplantı halinde

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

 

 

Zengin ülkelerin dünyanın efendisi olduğu düşünülür. Son yıllarda bu kadar zengin olmadığı  halde zenginliğe aday olarak düşünülen ülkeler de bunlara katıldı.  Dünyada efendi sayısı arttı. Efendiler aralıklarla bir araya gelirler. Dünyanın ahvalini konuşup, değerlendirirler.  Küresel problemleri irdelerler.  Yol gösterirler.  Kendilerine göre bir tür racon keserler anlayacağınız.
Dünyanın  efendileri  belli gruplar içinde örgütlenmiştir. Bu gruplar katılanların sayısıyla anılır. G7 ya da G20 olarak tanımlanan gruplaşmalar bu tür örgütlenmelerin en bilinenleridir. Dünyada racon kesenlerin yanında, yöresinde yer alabilmek için bu gruplara katılma hakkını elde etmiş olmak gerekir.  Grupların içinde örtük bir hiyerarşi söz konusudur. En zengin ve en büyük olan ülke başta yer alır. Ötekiler bunun ardında sıralanır. 
Başlangıçta daha az üye ile oluşturulan "dünyanın efendisi" grupları, küreselleşmenin de etkisiyle,  şimdilerde daha çok üyeli hale gelmiştir.  Bunların eski olanı G6 olarak tanınan gruptur ve tam bir zengin kulübü görünümündedir.  Daha sonra da yeni gelişen ülkelere doğru bir açılım yapılarak bugün G20 olarak tanımlanan ikinci bir grup oluşturulmuştur.  
                                                   *                 *                 *
Bu günlerde G7 ve G20' küresel gündemin üst sıralarında yer alıyor. Gündemde yer bulmalarının nedeni bu ikilinin bu hafta içinde peş peşe yapacakları toplantılar. Görece daha zengin ülkelerin üye olduğu  G7 hafta başında toplandı.  Bunlara gelişmekte olan bazı ülkelerin katılımıyla oluşan G20 ise ayın 15'de, yani siz bu yazıyı okurken toplanmış olacak. 
Her ikisinde de aktüel gelişmeler gözden geçirilecek kuşkusuz. Dünya ekonomisinin nerede durduğu anlaşılmaya çalışılacak. Muhtemelen "büyüyememe" meselesi üzerinde bayağı bir mesai sarf edilecek.  Finansal arenanın bitmeyen sorunları irdelenecek. 
Aslında bu konular söz konusu grupların hep tartıştığı işler. Bu günlerde G gruplarının  gündemin önünde yer almalarının nedeni bu ahval-i adiye görüşmeler değil. Her iki grubun çalışmalarında şu sıralarda en önemli uluslar arası sorun olduğu düşünülen "kur savaşları" ağırlıklı olarak yer alacak.  Gündemde alışılmışın ötesinde yer almalarının nedeni de bu. 
                                                   *                 *                 *
Şimdi ne dediğinizi sezer gibiyim. "Bu G'ler hep toplanır ama bunların toplantılarından hiçbir şey çıkmaz" diyorsunuz sanırım. Haklısınız. Yapı, tarihsel deney, gelişme dinamiği, gelişme hızı vb açısından birbirine hiç benzemeyen üyeler var bu gruplarda. Tartışmalarına konu olan süreçlerden her biri farklı biçim ve dozda etkilenir. Dolayısıyla, bu  G grupları içinde yer alan ülkelerin hepsine aynı anda iyi gelecek bir tedavi öngörmek genellikle mümkün olmaz. "Kur savaşları" bağlamında da böyle olacak herhalde. 
Geçen yazımda işaret etmeye çalıştığım gibi bu kur savaşları, özellikle tarafları itibariyle, çok karışık etkileşimlere konu olan bir mesele. Kendi çıkarı doğrultusunda savaşı başlatan ülkeler var. Doğrudan karşılık vererek savaşa katılan ülkeler var. Savaşın ürettiği olumsuz etkilerden  korunmak için, daha gönülsüz biçimde,  süreçte yer almak durumunda kalan ülkeler var. Bunların amaçları,  hedefleri, gitmek istedikleri yer aynı değil. Savaş sürecinden farklı biçimde ve farklı dozlarda etkileniyor bunlar. 
Bu kez de klasik bir G7-G20 durumunun ortaya çıkacağı kanısındayım.  Dünyanın efendileri kendilerinin baş rollerde olduğu, birbirlerine karşı oynadıkları bu sürece genel ifadelerle değinecektir. Genel sonuçlar ve öneriler saçılacaktır ortaya. 
Aslında bunun ilk işareti hafta başındaki G7 toplantısında geldi. Toplantı sonunda  G7 grubu "kur meselesini piyasalara bırakmak gerekir" gibi sade suya bir açıklama yaptı. Hafta sonundaki G20 toplantısından da özünde farklı bir mesaj gelmez diye düşünüyorum. 
 
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018