Dünyanın 2. müze oteli Antakya’dan insanlık tarihine ışık tutuyor

Handan Sema CEYLAN
Handan Sema CEYLAN ANADOLU'DAN [email protected]

Geçtiğimiz hafta sosyal medyada yükselen Aspendos Antik Tiyatrosu’nun restorasyonuna yönelik tepkiler ile yazı, bu sütunlardan okurlarımızla buluşmuştu. Yazıda hepimizin hafızalarında olan Şile Kalesi, İshak Paşa Sarayı, 1. İzzeddin Keykavus Türbesi’nde yaşanan restorasyon kazalarını anlatmış, her yıl bir milyon yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği Sümela Manastırı’nın Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından oluşturulan Bilim Kurulu’nun yaptığı inceleme ile yanlış restorasyona kurban gittiğini anımsatmıştık. Kruvaziyer turizmin önemli destinasyonlarından olan Sümela, aynı zamanda son dönemdeki Arap turist akınının uğrak yeri. Şu anda restorasyonun yüzde 73’ü sil baştan yapılıyor… 

Elbette Türkiye’de güzel örnekler de var. Dün Antakya’dan aldığım bir telefon ile güzel örneklere de dikkat çekmemiz istendi. Arayan Hilton Antakya Müze Otel Genel Müdürü Aydın Durandı. Bundan bir sene kadar önce müze otelin şantiyesini gezme şansına sahip olmuştum. 

Antakyalı işadamı Necmi Asfuroğlu’nun 5 yıldızlı otel yapma çalışmaları inanılmaz bir tarihi hazinenin ortaya çıkmasını sağlıyor. Oğlu Asaf Asfuroğlu, müze otelin şantiyesinde bize sunum yaparken, 100 milyon dolara mal olacak bu 5 yıldızlı otelin hikayesini bize şöyle anlatmıştı: “Her şey 2009 yılında başladı. Otelin altından çıkan mozaikler öyle değerliydi ki bunları bütün dünyanın görmesi için harekete geçtik. Bu projeden babam Necmi Bey vazgeçebilirdi. Ama belki harcayacağının üç katından fazlasını harcayarak Kültür Bakanlığı’na ve Türkiye’ye bir müze daha kazandırmış olduk. Arkeologların otel arazisinden elle çıkardığı tarihi kalıntılar demir kazıkların üzerine oturtulan otelin cam zemininden görülebilecek. Ancak müzenin girişi ile otelin girişi ayrı yerlerden olacak. Müze alanını, gezen bir parkur sistemi şeklinde öngörüyoruz. Kalıntıların çok yakınından dolaşıp alanı gezebileceksiniz.” 

Hilton Antakya, dünyadaki ikinci müze otel. Helenistik, Bizans, 5 ve 6’ncı yüzyıl Roma, erken İslam ve Osmanlı dönemlerine ait 30 bin objenin bulunduğu otelin altından çıkan en önemli eser şüphesiz yekpare 850 metrekareden oluşan mozaik. Bu mozaiğin parlamento binası gibi bir yapının önünde olduğu düşünülüyor. Buluntular arasındaki dikkat çekici eserlerden biri de bugüne kadar bir arada resmedilmeyen 9 ilham perisinin aynı mozaik içinde bulunması. Dünyanın ilk kilisesi olarak kabul edilen ve önemli hac noktalarından biri olan St.Pierre Kilisesi’nin karşısındaki araziye Mimar Emre Arolat tarafından inşa edilen otel, Dünya Mimarlık Festivali’nden de ödül almış. 

Yerin altına çakılan kazıklar üzerindeki kompozit kolonların üzerinde yükselen otel, cam zemine sahip. Bu nedenle genelde bir otelin zemin katında bulunan sosyal alanlar otelin çatısında yer alıyor. Restoranlar, gece kulübü, fitness, açık ve kapalı yüzme havuzları çatıda. 200 oda ise tek tek yapılan konteynırlar şeklinde. Otelin önümüzdeki yılsonunda açılması planlanıyor. Müzenin ise tüm insanlık tarihi için önemli bir kazanım olacağını umut ediyoruz. Antakya’nın yakınındaki çatışma ortamı nedeniyle yaşadığı sıkıntı ortada. Ancak şehirde halen Antakyalıların merkezine ‘insan’ı aldıkları anlayış hüküm sürüyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar