Dünyadaki tüm büyükbaşları doyurabiliriz
Resmi verilere göre 14.6 milyon hektar çayır ve meraya sahibiz… Yani:Topraklarımızın yüzde 19’u (beşte biri) çayır ve mera…
***
Bu veri… Basit bir hesaplamayla… Dünyadaki tüm büyükbaşları meralarımızda doyurabileceğimizi gösteriyor…
***
Yanı sıra: Yine resmi verilere göre 22.3 milyon hektar ormanlık alana sahibiz… Ve… 2018’de bu alanın 12 milyon hektarlık bölümünü de otlatmaya açmışız…
***
Kısacası sağımız, solumuz, her yer otlak alanı! Ama, yem pahalı!
***
Sonuç mu?
Çoğunluk, et ve süt ürünlerine ulaşamıyor… Dahası: Azınlık ise yiyebildiği et gerçekten et mi? Peynir gerçekten peynir mi? Yoğurt gerçekten yoğurt mu? İçtiği süt, gerçekten süt mü?... Şüpheleniyor…
***
Demek ki… Masa başında, “Şuna sahibiz; şunu yaptık/yaparız…” demekle olmuyor… Sahip olduklarımızı, alanda, bilimsel yollarla rasyonel zemine oturtmak, tanımlamak ve ekonomiye kazandırmak için de “alanda ter dökmek” ve yalnızca alanda ter dökenleri/dökecekleri desteklemek/ yetiştirmek gerekiyor…
VELHASIL
Tersi durumda… Çoğumuz proteinden de uzak kalıyor… Ve belki de bu nedenle, meralarımızın ortada bırakıldığını, bakımının/ıslahının yapılmadığını, bu nedenlerle ekolojik işlevini görmediğini göremiyor! Ve, “14 milyon hektar mera ve çayırımız var…” diye diye, senelerini “proteinden uzak…” tüketmeye devam ediyor…
***
Tarım Bakanı İbrahim Yumaklı meralara yönelik yeni bir kanun hazırlandığını anlattı… *** Her alanda yetenek/zihin geliştirmeye ağırlık vermedikçe; Okullar bu hedefe yönelik planlanmadıkça; Sosyal ve kültürel yapı çabadan/yetenekten/çıraklıktan/ çalışmaktan/üretmekten/geliştirmekten uzakta inşa edilince, binlerce kanun madden de olsa bir işe yaramıyor…